360
(bkz: die fetten jahre sind vorbei)
--- alıntı ---
berlin’de yaşayan avusturyalı yönetmen hans weingartner’in günümüz gençliğinin sisteme karşı başkaldırışını zekice kurguladığı, fırsat eşitsizliği, varlık, mülkiyet kavramlarına göndermeler yaptığı bol ödüllü filmi. zenginler tatile çıktıklarında evlerine gizlice girip, hiçbir şey çalmadan evdeki eşyaların yerlerini değiştiren gençler iş adamı hardenberg’e yakalanınca onu kaçırmaya karar verirler.yer yer didaktik öğeler barındırsa da özellikle sosyalist gençler ve kapitalist iş adamı arasındaki yemek masası diyalogları ilgi çekicidir.
--- alıntı ---
teması,cognitive dissonance (bilişsel çelişki) kavramıyla pek bir içli dışlı olan,yönetmen hans weingartnerin hiç bir şekilde söyleminden ödün vermediği filmdir. mesela yılmaz erdoğan vari yönetmenimsiler gibi darbelerin ve kapital düzenin öğütücülerinden bahsederken birtaraflara yalakalık yapmak gibi bir gayreti yoktur.
sosyalist devrimin gerçekleştirelibilirliği sorularına cevap vermek gibi bir gayesi de yoktur ayrıca,bu yüzden "derin" diyaloglar bulamazsınız,her şey en yalın haldedir.
sıradan gençlerin,"gerçek"eylemleri karşımıza çıkar film boyunca.v for vendetta gibi dramatize edilmiş bir bir devrim çığlığı da duyamazsınız.zira bu film gerçekçidir.bilmediğimiz çok gizli gerçekleri anlatıyormuş havasına bürünmeden, zaten bildiğimiz ama "pehhhhh herkes biliyor be onu " diyerek pek de iplemediğimiz gerçekleri suratımıza çarpar.
(bkz: her yürek devrimci bir hücredir)
--- alıntı ---
berlin’de yaşayan avusturyalı yönetmen hans weingartner’in günümüz gençliğinin sisteme karşı başkaldırışını zekice kurguladığı, fırsat eşitsizliği, varlık, mülkiyet kavramlarına göndermeler yaptığı bol ödüllü filmi. zenginler tatile çıktıklarında evlerine gizlice girip, hiçbir şey çalmadan evdeki eşyaların yerlerini değiştiren gençler iş adamı hardenberg’e yakalanınca onu kaçırmaya karar verirler.yer yer didaktik öğeler barındırsa da özellikle sosyalist gençler ve kapitalist iş adamı arasındaki yemek masası diyalogları ilgi çekicidir.
--- alıntı ---
teması,cognitive dissonance (bilişsel çelişki) kavramıyla pek bir içli dışlı olan,yönetmen hans weingartnerin hiç bir şekilde söyleminden ödün vermediği filmdir. mesela yılmaz erdoğan vari yönetmenimsiler gibi darbelerin ve kapital düzenin öğütücülerinden bahsederken birtaraflara yalakalık yapmak gibi bir gayreti yoktur.
sosyalist devrimin gerçekleştirelibilirliği sorularına cevap vermek gibi bir gayesi de yoktur ayrıca,bu yüzden "derin" diyaloglar bulamazsınız,her şey en yalın haldedir.
sıradan gençlerin,"gerçek"eylemleri karşımıza çıkar film boyunca.v for vendetta gibi dramatize edilmiş bir bir devrim çığlığı da duyamazsınız.zira bu film gerçekçidir.bilmediğimiz çok gizli gerçekleri anlatıyormuş havasına bürünmeden, zaten bildiğimiz ama "pehhhhh herkes biliyor be onu " diyerek pek de iplemediğimiz gerçekleri suratımıza çarpar.
(bkz: her yürek devrimci bir hücredir)