234
"abi sen napıyosun ya? sen naapıyosun????????? nasıl yapıyosun ya???"
benim için dün gecenin özeti bu.
iş yetiştirme sunma telaşesinden sonra 30 saatlik uykusuzlukla birlikte maça gittim. metro kapalı biliyorsunuz, geri kalan 2 kapıdan da birini kapatmışlar. stada girmeye çalışırken yaşadıklarımızı yazsam roman olur gerçekten. n.k.akp.v.a.s. ve n.k.p.v.a.s. deyip geçiyorum.
velhasılıkelam maça girdik, maç başlamış 5 dakika da geçmişti. çok kötü oynuyorduk ama... izledikçe moral bozuldu, sıkılmaya başladım. küfürler eşliğinde ilk yarıyı bitirdik.
ikinci yarıya heyecanlı başladık. kırmızı kartla coştuk. olcan'ın direği, umut'un kafası derken dakika 80'i geçti. tam umutların tükendiği anda, sneijder çıktı. aldı sazı eline. o anı unutamıyorum. güney tribününde tam ortadayız. sneijder'in topu sağa doğru çektiğini gördüm ve aha dedim.
bir saatin saniyelerinin mükemmel ilerleyişi gibi "tık" etti. bir saniye bile sürmedi, o an bir ömür gibi. bir saniye bile değildi ama stattaki o bir anlık sessizlik ve ardından gelen kükreme. o inanılmaz an. o inanılmaz gol. bağırışlarımız, seslerin kısılması, birbirimizi yumruklamamız, kim var kim yok herkesin birbirine sarılması. mükemmel bir anı.
daha gol sevinci bitmeden, birbirimize "oha oha oha!" diyerek golü anlatmaya çalışmalarımız devam ederken yine sneijder çıktı piyasaya. topu geride tarık'ın presi sonucunda aldı ve ilerlemeye başladı. ilk golün şaşkınlığı daha geçmemişti ama herkes bir anda döndü yine sneijder'i izlemek için. bu sefer sessizlik daha uzun sürdü. herkesin kilitlendiği o ikinci anda mağara adamı ayı volkan'ı yine avlamıştı. yine "tık" etmişti, ama bu sefer sağ tarafa. bu sefer sevinç esnasında gözümden yaş geldiğini hatırlıyorum. her şeyi unutmuştum, bütün sıkıntıları, problemleri. o kadar enerji dolmuştum ki, o an 24 saat daha çalışacaksın deseler hayır demezdim. maç bitene kadar, "sen ne yapıyorsun abi ya???" diye bağırdım, "nasıl yapıyorsun ya?????"
maçtan çıktık yine aynı kargaşa, insanlar çıkmaya çalışıyor. şark kurnazlığı yaparak aradan bir yerden kaçıverdik. çıktık ve tabii ki tükürük köfte eşliğinde maç kritiği, daha doğrusu sneijder kritiği yapmaya devam ettik. orada ve eve gidene kadar ağzımdan çıkan sözlerin yüzde doksanı;
"abi sen napıyosun ya? sen naapıyosun????????? nasıl yapıyosun ya???"
ulan be gaassaray... yine mutlu ettin, ısıttın iliklerime kadar...
benim için dün gecenin özeti bu.
iş yetiştirme sunma telaşesinden sonra 30 saatlik uykusuzlukla birlikte maça gittim. metro kapalı biliyorsunuz, geri kalan 2 kapıdan da birini kapatmışlar. stada girmeye çalışırken yaşadıklarımızı yazsam roman olur gerçekten. n.k.akp.v.a.s. ve n.k.p.v.a.s. deyip geçiyorum.
velhasılıkelam maça girdik, maç başlamış 5 dakika da geçmişti. çok kötü oynuyorduk ama... izledikçe moral bozuldu, sıkılmaya başladım. küfürler eşliğinde ilk yarıyı bitirdik.
ikinci yarıya heyecanlı başladık. kırmızı kartla coştuk. olcan'ın direği, umut'un kafası derken dakika 80'i geçti. tam umutların tükendiği anda, sneijder çıktı. aldı sazı eline. o anı unutamıyorum. güney tribününde tam ortadayız. sneijder'in topu sağa doğru çektiğini gördüm ve aha dedim.
bir saatin saniyelerinin mükemmel ilerleyişi gibi "tık" etti. bir saniye bile sürmedi, o an bir ömür gibi. bir saniye bile değildi ama stattaki o bir anlık sessizlik ve ardından gelen kükreme. o inanılmaz an. o inanılmaz gol. bağırışlarımız, seslerin kısılması, birbirimizi yumruklamamız, kim var kim yok herkesin birbirine sarılması. mükemmel bir anı.
daha gol sevinci bitmeden, birbirimize "oha oha oha!" diyerek golü anlatmaya çalışmalarımız devam ederken yine sneijder çıktı piyasaya. topu geride tarık'ın presi sonucunda aldı ve ilerlemeye başladı. ilk golün şaşkınlığı daha geçmemişti ama herkes bir anda döndü yine sneijder'i izlemek için. bu sefer sessizlik daha uzun sürdü. herkesin kilitlendiği o ikinci anda mağara adamı ayı volkan'ı yine avlamıştı. yine "tık" etmişti, ama bu sefer sağ tarafa. bu sefer sevinç esnasında gözümden yaş geldiğini hatırlıyorum. her şeyi unutmuştum, bütün sıkıntıları, problemleri. o kadar enerji dolmuştum ki, o an 24 saat daha çalışacaksın deseler hayır demezdim. maç bitene kadar, "sen ne yapıyorsun abi ya???" diye bağırdım, "nasıl yapıyorsun ya?????"
maçtan çıktık yine aynı kargaşa, insanlar çıkmaya çalışıyor. şark kurnazlığı yaparak aradan bir yerden kaçıverdik. çıktık ve tabii ki tükürük köfte eşliğinde maç kritiği, daha doğrusu sneijder kritiği yapmaya devam ettik. orada ve eve gidene kadar ağzımdan çıkan sözlerin yüzde doksanı;
"abi sen napıyosun ya? sen naapıyosun????????? nasıl yapıyosun ya???"
ulan be gaassaray... yine mutlu ettin, ısıttın iliklerime kadar...