Kariyer Sonu950
bir teknik direktörü eleştirmek için yönettiği maçları ve oyuncu değişikliklerini izlemek yetersiz bence.
idmanları ve oyuncu ile birebir tüm konuşmalarını takip etmek gerek. o zaman terim'deki sihri, mancini'deki eksikliği görebiliriz. o zaman prandelli'yi eleştirebiliriz.
sadece maç izlenerek teknik direktör eleştirmek çok yetersiz. ego mastürbasyonu gibi. tüm spor yazarlarının da yaptığı bu. adamın hakan balta'yı 4 maç oynatmayıp 5. maç denemesi bir önceki antremanda yaptığı bir hareket, durduğu pozisyon, kestiği top olabilir. odasında onunla konuşurken onun bahsettiği bir şeyler olabilir. ve onun için önemli olan bir maçta kaptırdığı top değil, genel mantalitesi olabilir.
teknik direktörlük dediğiniz şey 11 kişiden değil 40-50 (a2 takım dahil) kişiden bir takım yaratmaktır. alet çantası gibi. mengene'ye avize tamirinde ihtiyacınız olmayabilir ama bu yarın musluğun da bozulmayacağı manasına gelmez. takım eksiksiz olarak her zaman orada olmalı.
kesinlikle maç izleyerek teknik direktör eleştirmenin yersiz olduğunu düşünüyorum. işlerin bu kadar dışında olup bu kadar geniş spektrumlu eleştirmek sallamak gibi oluyor. bundan sonra teknik direktörü sadece saha dışı konularda eleştireceğim, zira futbolun magazin yönü ile ilgili aldığımız haberler, teknik yönüyle ile ilgili aldığımız haberlerden kat kat fazla.
hem her idmana gidip hem her maça gidersem, resmin bütününü anlamak için tüm küçük parçalardan haberim olursa o zaman teknik direktörü eleştirebilirim.
en mantıklısı işleyiş sistemini eleştirmek. ki o da teknik direktörün değil yapılanmanın icraatıdır. onun için çok fazla bilgiye ihtiyaç da yok zaten. yapılanmayı, futbol takımının işleyişini yönetim sağlar.
zaten prandelli ilk geldiği günden beri ''hücum kanat yerine defans kanat daha önemlidir'' aşısını yapmaya çalışarak beni yeterince tatmin etti. bir planı var. hem de her bölge için, her halinden belli.
idmanları ve oyuncu ile birebir tüm konuşmalarını takip etmek gerek. o zaman terim'deki sihri, mancini'deki eksikliği görebiliriz. o zaman prandelli'yi eleştirebiliriz.
sadece maç izlenerek teknik direktör eleştirmek çok yetersiz. ego mastürbasyonu gibi. tüm spor yazarlarının da yaptığı bu. adamın hakan balta'yı 4 maç oynatmayıp 5. maç denemesi bir önceki antremanda yaptığı bir hareket, durduğu pozisyon, kestiği top olabilir. odasında onunla konuşurken onun bahsettiği bir şeyler olabilir. ve onun için önemli olan bir maçta kaptırdığı top değil, genel mantalitesi olabilir.
teknik direktörlük dediğiniz şey 11 kişiden değil 40-50 (a2 takım dahil) kişiden bir takım yaratmaktır. alet çantası gibi. mengene'ye avize tamirinde ihtiyacınız olmayabilir ama bu yarın musluğun da bozulmayacağı manasına gelmez. takım eksiksiz olarak her zaman orada olmalı.
kesinlikle maç izleyerek teknik direktör eleştirmenin yersiz olduğunu düşünüyorum. işlerin bu kadar dışında olup bu kadar geniş spektrumlu eleştirmek sallamak gibi oluyor. bundan sonra teknik direktörü sadece saha dışı konularda eleştireceğim, zira futbolun magazin yönü ile ilgili aldığımız haberler, teknik yönüyle ile ilgili aldığımız haberlerden kat kat fazla.
hem her idmana gidip hem her maça gidersem, resmin bütününü anlamak için tüm küçük parçalardan haberim olursa o zaman teknik direktörü eleştirebilirim.
en mantıklısı işleyiş sistemini eleştirmek. ki o da teknik direktörün değil yapılanmanın icraatıdır. onun için çok fazla bilgiye ihtiyaç da yok zaten. yapılanmayı, futbol takımının işleyişini yönetim sağlar.
zaten prandelli ilk geldiği günden beri ''hücum kanat yerine defans kanat daha önemlidir'' aşısını yapmaya çalışarak beni yeterince tatmin etti. bir planı var. hem de her bölge için, her halinden belli.
