44
'magnetler ne garip, herseye tutunmaya calisirlar, birbirlerini iterler'
simdi uzerine cift dugum atacagim, istersen kurdela da baglayabilirim guzel gorunmesi icin. kisa bir de not yazarim: ' i couldn't love you more'. ilk soyledigim yalan olmaz...belki sonuncusu. ne zaman dogruyu yaparsin?neden mutluluklar cok kisa ve etkisi gecici olurken hayal kirikliklari bu kadar buyuk ve kalici? hayal kirikligi. aptalligin yuze vurmasi aslinda. hayat, arkadaslarimiz kadar kibar degil, yuzumuze vurmak zorunda salakligimizi. hayal kirikligi. koprucuk kemiginin uzerinde kayan yagmur damlasini hayal edip gercekte salak bir klima suyunun gozunun icine damlamasi gibi. paragraf baslatmakla ugrasmiyorum artik, dumduz gidiyor cumlelerim. yatak da toplamiyorum. ne de olsa aksam yine yatacagim oyle degil mi. buzdolabinda tarihi gecmis bir sut ve yeni alinmis bir meyveli yogurt vardi. uzun bir sure baktim ta ki burnumun usudugunu hissedene kadar. en son sen vardin aklimda, sacma yuz ifadeleri yapiyordun, olmekte olan michel poiccard gibi. oysa sen hep patricia'ydin. sonra uzanip yogurdu aldim ve cope attim. tarihi gecmis sut oylece tek basina kaldi dolapta. huzunlu bir ayrilikti ben kapagi kapatirken. sonra masada dunden kalma kirli tabaklari gordum. umursar gibi bakmaya calistim hatta neredeyse birini kaldirip lavaboya koyacaktim. gercekten yapabilirdim ama icerden bir ses geldi. siktir et dedi yatagim. ben hala sicagim ve icimde istiyorum seni. beni bu kadar sehvetli cagirirken ona iyi davranmaliydim, attim uzerindeki kirli kiyafetleri. daha bir guzel gorundu sadeligiyle. elimi koydum carsafin ustune, sicakti...ve yumusak. sadece biraz gozlerimi kapatacagim dedim. "bosver" dedi, "sadece kal burada... cok surmez merak etme birazdan bitecek" sanki sirtimdan akan sinirler omurlarimdan gecip beynime ulasmiyordu artik, uyusmustu her bir hucrem. basimi hafifce yastiga cevirdigimde sessice fisildadi, "birak kendini, seninim iste". 'biliyorum' dedim. 'yine de, sadece, belki elimi tutmak ister'. agirlasan kolumu yatagin disina dogru actim. avcumu actim. tum hissetmek istedigim o asina sicaklikti. parmaklarimin arasindan kayip yere dustu bos kutu ve o huzurlu karanlikta bana sonsuza kadar yankilanacak son gercek sesi verdi.
radiohead - codex
http://www.youtube.com/...&feature=related
simdi uzerine cift dugum atacagim, istersen kurdela da baglayabilirim guzel gorunmesi icin. kisa bir de not yazarim: ' i couldn't love you more'. ilk soyledigim yalan olmaz...belki sonuncusu. ne zaman dogruyu yaparsin?neden mutluluklar cok kisa ve etkisi gecici olurken hayal kirikliklari bu kadar buyuk ve kalici? hayal kirikligi. aptalligin yuze vurmasi aslinda. hayat, arkadaslarimiz kadar kibar degil, yuzumuze vurmak zorunda salakligimizi. hayal kirikligi. koprucuk kemiginin uzerinde kayan yagmur damlasini hayal edip gercekte salak bir klima suyunun gozunun icine damlamasi gibi. paragraf baslatmakla ugrasmiyorum artik, dumduz gidiyor cumlelerim. yatak da toplamiyorum. ne de olsa aksam yine yatacagim oyle degil mi. buzdolabinda tarihi gecmis bir sut ve yeni alinmis bir meyveli yogurt vardi. uzun bir sure baktim ta ki burnumun usudugunu hissedene kadar. en son sen vardin aklimda, sacma yuz ifadeleri yapiyordun, olmekte olan michel poiccard gibi. oysa sen hep patricia'ydin. sonra uzanip yogurdu aldim ve cope attim. tarihi gecmis sut oylece tek basina kaldi dolapta. huzunlu bir ayrilikti ben kapagi kapatirken. sonra masada dunden kalma kirli tabaklari gordum. umursar gibi bakmaya calistim hatta neredeyse birini kaldirip lavaboya koyacaktim. gercekten yapabilirdim ama icerden bir ses geldi. siktir et dedi yatagim. ben hala sicagim ve icimde istiyorum seni. beni bu kadar sehvetli cagirirken ona iyi davranmaliydim, attim uzerindeki kirli kiyafetleri. daha bir guzel gorundu sadeligiyle. elimi koydum carsafin ustune, sicakti...ve yumusak. sadece biraz gozlerimi kapatacagim dedim. "bosver" dedi, "sadece kal burada... cok surmez merak etme birazdan bitecek" sanki sirtimdan akan sinirler omurlarimdan gecip beynime ulasmiyordu artik, uyusmustu her bir hucrem. basimi hafifce yastiga cevirdigimde sessice fisildadi, "birak kendini, seninim iste". 'biliyorum' dedim. 'yine de, sadece, belki elimi tutmak ister'. agirlasan kolumu yatagin disina dogru actim. avcumu actim. tum hissetmek istedigim o asina sicaklikti. parmaklarimin arasindan kayip yere dustu bos kutu ve o huzurlu karanlikta bana sonsuza kadar yankilanacak son gercek sesi verdi.
radiohead - codex
http://www.youtube.com/...&feature=related