102
çok açık net yazacağım.
burak yılmaz: nefret ediyorum kendisinden. gerçekten geçen sezonun b.k oluşunun ve bu sezonun b.k olma ihtimalinin baş sorumlusu olarak görüyürum.
selçuk inan: kendisini seviyorum, fakat bu formsuzluğunun bu kadar uzun sürmesine anlam veremiyorum. artık kendisini toparlaması gerektiğini düşünüyorum.
veysel: yeteneklerinin kısıtlı olduğunu, fakat bi ihtimal gelişime açık olduğunu düşünüyorum.
ama;
aması şu güzel kardeşim. burak yılmaz bugün galatasaray'dan diyelim 4 milyon alıyor. trabzon'a gitse ne alacak? sivas'a, kayseri'ye gitse kazandığı parayı sen kazanabilecek misin hayatın boyunca?
selçuk inan bugün gitse fenerbahçe'de oynasa bugünkünden çok daha az mı para alacak, karın tokluğuna mı çalışacak?
birader, bak, kabul etmen gereken olay şu öncelikle. bu işin piyasası bu. bunu bilmen gerek. futbolcu eşşek yüküyle para alıyor olgusu kafandaysa s.çtığının resmidir. bu adam bu işin piyasasına göre normal para alıyor, bunu bi kabul edeceksin abicim. sen burdan bakınca ferrari'ye biniyor diyorsun ama o adam ordan bakınca lan ronaldo'nun bentley'i var diyor. kapiş?
ikinci kabul etmen gereken şey de şu, bak aslanım, bak galatasaraylı kardeşim; biliyorum, takımın kötü futboluna moralin bozuluyor. anlıyorum da bunu. fakat sen "taraftar"lık görevini yap, sonra kız takıma. allah aşkına, bunu ne kadar eleştirirseniz eleştirin farketmez fakat s.kik beşiktaş taraftarının maçtaki tezahüratlarını, maçın içinde oluşlarını dinliyorum, bi de ultraslan'a bakıyorum, bizimkiler daha dakika 3 başlıyorlar saldır galaaatasaray demeye. sen ne kadar maçın içindesin güzel kardeşim, sen ne kadar savaşıyorsun statta? bu iş para değildir en başta, bunu bi çözeceksin.
sen o futbolcuyu ıslıklayınca hasiktir kötü oynuyorum iyi oynamam lazım diye dünyanın olmayacak kadar sağlıklı psikolojisyle hareket edemiyor o adam. allah aşkına, burak'ın son dakikalarda umut'a pas vermeyi tercih ettiği pozisyondan hemen sonra yüz ifadesine bi bakın, anlayacaksınız oluşturduğunuz baskıyı. hayır burak yoksa net atardı demiyorum, ama adam o an ben bu kadar para alıyorum diye düşünemez. sen orada adamın özgüvenini bitiriyorsun bi kere yani, bitiyo anlatabiliyo muyum? futboldaki en önemli noktalardan birini yok ediyorsun?
amk tamam, herkes ben para alıyorum işimi yapmalıyım mantığında olacaksa ev sahibi olmanın deplasman olmanın bi farkı kalmamalıydı sanki? ıslıklamanın falan bi faydası olacaksa herkes yapsın, neden herkes içerdeki maçlarını kazanmak istiyor abicim? çünkü orada destek, öte tarafta ıslık, yuhalama, küfür var. sen iç sahanda yaşatıyorsun bunu futbolcuna, sonra da gelip buraya utanmadan yazıyorsun ıslıklarım diye.
her şeyden önce, ıslıklayamazsın güzel kardeşim. "galatasaray" forması terleten adamı "ıslıklayamazsın". bu iş bu kadar yani, destan yazmaya gerek yok. elinden geldiğince galatasaray yararına çalışan, "galatasaray" forması giymiş, üstünde "galatasaray" arması olan adamı ıslıklayamazsın. mantığın bu olacak, yoksa s.çtın.
burak yılmaz: nefret ediyorum kendisinden. gerçekten geçen sezonun b.k oluşunun ve bu sezonun b.k olma ihtimalinin baş sorumlusu olarak görüyürum.
selçuk inan: kendisini seviyorum, fakat bu formsuzluğunun bu kadar uzun sürmesine anlam veremiyorum. artık kendisini toparlaması gerektiğini düşünüyorum.
veysel: yeteneklerinin kısıtlı olduğunu, fakat bi ihtimal gelişime açık olduğunu düşünüyorum.
ama;
aması şu güzel kardeşim. burak yılmaz bugün galatasaray'dan diyelim 4 milyon alıyor. trabzon'a gitse ne alacak? sivas'a, kayseri'ye gitse kazandığı parayı sen kazanabilecek misin hayatın boyunca?
selçuk inan bugün gitse fenerbahçe'de oynasa bugünkünden çok daha az mı para alacak, karın tokluğuna mı çalışacak?
birader, bak, kabul etmen gereken olay şu öncelikle. bu işin piyasası bu. bunu bilmen gerek. futbolcu eşşek yüküyle para alıyor olgusu kafandaysa s.çtığının resmidir. bu adam bu işin piyasasına göre normal para alıyor, bunu bi kabul edeceksin abicim. sen burdan bakınca ferrari'ye biniyor diyorsun ama o adam ordan bakınca lan ronaldo'nun bentley'i var diyor. kapiş?
ikinci kabul etmen gereken şey de şu, bak aslanım, bak galatasaraylı kardeşim; biliyorum, takımın kötü futboluna moralin bozuluyor. anlıyorum da bunu. fakat sen "taraftar"lık görevini yap, sonra kız takıma. allah aşkına, bunu ne kadar eleştirirseniz eleştirin farketmez fakat s.kik beşiktaş taraftarının maçtaki tezahüratlarını, maçın içinde oluşlarını dinliyorum, bi de ultraslan'a bakıyorum, bizimkiler daha dakika 3 başlıyorlar saldır galaaatasaray demeye. sen ne kadar maçın içindesin güzel kardeşim, sen ne kadar savaşıyorsun statta? bu iş para değildir en başta, bunu bi çözeceksin.
sen o futbolcuyu ıslıklayınca hasiktir kötü oynuyorum iyi oynamam lazım diye dünyanın olmayacak kadar sağlıklı psikolojisyle hareket edemiyor o adam. allah aşkına, burak'ın son dakikalarda umut'a pas vermeyi tercih ettiği pozisyondan hemen sonra yüz ifadesine bi bakın, anlayacaksınız oluşturduğunuz baskıyı. hayır burak yoksa net atardı demiyorum, ama adam o an ben bu kadar para alıyorum diye düşünemez. sen orada adamın özgüvenini bitiriyorsun bi kere yani, bitiyo anlatabiliyo muyum? futboldaki en önemli noktalardan birini yok ediyorsun?
amk tamam, herkes ben para alıyorum işimi yapmalıyım mantığında olacaksa ev sahibi olmanın deplasman olmanın bi farkı kalmamalıydı sanki? ıslıklamanın falan bi faydası olacaksa herkes yapsın, neden herkes içerdeki maçlarını kazanmak istiyor abicim? çünkü orada destek, öte tarafta ıslık, yuhalama, küfür var. sen iç sahanda yaşatıyorsun bunu futbolcuna, sonra da gelip buraya utanmadan yazıyorsun ıslıklarım diye.
her şeyden önce, ıslıklayamazsın güzel kardeşim. "galatasaray" forması terleten adamı "ıslıklayamazsın". bu iş bu kadar yani, destan yazmaya gerek yok. elinden geldiğince galatasaray yararına çalışan, "galatasaray" forması giymiş, üstünde "galatasaray" arması olan adamı ıslıklayamazsın. mantığın bu olacak, yoksa s.çtın.
