275
hürrriyet yazarı bilgin gökberk, galatasaray-anderlecht şampiyonlar ligi maçına passolig kombinesiyle gitmek için bir türlü fotoğraf beğendiremedi. sistem bereli fotoğrafı dahil 8 ayrı pozunu beğenmeyince passolig yetkilileri çareyi ‘fotoğrafsız kart’ vermekle çözdü. bilgin gökberk, yaşadıklarını şöyle anlattı:
bi grup arkadaş gs arena’dan kombine aldık.
kartlar 1 kişide duruyor.
kim istanbul’daysa ve müsaitse alıyor kartı, gidiyor.
ayrıca arkadaşlarımızın locaları var,
yıllardır maçları ya orda seyrediyoruz.
ya orda...
* * *
bu defa kombine’de seyretmek istedik.
yurtdışında olan bi arkadaşın kartını ben aldım.
passolig’cileri aradım.
sizin için bi sorun omayacaksam maça gitmeye niyetliyim, arzuluyum ve hazırım, n’apmam lazım diye sordum.
ehliyetimin önlü arkalı fotokopisini, tc no’mu, kart sahibinin tc no’sunu kombinesinin fotokopisini istediler.
gönderdim.
fotoğraf istediler.
onu da gönderdim.
kepl’li bi fotoydu.
soldan ışık geliyor dendi
kabul edilmedi
soldan ışık gelmeyeni yolladım.
uygun bulunmadı.
işık’sız olanı yolladım.
olmadı.
sağdan ışık geleni..
önden ışık geleni yolladım.
olmadı.
hiç bi tarafından ışık gelmeyeni..
her tarafından ışık geleni yolladım.
onlara da ‘ııh’ dendi.
* * *
bi de bere’li olanları deneyelim dedim.
yolladım
onlar da geri döndü.
* * *
bi sürü foto yolladım
hiçbiri sistemin hoşuna gitmedi
* * *
sistem beni reddetti.
* * *
bere’siz, kep’siz foto yok mu, ‘sistem öyle istiyor’ dendi.
ya ülkede herkes başını bişeyle kapatıyor, sarık, kalpak, kavuk, fes, başörtü, türban vs bunların hepsini sistem kabul ediyor, bunlar ülkenin en tepelerinde bile kabul görüyor, uygun bulunuyor da sadece bizim kep ve bere mi kırmızı kart görüyor dedim.
* * *
bizle ilgisi yok, biz sadece bize söyleneni yapıyoruz, meclisten çıkan bilmem kaç sayılı yasa diyorki diye uzuuuuun bi cevap aldım.
* * *
hem loca hem kombine vardı.
az çok bilinen tanınan biriydik.
alt tarafı maça gidiyorduk.
karşımıza yasa’lar çıkıyordu.
devlet çıkıyordu.
insanın bütün şevkini kırıyordu.
* * *
dedimki;
başka foto yollamam, hürriyet’de köşemde bile bu foto’lardan var, tv’ye bile böyle çıkıyorum.
bu şekilde kart verirseniz verin, vermiyecekseniz de söyleyin dönücem eve, maça gitmicem.
* * *
benle konuşan passolig sorumlusu iyi niyetli cana yakın beni tanıyan ve yardımcı olmak isteyen biriydi, sonunda orta bi yol buldu. 1 maçlığına foto’suz bi kart verdi.
* * *
maça gittim ama gittiğime gideceğime de pişman oldum.
* * *
paso’yla ilişkim 40 yıl önce bitti.
yeniden başlar mı?
zor.
* * *
böyle bi ilişkiye şu anda hazır mıyım?
hayır.
* * *
türkçesi...
şimdilik benden passo.
sistem çökmüş cevap yok...
kapıya geldik. ana-baba günü.
kimse napıcağını bilmiyor.
sistem çökmüş, hiç bi karta cevap vermiyor, hangi kartı gösterirsen göster yeşil ışık yanmıyor.
* * *
benim kartım hazırdı. verdiler, girdim.
öyle sıtkım sıyrılmıştı ki sonra ne oldu bitti, öğrenmedim bile.
* * *
bugün dediler ki
“alın açık olmalıymış.”
no problem o zaman.
bizim alnımız her zaman açık.
bi grup arkadaş gs arena’dan kombine aldık.
kartlar 1 kişide duruyor.
kim istanbul’daysa ve müsaitse alıyor kartı, gidiyor.
ayrıca arkadaşlarımızın locaları var,
yıllardır maçları ya orda seyrediyoruz.
ya orda...
* * *
bu defa kombine’de seyretmek istedik.
yurtdışında olan bi arkadaşın kartını ben aldım.
passolig’cileri aradım.
sizin için bi sorun omayacaksam maça gitmeye niyetliyim, arzuluyum ve hazırım, n’apmam lazım diye sordum.
ehliyetimin önlü arkalı fotokopisini, tc no’mu, kart sahibinin tc no’sunu kombinesinin fotokopisini istediler.
gönderdim.
fotoğraf istediler.
onu da gönderdim.
kepl’li bi fotoydu.
soldan ışık geliyor dendi
kabul edilmedi
soldan ışık gelmeyeni yolladım.
uygun bulunmadı.
işık’sız olanı yolladım.
olmadı.
sağdan ışık geleni..
önden ışık geleni yolladım.
olmadı.
hiç bi tarafından ışık gelmeyeni..
her tarafından ışık geleni yolladım.
onlara da ‘ııh’ dendi.
* * *
bi de bere’li olanları deneyelim dedim.
yolladım
onlar da geri döndü.
* * *
bi sürü foto yolladım
hiçbiri sistemin hoşuna gitmedi
* * *
sistem beni reddetti.
* * *
bere’siz, kep’siz foto yok mu, ‘sistem öyle istiyor’ dendi.
ya ülkede herkes başını bişeyle kapatıyor, sarık, kalpak, kavuk, fes, başörtü, türban vs bunların hepsini sistem kabul ediyor, bunlar ülkenin en tepelerinde bile kabul görüyor, uygun bulunuyor da sadece bizim kep ve bere mi kırmızı kart görüyor dedim.
* * *
bizle ilgisi yok, biz sadece bize söyleneni yapıyoruz, meclisten çıkan bilmem kaç sayılı yasa diyorki diye uzuuuuun bi cevap aldım.
* * *
hem loca hem kombine vardı.
az çok bilinen tanınan biriydik.
alt tarafı maça gidiyorduk.
karşımıza yasa’lar çıkıyordu.
devlet çıkıyordu.
insanın bütün şevkini kırıyordu.
* * *
dedimki;
başka foto yollamam, hürriyet’de köşemde bile bu foto’lardan var, tv’ye bile böyle çıkıyorum.
bu şekilde kart verirseniz verin, vermiyecekseniz de söyleyin dönücem eve, maça gitmicem.
* * *
benle konuşan passolig sorumlusu iyi niyetli cana yakın beni tanıyan ve yardımcı olmak isteyen biriydi, sonunda orta bi yol buldu. 1 maçlığına foto’suz bi kart verdi.
* * *
maça gittim ama gittiğime gideceğime de pişman oldum.
* * *
paso’yla ilişkim 40 yıl önce bitti.
yeniden başlar mı?
zor.
* * *
böyle bi ilişkiye şu anda hazır mıyım?
hayır.
* * *
türkçesi...
şimdilik benden passo.
sistem çökmüş cevap yok...
kapıya geldik. ana-baba günü.
kimse napıcağını bilmiyor.
sistem çökmüş, hiç bi karta cevap vermiyor, hangi kartı gösterirsen göster yeşil ışık yanmıyor.
* * *
benim kartım hazırdı. verdiler, girdim.
öyle sıtkım sıyrılmıştı ki sonra ne oldu bitti, öğrenmedim bile.
* * *
bugün dediler ki
“alın açık olmalıymış.”
no problem o zaman.
bizim alnımız her zaman açık.