5533
eniştem 4 seneden beri izmir'de kafe işletiyor. kafeyi açtıktan bir ay sonra da bir garson aldı kafeye. çocuk ilk yıl acaip istekliydi, tek başına uçuruyordu kafeyi resmen. başka kimse olmasın o anda garson olarak, o yeterdi kafeye. izmir'de kafelerde garsonlara verilen ortalama para 30 35 liradır. eniştem bu çocuğa başta 50 lira günlük veriyordu. ikinci sene çocuğun o azmi, heyecanı kaçtı. yine de idare ediyordu ama eh işte. üçüncü sene oldu, çocuk işi iyice saldı. azmi, çalışma hırsı vs. hiçbirşey kalmadı. kafeye geliyordu sabah, tüm gün ayakta hiçbirşey yapmadan dolaşıyordu. tek yaptığı şey bir müşteri çay istediği zaman çayı ocaktan alıp en yakınındaki garsona vermekti. müşteriler falan çıldırıyordu onun bu halini görünce. homurdanmalar falan arttı, enişteme gelip kovsana şu adamı diyenlerin haddi hesabı yoktu. bu durum eniştemin o kadar çok hoşuna gitti, o kadar çok hoşuna gitti ki çocuğun günlüğünü hemen 150 liraya çıkarttı, emekli olana kadar da yanında çalışabileceğine dair sözleşme imzaladı çocukla. ve bu senenin başında kafenin şefini ikinci defa değiştirdi çünkü belli ki çocuk ikinci şefiyle mutlu değildi. çocuk arada bir müşterilerin önüne çıkıp 'söz veriyorum bugün sizinle çok ilgileneceğim' diyor ama yine dediğini yapmıyor. bu sene de aynı şekilde devam ediyor, çalışma performansı yerlerde sürünüyor.
durum bu arkadaşlar ve biz çok endişeleniyoruz acaba bu çocuğun canı bir şeye mi sıkkın diye? bir ziyaretine gidip konuşalım diyoruz kendisiyle. siz ne tavsiye edersiniz?
çocuğu neden kovmuyorsunuz diye soracak olan olursa da peşinen söyleyeyim. çocuk çalışmadan, adeta gözümüzün içine bakıp bizimle taşak geçerek para kazanıyor olabilir ama 3 sene evvel bayağı iyi çalışmıştı. ha bir de unutmadan, kendisi çok iyi efendi çocuktur.
tabi ben eniştemin kafesinde geçen bu hikayeyi neden selçuk'un başlığına yazdıysam?
durum bu arkadaşlar ve biz çok endişeleniyoruz acaba bu çocuğun canı bir şeye mi sıkkın diye? bir ziyaretine gidip konuşalım diyoruz kendisiyle. siz ne tavsiye edersiniz?
çocuğu neden kovmuyorsunuz diye soracak olan olursa da peşinen söyleyeyim. çocuk çalışmadan, adeta gözümüzün içine bakıp bizimle taşak geçerek para kazanıyor olabilir ama 3 sene evvel bayağı iyi çalışmıştı. ha bir de unutmadan, kendisi çok iyi efendi çocuktur.
tabi ben eniştemin kafesinde geçen bu hikayeyi neden selçuk'un başlığına yazdıysam?