27
bir takım yazarları fişlemekle suçlanmış. fişlemek kendisinin yaptığı değildir.
fişlemek yetki sahibi kurum ve kuruluşların bir kimseyi takip edilecek insanlar listesine eklemesidir. sürekli o kişi hakkında hukuka aykırı data tutup, anayasal eşitlik ilkesine rağmen o kişiye karşı davranışlarını aslında değerlendirme kriterleri içerisinde olmayan o datalara göre ayarlamasıdır.
örnek mi vereyim. misal tanjevic'in daha önce cenk akyol'u haketmesine rağmen kimden geldiği bilinmeyen talimatlar neticesinde milli takıma almayıp kariyeri ile ilgili ayar verilmesine vesile olması, fişleme ve bu fişlemenin sonucudur. mesela gezi eylemlerine katılan ve polis tarafından yakalanarak kayda geçirilen gençlerin hayatlarının geri kalan kısımlarında asla hakim, savcı gibi devletin mülakata bağladığı görevlere atanamayacak olmasıdır fişlemek. tayyip erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunan profesöre tamamen alakasız bir nedenden dolayı disiplin soruşturması açılmasıdır fişlemek. zaman gazetesi abonelerini kayda almaktır fişlemek. ama 3-5 tane yazarı beğenmeyip onları kaale almamak, yazı kalitesini eleştirmek değildir. hatta sözlüğün bu konuda bir aparatı bile var. tıklıyosun adamı kadro dışı yazarlar listesine ekliyor. fişlendim diye mağdur edebiyatı yapmadan önce fişlenmenin anlamını bilmek lazım. en azından kavramı beyin kıvrımları arasında bir yere doğru şekilde oturtmak elzemdir. yoksa gerçekten de sözlüğe gelip yalan yazmış şeyler yazmış olursun ki, bu da insanların seni kalitesiz yazar olarak nitelemesini haklı çıkarır.
ha bu arada aslan gibi savaş galatasaray nickli arkadaşın o şekilde yazması doğru mudur? kişisel olarak gerçekten de desteklediğim bir üslup değil. ama gerçekten şu mağdur edebiyatını türkiye'de görmekten o kadar sıkıldım ki, fişleniyoruz ühü ühü diye ağlanması karşısında yazdığı şeyi hoş karşılamadığım bir yazarı dahi savunmak gerekliliği hissettim. fişlenmiyorsun arkadaşım sen. saçmalama.
fişlemek yetki sahibi kurum ve kuruluşların bir kimseyi takip edilecek insanlar listesine eklemesidir. sürekli o kişi hakkında hukuka aykırı data tutup, anayasal eşitlik ilkesine rağmen o kişiye karşı davranışlarını aslında değerlendirme kriterleri içerisinde olmayan o datalara göre ayarlamasıdır.
örnek mi vereyim. misal tanjevic'in daha önce cenk akyol'u haketmesine rağmen kimden geldiği bilinmeyen talimatlar neticesinde milli takıma almayıp kariyeri ile ilgili ayar verilmesine vesile olması, fişleme ve bu fişlemenin sonucudur. mesela gezi eylemlerine katılan ve polis tarafından yakalanarak kayda geçirilen gençlerin hayatlarının geri kalan kısımlarında asla hakim, savcı gibi devletin mülakata bağladığı görevlere atanamayacak olmasıdır fişlemek. tayyip erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunan profesöre tamamen alakasız bir nedenden dolayı disiplin soruşturması açılmasıdır fişlemek. zaman gazetesi abonelerini kayda almaktır fişlemek. ama 3-5 tane yazarı beğenmeyip onları kaale almamak, yazı kalitesini eleştirmek değildir. hatta sözlüğün bu konuda bir aparatı bile var. tıklıyosun adamı kadro dışı yazarlar listesine ekliyor. fişlendim diye mağdur edebiyatı yapmadan önce fişlenmenin anlamını bilmek lazım. en azından kavramı beyin kıvrımları arasında bir yere doğru şekilde oturtmak elzemdir. yoksa gerçekten de sözlüğe gelip yalan yazmış şeyler yazmış olursun ki, bu da insanların seni kalitesiz yazar olarak nitelemesini haklı çıkarır.
ha bu arada aslan gibi savaş galatasaray nickli arkadaşın o şekilde yazması doğru mudur? kişisel olarak gerçekten de desteklediğim bir üslup değil. ama gerçekten şu mağdur edebiyatını türkiye'de görmekten o kadar sıkıldım ki, fişleniyoruz ühü ühü diye ağlanması karşısında yazdığı şeyi hoş karşılamadığım bir yazarı dahi savunmak gerekliliği hissettim. fişlenmiyorsun arkadaşım sen. saçmalama.