102
--- alıntı ---
çoğu kişi farkında değil ama istanbul büyükşehir belediyesi spor kulübü, türk futbol tarihinin en kıymetli oluşumudur.
kısa sürede “ali sami yen cehennemi” tabirini taca çıkaracak bir atmosferde maçlarını oynamaya başlayan sevilen kulüp, ülkesine de karşılık beklemeden dev hizmetlerde bulundu.
abdullah avcı ve ekibini büyük başarılarının mükafatı olarak, kendi geleceklerini hiç düşünmeden milli takıma verdi.
bu kararın kesinlikle abdullah bey’in annesinin köyünün erdoğan’ınkine komşu olmasıyla veya kasımpaşa’ya göçtükten sonra iki sokak ötelerinde oturmalarının bir ilgisi yoktu.
avcı’nın ayşe arman’a verdiği röportajdaki ifadesine göre, erdoğan ile avcı’nın resmen tanışması, göksel gümüşdağ’ın emine erdoğan’ın yeğeniyle evlendiği nikahta gerçekleşiyor. bir kez de çok eskiden erdoğan mahallede top oynarken onu izlemiş. çok iyiymiş falan.
başbakan’ın sevdiği isimlerden türk futbolunun “dokunulmaz” lakaplı centilmeni emre belözoğlu, göksel gümüşdağ’ın şirketi için poz veriyor.
unutulmaması gereken bir başka nokta da istanbul büyükşehir belediyesi’nin kendi çabalarıyla yarattığı bütçesinden itfaiye, ismek, iett, zabıta gibi pek de zaruri olmayan hizmetlere de pay ayırması, imar ve otopark yönetmeliği konusunda da çalışmalar yapmış olmasıdır. allah razı olsun.
tüm bunlar yetmez gibi, şimdi de -yukarıda nikahı geçen- gümüşdağ’ı, kulüpler birliği başkanlığına yollamıştır. ne kadar da verimli bir oluşum. bu ilişkiler ağına “insan gerçekten hayret ediyor.”
kulüpler birliği’nin başkanvekili ise kulüpten ayrılmak isteyen futbolcularına zulmeden, kulübü eskişehirspor hak kazanmasına rağmen şike sebebiyle avrupa’ya gidemeyen mesut hoşcan oldu.
mesut hoşcan, bu durum için teknik ekibi suçlarken, teknik ekibin başındaki bülent uygun da katar’da arap elbiseleri içinde asker selamı verip “paralel yapının kurbanı oldum” diye açıklama yapmakla meşguldü.
her neyse.
"türk futbolunun kaybolan marka değerini ayağa kaldıracağız" diyen göksel bey’den önce bunu deneyen başkanlar: aziz yıldırım, yıldırım demirören, halil ünal , ilhan cavcav gibi müthiş spor adamlarıydı.
“onlar bile beceremediyse gümüşdağ nasıl becerecek?” diyenlere anımsatmak isterim ki göksel bey yapar çünkü o ilklerin adamıdır.
şike sürecinde federasyon başkanvekili olan gümüşdağ, türk sporunda bir ilke daha imza atmış ve görevi başındayken, futbol federasyonu’na bağlı disiplin kurulu’na sevk edilen ilk yönetici olma unvanını almıştır.
nasıl ki “kupa benim sayemde orada” diyerek görevini kötüye kullandığını itiraf eden mehmet ali aydınlar nasıl ki “kadın ve çocuk taraftar” uygulamasını getirdiyse, beşiktaş’a ceza aldıran yıldırım demirören nasıl ki küfürde “tribün kapatmayı(?)” akıl ettiyse, göksel gümüşdağ’da türk futboluna “küfürsüz tape”yi getirebilecek yegane insandır.
kulübünün başındayken futbolcularından fenerbahçe maçını kazanmamalarını istemesini, federasyondayken aziz yıldırım kendisinden tahkimde cezasının kaldırılmasını istediğinde “tamam” demesini, türkiye kupası finali sonrası, oyuncularını ayartmakla suçladığı beşiktaş'ı dönemin federasyon başkanı mahmut özgener’e şikayet etmesinin, yanlış anlamalar zinciri olduğunu emniyetteki sorgusunda muhakkak açıklamıştır. hiçbirini merak etmiyorum.
merak ettiğim tek tapesi, fenerbahçe başkanı’nın kardeşi ali yıldırım ile yaptığı şu telefon görüşmesidir.
ali yıldırım: efendim.
göksel gümüşdağ: alo.
ali yıldırım: efendim başkanım.
göksel gümüşdağ: ne yapıyorsun yavrum?
ali yıldırım: iyiyim yavrum sen ne yapıyorsun?
göksel gümüşdağ: ulan var ya acayip seni kıskandım ki...
ali yıldırım: iki tane şey rica edeceğim.
göksel gümüşdağ: ha.
ali yıldırım: bir bana yavrum deme, iki g.toş deme tamam mı?
göksel gümüşdağ: oho sen de var ya her şeye şeysin ya var ya mıymıysın ha vallaha var ya.
ali yıldırım: bak mıymıy deme bak bir g.toş deme iki yavrum deme niye biliyor musun?
göksel gümüşdağ: hı.
ali yıldırım: milletin içinde şey yapıyorsun telefonda duyuluyor ses duyuluyor ben de dışarıya çıkmak zorunda kalıyorum falan filan böyle hoş olmuyor anladın mı sayın başkanım?
göksel gümüşdağ: ya insan sahiplenince böyle hani...
ali yıldırım: sahiplenince g.toş mu der abisine? g.toş mu der lan adam… abisine insan g.toş mu der? allah allah ben şimdi aziz’e g.toş mu diyeceğim?
göksel gümüşdağ: o sana vermiş olduğum değer lan sen ne diyorsun?
ali yıldırım: aziz’e g.toş mu diyeyim?
göksel gümüşdağ: sen sevinçten uçman lazım lan sana g.toş diyorum.
kendisine oy veren 17 kulübün de şu anda sevinçten havalara uçtuğuna eminim.
türk futboluna yakışan büyük başkan, görevine hoş geldin.
--- alıntı ---
medyaspor tümer topal
çoğu kişi farkında değil ama istanbul büyükşehir belediyesi spor kulübü, türk futbol tarihinin en kıymetli oluşumudur.
kısa sürede “ali sami yen cehennemi” tabirini taca çıkaracak bir atmosferde maçlarını oynamaya başlayan sevilen kulüp, ülkesine de karşılık beklemeden dev hizmetlerde bulundu.
abdullah avcı ve ekibini büyük başarılarının mükafatı olarak, kendi geleceklerini hiç düşünmeden milli takıma verdi.
bu kararın kesinlikle abdullah bey’in annesinin köyünün erdoğan’ınkine komşu olmasıyla veya kasımpaşa’ya göçtükten sonra iki sokak ötelerinde oturmalarının bir ilgisi yoktu.
avcı’nın ayşe arman’a verdiği röportajdaki ifadesine göre, erdoğan ile avcı’nın resmen tanışması, göksel gümüşdağ’ın emine erdoğan’ın yeğeniyle evlendiği nikahta gerçekleşiyor. bir kez de çok eskiden erdoğan mahallede top oynarken onu izlemiş. çok iyiymiş falan.
başbakan’ın sevdiği isimlerden türk futbolunun “dokunulmaz” lakaplı centilmeni emre belözoğlu, göksel gümüşdağ’ın şirketi için poz veriyor.
unutulmaması gereken bir başka nokta da istanbul büyükşehir belediyesi’nin kendi çabalarıyla yarattığı bütçesinden itfaiye, ismek, iett, zabıta gibi pek de zaruri olmayan hizmetlere de pay ayırması, imar ve otopark yönetmeliği konusunda da çalışmalar yapmış olmasıdır. allah razı olsun.
tüm bunlar yetmez gibi, şimdi de -yukarıda nikahı geçen- gümüşdağ’ı, kulüpler birliği başkanlığına yollamıştır. ne kadar da verimli bir oluşum. bu ilişkiler ağına “insan gerçekten hayret ediyor.”
kulüpler birliği’nin başkanvekili ise kulüpten ayrılmak isteyen futbolcularına zulmeden, kulübü eskişehirspor hak kazanmasına rağmen şike sebebiyle avrupa’ya gidemeyen mesut hoşcan oldu.
mesut hoşcan, bu durum için teknik ekibi suçlarken, teknik ekibin başındaki bülent uygun da katar’da arap elbiseleri içinde asker selamı verip “paralel yapının kurbanı oldum” diye açıklama yapmakla meşguldü.
her neyse.
"türk futbolunun kaybolan marka değerini ayağa kaldıracağız" diyen göksel bey’den önce bunu deneyen başkanlar: aziz yıldırım, yıldırım demirören, halil ünal , ilhan cavcav gibi müthiş spor adamlarıydı.
“onlar bile beceremediyse gümüşdağ nasıl becerecek?” diyenlere anımsatmak isterim ki göksel bey yapar çünkü o ilklerin adamıdır.
şike sürecinde federasyon başkanvekili olan gümüşdağ, türk sporunda bir ilke daha imza atmış ve görevi başındayken, futbol federasyonu’na bağlı disiplin kurulu’na sevk edilen ilk yönetici olma unvanını almıştır.
nasıl ki “kupa benim sayemde orada” diyerek görevini kötüye kullandığını itiraf eden mehmet ali aydınlar nasıl ki “kadın ve çocuk taraftar” uygulamasını getirdiyse, beşiktaş’a ceza aldıran yıldırım demirören nasıl ki küfürde “tribün kapatmayı(?)” akıl ettiyse, göksel gümüşdağ’da türk futboluna “küfürsüz tape”yi getirebilecek yegane insandır.
kulübünün başındayken futbolcularından fenerbahçe maçını kazanmamalarını istemesini, federasyondayken aziz yıldırım kendisinden tahkimde cezasının kaldırılmasını istediğinde “tamam” demesini, türkiye kupası finali sonrası, oyuncularını ayartmakla suçladığı beşiktaş'ı dönemin federasyon başkanı mahmut özgener’e şikayet etmesinin, yanlış anlamalar zinciri olduğunu emniyetteki sorgusunda muhakkak açıklamıştır. hiçbirini merak etmiyorum.
merak ettiğim tek tapesi, fenerbahçe başkanı’nın kardeşi ali yıldırım ile yaptığı şu telefon görüşmesidir.
ali yıldırım: efendim.
göksel gümüşdağ: alo.
ali yıldırım: efendim başkanım.
göksel gümüşdağ: ne yapıyorsun yavrum?
ali yıldırım: iyiyim yavrum sen ne yapıyorsun?
göksel gümüşdağ: ulan var ya acayip seni kıskandım ki...
ali yıldırım: iki tane şey rica edeceğim.
göksel gümüşdağ: ha.
ali yıldırım: bir bana yavrum deme, iki g.toş deme tamam mı?
göksel gümüşdağ: oho sen de var ya her şeye şeysin ya var ya mıymıysın ha vallaha var ya.
ali yıldırım: bak mıymıy deme bak bir g.toş deme iki yavrum deme niye biliyor musun?
göksel gümüşdağ: hı.
ali yıldırım: milletin içinde şey yapıyorsun telefonda duyuluyor ses duyuluyor ben de dışarıya çıkmak zorunda kalıyorum falan filan böyle hoş olmuyor anladın mı sayın başkanım?
göksel gümüşdağ: ya insan sahiplenince böyle hani...
ali yıldırım: sahiplenince g.toş mu der abisine? g.toş mu der lan adam… abisine insan g.toş mu der? allah allah ben şimdi aziz’e g.toş mu diyeceğim?
göksel gümüşdağ: o sana vermiş olduğum değer lan sen ne diyorsun?
ali yıldırım: aziz’e g.toş mu diyeyim?
göksel gümüşdağ: sen sevinçten uçman lazım lan sana g.toş diyorum.
kendisine oy veren 17 kulübün de şu anda sevinçten havalara uçtuğuna eminim.
türk futboluna yakışan büyük başkan, görevine hoş geldin.
--- alıntı ---
medyaspor tümer topal