80
fazla yüksek olmayan bir tempoda ve sabırlı bir şekilde oynayarak galip geldiğimiz hazırlık maçı. önde basan rakibe karşı geriden oyun kurarken temkinli davranmamız bu düzeydeki bir maç için gereksiz gibi gözükse de bir ciddiyet göstergesidir fakat rakip defansın önde olmasına karşın arkaya kaçmaya çalışan oyuncularımızın ofsayda yakalanması ya da zamanlama hatası yapması bu konulara dair biraz daha çalışma yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.
orta sahamızın dinamik ve seri pas yapan yapısı ne kadar iyiyse defans oyuncularımız arasındaki koordinasyon eksikliği de bir o kadar endişe vericiydi. hücum organizasyonlarında da göbekten atılan ara paslarla araya adam kaçırma ve kanattan bindiren çizgi oyuncularımızın içeri kestikleri toplarla pozisyon bulmaya çalıştık. çizgi organizasyonlarında beklerimiz biraz etkisizdiler, kanat oyuncularımız ise rakibin çok adamla alan daraltmasına karşın sonuca gitmesini bildiler.
görünen o ki teknik direktörümüz cesare prandelli'nin aklındaki hücumcu galatasaray ilk dakikadan itibaren rakibi sindirecek fakat bir o kadar da geride açıklar verecek riskli bir takımdan ziyade dengeli ve kontrollü bir hücum felsefesi güdecek, çok ve doğaçlama pozisyon bulup kişisel becerilerden medet ummaktan ziyade bulacağı makul sayıdaki takım organizasyonu ataklarının hemen hemen tümünde skora etki etmeye çalışacak... defans kurgusuna ve sabırlı ama etkili pas futboluna ayrıca bir önem verdiği ortada, ayrıca antrenmanlarda da, bu maçta da gördüğümüz üzere diziliş ve mevkilere oldukça sadık birisi. roberto mancini ve fatih terim'de gördüğümüz oyuncuları farklı mevkilerde değerlendirme ve maç içerisinde diziliş ve taktikle oynama gibi konularda minimum inisiyatif kullanıyor fakat oyun içerisinde rakibi analiz etmesi ve oyuncularla sürekli bir diyalog içerisinde olması başarılı. oyuncularımızın tek tek performanslarına gelirsek;
eray işcan: bir kaleci için çok zayıf reflekslere sahip ve ciddi bir maç konsantrasyonu sorunu var. maçta iki büyük hatası oldu ki birinde de hatalı yer tutuşu ve yavaşlığı sebebiyle ön direkten golü yedik. ötekinde de geri pası ayağından kaçırıp sonrasında da heyecan yaptı ve topu kaybettik. sinan bolat alındığı takdirde ancak altyapı kontenjanından kadroda durabilir ama geçen sezon ve yeni sezonun bu hazırlık maçındaki başarısız performansından sonra kendisi yerine alperen uysal şans verilmeyi hak ediyor. her zamanki gibi çok kötü bir maç çıkardı. üzerinde çevik bir kaleciden ziyade reyiz gibi dikilen bir bodyguard havası var.
hamit altıntop: belli ki uzun süren sakatlığı neticesinde klas tekniği baki kalsa da fizik gücü ve vizyonu iyice düşmüş. bir sağ bekten beklenen bindirmeleri yapması imkansız fakat duvar paslarıyla ilerleyip içeriye isabetli paslar atabiliyor. bunun dışında da yine bir bek oyuncusu gibi çizgiyi kullanmaktan ziyade aklı hep ortaya dönüp içeri kaymakta. bu açıdan bir yedek sağ bek transferi elzem ve kendisini sağ önde ya da orta sahada değerlendirmemiz daha isabetli olacak gibi duruyor. ayrıca birkaç kez kendisinden beklenmeyecek top kontrolü ve pas hataları yaptı. çok çok kötü olmasa da ismi hamit altıntop olduğu için haliyle bu performans kendisine pek yakışmadı.
veysel sarı: hamit'in yerine dahil olan oyuncumuz fizik gücü olarak daha diri ve ayakları yere basan bir görüntü ortaya koydu. adam adama mücadelelerde daha hızlı ve güçlüydü. bindirme yaparken o da hamit gibi yardımcı bir pasöre ihtiyaç duyuyor fakat hamit'e nazaran çizgiyi biraz daha etkili kullandığı söylenebilir. genel olarak performansı beni tatmin etti diyebilirim.
hakan balta: bildiğimiz oyununu ortaya koydu. hızlı oyunculara karşı her zamanki gibi biraz yavaş kalırken geriden oyun kurarken paslarına ihtiyaç duyduğumuz isimdi ve yer tutma ve adam marke etme gibi konularda partneri koray günter ile zaman zaman koordinasyon sorunları yaşasa da başarılıydı. stoperde güvenilir bir as ya da en azından bir yedek oyuncu olacağının sinyallerini verdi. cevval bir stoperin görece daha teknik ve soğukkanlı partneri olabilir. kafa toplarındaki eksikliği bu maçta belki çok hissedilmedi ama yine de bu vesileyle vurgulamak istedim.
emre can coşkun: hakan balta'nın yerine giren oyuncumuz bana göre tam bir semih kaya, hatta onun daha da savaşçı olanı. fizik gücü de, oyunu okuma becerisi de yetersiz ama yaşının vermiş olduğu serilik ve ortalamanın çok üstündeki cesareti ile çekinilir bir defans oyuncusu kimliği ortaya koyuyor. hakkında büyük konuşmak için erken ama eğer bu özelliklerini geliştirirse gerçekten korkunç bir stoperimiz olur. altyapımızdan çıkmış oyuncumuzun birçok temel eksiğine rağmen bu gözü kara yapısından belki de tüm objektifliğimi kaybederek cidden çok etkilendim.
koray günter: yaşına göre oldukça güçlü bir oyuncu olsa da maç içerisinde sık sık pozisyon kaybı yaşadı. semih kaya ve emre can coşkun'a kıyasla ayaklarına biraz daha hakim olduğu söylenebilir. ayrıca hızlı yapısından dolayı tek hamleli değil ve kaçırdığı adamı kovalayabiliyor. markaj özellikleri başarılı ama oyunu okuma becerisi düşük olduğu için sık sık arkada kaldı ve fizik özellikleriyle bu açığını kapatmaya çalıştı. gelişime açık bir oyuncu, maç tecrübesi arttıkça başarılı olacaktır diye düşünüyorum. bunda elbette hakkındaki olumlu antrenman raporlarının da etkisi var.
alex telles: ilk başlarda birkaç etkili bindirmesi oldu fakat genel olarak savruk ve lakayt bir tutumu vardı. neden böyle olduğuna gerçekten anlam veremedim. yokluktan oynasın istemem, umarım bir an önce toparlanır. çizgi bindirmelerini seven bir bek olarak bu özelliğini maçta kısıtlı olarak kullanmasını neye bağlamalıyım bilemiyorum. pas yaparak sorumluluğu arkadaşlarına devretme yoluna da gitmedi ve top kayıpları oldu. önümüzdeki maçlarda kendisine bu açıdan daha bir dikkat edeceğim.
emre tosun: alex telles'in yerine giren oyuncumuz aslen bir stoper olsa da sol bekte görev yaptı ve pas futboluna yatkın, hızlı düşünen ve yerine göre çalım da atabilen yapısıyla umut verdi. böyle bir hazırlık maçı elbette nihai bir referans olamaz fakat bana hazır gözüktü. kendisinden çok da büyük bir beklentim yoktu ama diri görüntüsüyle beni şaşırttı. bir iki hatalı pas tercihi oldu ama düşüncesi güzeldi. futbol bilgisi bana emre can, hatta semih kaya'dan bile daha yüksek gözüktü.
yekta kurtuluş: acayip taşaklı oynadı ve sahadaki belki de en it dalaşına yatkın, as takım oyuncusu imajı veren isimdi. attığı gol de bunun ödülü oldu. soğukkanlı, bileklerine hakim ve diri bir oyun ortaya koydu. geçen sezon kupadaki tokatspor maçında da performansı aynen buna benziyordu. büyük maçlarda bu kadar da göze batmadığı bir gerçek fakat özellikle de ligde ve kupada iyi bir joker olacağı kesin.
oğuzhan kayar: sahada çok az süre kaldı. yorum yapmak güç. lakin fizik gücünü geliştirmesi açısından ekstra bir programa tabi tutuluyor, bu maçta da az süre aldı, demek ki potansiyeli iyi olsa da maç için yeterince hazır değil. ilerisi için düşünülüyor ve bunun için ufak ufak hazırlanıyor olabilir.
furkan özçal: belli ki karabükspor macerası kendisine epey yaramış. hazırlık maçı demeden koştu, didindi, çabaladı, yeri geldi pres yaptı yeri geldi takımı atağa kaldırdı, gerçekten çok iyi bir performans gösterdi. al-ver yapmayı seviyor, oyun görüşü de gayet iyi. fiziği de baya gelişmiş. mesela bu açıdan çift yönlü yapısına rağmen selçuk inan'dan daha dişli bir orta saha oyuncusu gibi duruyor. hem defansta hem de hücumda sık sık gördük kendisini. koray günter'in sakatlığında stopere bile geçti :) kendisini gösterme arzusunu, azmini ve çalışkanlığını çok takdir ettim.
umut gündoğan: furkan için dediklerimin aynısı kendisi için de geçerli fakat umut'un hücum gücü, driplingleri ve çalım yeteneği furkan'dan daha iyi. bir ara yekta ve hamit'le öyle güzel bir pas üçgeni kurdular ki gözlerimin pası silindi resmen. yekta'yı da sayarsak bu dörtlü orta sahamızı her açıdan gayet iyi yedekleyecek gibi gözüküyor. emre çolak ve oğuzhan kayar gibi diğer isimler için açıkçası endişeliyim. umut gibi çalışkan, iş disiplini olan, yetenekli ve gayret etmekten imtina etmeyen oyuncularımız olduğu sürece hem forma savaşı çetin geçecektir, hem de kadromuz daha da güçlü bir hal alacaktır. kendisini net geliştirmiş, tebrikler umut...
birhan vatansever: genç yaşına rağmen çok olgun ve takım oyununa yatkın bir yapısı var. kendisini göstermek için bireysel davranmayıp takımı taşımasını takdir ettim. ilginçtir ki maçta hemen hemen hiç olumsuz bir özelliğine şahitlik etmedim. o yüzden ezbere eleştirileri sıralamak istemiyorum. şaşırtıcı bir potansiyeli olduğu ortada. umut'un yerine dahil olup furkan'ı biraz daha öne attı ve orta sahanın gerisini gayet iyi süpürdü. daha ilk maçında bu farkını ortaya koyması sevindirici ki geçtiğimiz yıllarda fatih terim tarafından zaman zaman a takımla idmanlara çıkarılmıştı, boşuna değilmiş...
sinan gümüş: fizik gücü ve dripling özelliği muazzam fakat top tekniği bana biraz yetersiz gibi geldi. belki de zeminden ya da yağışlı havadandır deyip ümitlerimizi koruyalım. gördüğüm kadarıyla maç içinde çok sorumluluk alan türde bir oyuncu değil, topu ayağına bekliyor ve geriye de pek yardım etmiyor ama topu aldığında yaptığı ani koşularla etkili olabiliyor, hatta bazen sahayı enine bile katediyor. güçlü ve hızlı bir kanat oyuncusu olarak mutlaka takıma katkısı olur diye düşünüyorum ama bu maç için konuşursak öne çıkan isimler içerisinde biraz gerilerde kaldı. takıma monte edilmesi biraz zaman alabilir.
aydın yılmaz: son 10 dakika süre alan evladımızın performansı için bir şey söylemek güç ama geçirmiş olduğu sakatlık sonrası 5 ay gibi kısa bir sürede sahalara hazır bir şekilde dönmüş olması bile sevindirici. hantal ya da oyundan kopuk bir görüntüsü olmadığını söyleyebilirim. sakatlığı en azından ondan bir şeyler götürmemiş, bu çok net. şu andan itibaren en iyi oynayacağı hali bile klasik aydın yılmaz performansı olur gibi geldi. o sakatlığa rağmen bu bile başarıdır.
nordin amrabat: oynadığı oyun beni deli etse de ikinci golü gerçekten güzeldi. rakibin alan daraltmasından ötürü açık alanda driplingden ziyade her zamanki rakibe poposunu dayayıp güreşme yoluna gitti ama beni asıl endişelendiren ve kızdıran şey takım oyunundan tamamen uzak ve bencil tercihleri oldu. skora direkt katkı sağlamasına rağmen beklentilerin çok çok altında kaldığını düşünüyorum.
bruma: hazır ve güçlenmiş bir şekilde sahalara dönen yıldız adayımız kimi pozisyonlarda haklı olarak biraz ürkek davransa da iyi bir oyun ortaya koydu. olağanüstü bir şey gerçekleşmediği takdirde maçlara çıka çıka formunu bulacaktır diye düşünüyorum çünkü çok başarılı bir tedavi süreci geçirdi potansiyelini tam anlamıyla sahaya yansıtması için daha fazla süre alması lazım, o da yavaş yavaş olacaktır. fırsat buldukça gerçekten etkili oldu ama onun dışında kendisini pek fazla zorlamadı. mesela tam bir sprintine tanıklık edemedik. anlık patlamalarla kendisini gösteren bir oyuncu gibi dursa da arkadaşlarını da oynatmayı seviyor. son dakikalarda veysel'e muhteşem bir ara pas attı.
berk yıldız: dürüst olmak gerekirse ortaya koyduğu oyundan aklımda hiçbir şey kalmadı. bir iki kez topla buluştu ve onlarda da garantici davranıp yana veya geriye pas yoluna gitti. bir tane de kalecinin kucağına giden etkisiz bir şutu oldu.
umut bulut: umut bulut cephesinde değişen hiçbir şey yok. şu hazırlık maçında bile araya kaçma veya golcülük özellikleri sivrilmedi ve presle idare etti. gerçi hakkını yemeyelim amrabat'a bir gol attırdı ve iki kez de benzer pozisyona girip kendisine pas atılmasını bekledi ama olmadı. açıkçası etkili bir yedek olacağından dahi şüphe ettim ama bunun için elbette erken. yeni 9 numaramız inşallah formunu bulur. kadroda kendisini gördüğümde "en az 3 gol atar" diye düşünmüştüm. tamam top yuvarlak, futbol 90 dakika vs. ama milli takım forveti isen en azından bir iki tane gollük pozisyon yakalayıp affetmeyeceksin yani. şu kadarcık beklentimiz de olsun kendisinden.
berk ismail ünsal: umut bulut'un yerine giren oyuncumuz umut bulut'tan esintiler sundu ve topla oynamaktan ziyade bol bol pres yaptı. takım oyununa umut bulut'tan daha yatkın gibi duruyor ve pivot santrfor özellikleri bir nebze daha iyi ama kendisinin golcülük özelliklerini de görmek isterim, bu maçta da o fırsatı bulamadı. gerçi bunda sonlara doğru düşen temponun da etkisi var. aman aman işler yapmasa da kadroda 3. forvet olarak kendisine rahatlıkla yer bulur. kesinlikle silik bir oyuncu değil.
orta sahamızın dinamik ve seri pas yapan yapısı ne kadar iyiyse defans oyuncularımız arasındaki koordinasyon eksikliği de bir o kadar endişe vericiydi. hücum organizasyonlarında da göbekten atılan ara paslarla araya adam kaçırma ve kanattan bindiren çizgi oyuncularımızın içeri kestikleri toplarla pozisyon bulmaya çalıştık. çizgi organizasyonlarında beklerimiz biraz etkisizdiler, kanat oyuncularımız ise rakibin çok adamla alan daraltmasına karşın sonuca gitmesini bildiler.
görünen o ki teknik direktörümüz cesare prandelli'nin aklındaki hücumcu galatasaray ilk dakikadan itibaren rakibi sindirecek fakat bir o kadar da geride açıklar verecek riskli bir takımdan ziyade dengeli ve kontrollü bir hücum felsefesi güdecek, çok ve doğaçlama pozisyon bulup kişisel becerilerden medet ummaktan ziyade bulacağı makul sayıdaki takım organizasyonu ataklarının hemen hemen tümünde skora etki etmeye çalışacak... defans kurgusuna ve sabırlı ama etkili pas futboluna ayrıca bir önem verdiği ortada, ayrıca antrenmanlarda da, bu maçta da gördüğümüz üzere diziliş ve mevkilere oldukça sadık birisi. roberto mancini ve fatih terim'de gördüğümüz oyuncuları farklı mevkilerde değerlendirme ve maç içerisinde diziliş ve taktikle oynama gibi konularda minimum inisiyatif kullanıyor fakat oyun içerisinde rakibi analiz etmesi ve oyuncularla sürekli bir diyalog içerisinde olması başarılı. oyuncularımızın tek tek performanslarına gelirsek;
eray işcan: bir kaleci için çok zayıf reflekslere sahip ve ciddi bir maç konsantrasyonu sorunu var. maçta iki büyük hatası oldu ki birinde de hatalı yer tutuşu ve yavaşlığı sebebiyle ön direkten golü yedik. ötekinde de geri pası ayağından kaçırıp sonrasında da heyecan yaptı ve topu kaybettik. sinan bolat alındığı takdirde ancak altyapı kontenjanından kadroda durabilir ama geçen sezon ve yeni sezonun bu hazırlık maçındaki başarısız performansından sonra kendisi yerine alperen uysal şans verilmeyi hak ediyor. her zamanki gibi çok kötü bir maç çıkardı. üzerinde çevik bir kaleciden ziyade reyiz gibi dikilen bir bodyguard havası var.
hamit altıntop: belli ki uzun süren sakatlığı neticesinde klas tekniği baki kalsa da fizik gücü ve vizyonu iyice düşmüş. bir sağ bekten beklenen bindirmeleri yapması imkansız fakat duvar paslarıyla ilerleyip içeriye isabetli paslar atabiliyor. bunun dışında da yine bir bek oyuncusu gibi çizgiyi kullanmaktan ziyade aklı hep ortaya dönüp içeri kaymakta. bu açıdan bir yedek sağ bek transferi elzem ve kendisini sağ önde ya da orta sahada değerlendirmemiz daha isabetli olacak gibi duruyor. ayrıca birkaç kez kendisinden beklenmeyecek top kontrolü ve pas hataları yaptı. çok çok kötü olmasa da ismi hamit altıntop olduğu için haliyle bu performans kendisine pek yakışmadı.
veysel sarı: hamit'in yerine dahil olan oyuncumuz fizik gücü olarak daha diri ve ayakları yere basan bir görüntü ortaya koydu. adam adama mücadelelerde daha hızlı ve güçlüydü. bindirme yaparken o da hamit gibi yardımcı bir pasöre ihtiyaç duyuyor fakat hamit'e nazaran çizgiyi biraz daha etkili kullandığı söylenebilir. genel olarak performansı beni tatmin etti diyebilirim.
hakan balta: bildiğimiz oyununu ortaya koydu. hızlı oyunculara karşı her zamanki gibi biraz yavaş kalırken geriden oyun kurarken paslarına ihtiyaç duyduğumuz isimdi ve yer tutma ve adam marke etme gibi konularda partneri koray günter ile zaman zaman koordinasyon sorunları yaşasa da başarılıydı. stoperde güvenilir bir as ya da en azından bir yedek oyuncu olacağının sinyallerini verdi. cevval bir stoperin görece daha teknik ve soğukkanlı partneri olabilir. kafa toplarındaki eksikliği bu maçta belki çok hissedilmedi ama yine de bu vesileyle vurgulamak istedim.
emre can coşkun: hakan balta'nın yerine giren oyuncumuz bana göre tam bir semih kaya, hatta onun daha da savaşçı olanı. fizik gücü de, oyunu okuma becerisi de yetersiz ama yaşının vermiş olduğu serilik ve ortalamanın çok üstündeki cesareti ile çekinilir bir defans oyuncusu kimliği ortaya koyuyor. hakkında büyük konuşmak için erken ama eğer bu özelliklerini geliştirirse gerçekten korkunç bir stoperimiz olur. altyapımızdan çıkmış oyuncumuzun birçok temel eksiğine rağmen bu gözü kara yapısından belki de tüm objektifliğimi kaybederek cidden çok etkilendim.
koray günter: yaşına göre oldukça güçlü bir oyuncu olsa da maç içerisinde sık sık pozisyon kaybı yaşadı. semih kaya ve emre can coşkun'a kıyasla ayaklarına biraz daha hakim olduğu söylenebilir. ayrıca hızlı yapısından dolayı tek hamleli değil ve kaçırdığı adamı kovalayabiliyor. markaj özellikleri başarılı ama oyunu okuma becerisi düşük olduğu için sık sık arkada kaldı ve fizik özellikleriyle bu açığını kapatmaya çalıştı. gelişime açık bir oyuncu, maç tecrübesi arttıkça başarılı olacaktır diye düşünüyorum. bunda elbette hakkındaki olumlu antrenman raporlarının da etkisi var.
alex telles: ilk başlarda birkaç etkili bindirmesi oldu fakat genel olarak savruk ve lakayt bir tutumu vardı. neden böyle olduğuna gerçekten anlam veremedim. yokluktan oynasın istemem, umarım bir an önce toparlanır. çizgi bindirmelerini seven bir bek olarak bu özelliğini maçta kısıtlı olarak kullanmasını neye bağlamalıyım bilemiyorum. pas yaparak sorumluluğu arkadaşlarına devretme yoluna da gitmedi ve top kayıpları oldu. önümüzdeki maçlarda kendisine bu açıdan daha bir dikkat edeceğim.
emre tosun: alex telles'in yerine giren oyuncumuz aslen bir stoper olsa da sol bekte görev yaptı ve pas futboluna yatkın, hızlı düşünen ve yerine göre çalım da atabilen yapısıyla umut verdi. böyle bir hazırlık maçı elbette nihai bir referans olamaz fakat bana hazır gözüktü. kendisinden çok da büyük bir beklentim yoktu ama diri görüntüsüyle beni şaşırttı. bir iki hatalı pas tercihi oldu ama düşüncesi güzeldi. futbol bilgisi bana emre can, hatta semih kaya'dan bile daha yüksek gözüktü.
yekta kurtuluş: acayip taşaklı oynadı ve sahadaki belki de en it dalaşına yatkın, as takım oyuncusu imajı veren isimdi. attığı gol de bunun ödülü oldu. soğukkanlı, bileklerine hakim ve diri bir oyun ortaya koydu. geçen sezon kupadaki tokatspor maçında da performansı aynen buna benziyordu. büyük maçlarda bu kadar da göze batmadığı bir gerçek fakat özellikle de ligde ve kupada iyi bir joker olacağı kesin.
oğuzhan kayar: sahada çok az süre kaldı. yorum yapmak güç. lakin fizik gücünü geliştirmesi açısından ekstra bir programa tabi tutuluyor, bu maçta da az süre aldı, demek ki potansiyeli iyi olsa da maç için yeterince hazır değil. ilerisi için düşünülüyor ve bunun için ufak ufak hazırlanıyor olabilir.
furkan özçal: belli ki karabükspor macerası kendisine epey yaramış. hazırlık maçı demeden koştu, didindi, çabaladı, yeri geldi pres yaptı yeri geldi takımı atağa kaldırdı, gerçekten çok iyi bir performans gösterdi. al-ver yapmayı seviyor, oyun görüşü de gayet iyi. fiziği de baya gelişmiş. mesela bu açıdan çift yönlü yapısına rağmen selçuk inan'dan daha dişli bir orta saha oyuncusu gibi duruyor. hem defansta hem de hücumda sık sık gördük kendisini. koray günter'in sakatlığında stopere bile geçti :) kendisini gösterme arzusunu, azmini ve çalışkanlığını çok takdir ettim.
umut gündoğan: furkan için dediklerimin aynısı kendisi için de geçerli fakat umut'un hücum gücü, driplingleri ve çalım yeteneği furkan'dan daha iyi. bir ara yekta ve hamit'le öyle güzel bir pas üçgeni kurdular ki gözlerimin pası silindi resmen. yekta'yı da sayarsak bu dörtlü orta sahamızı her açıdan gayet iyi yedekleyecek gibi gözüküyor. emre çolak ve oğuzhan kayar gibi diğer isimler için açıkçası endişeliyim. umut gibi çalışkan, iş disiplini olan, yetenekli ve gayret etmekten imtina etmeyen oyuncularımız olduğu sürece hem forma savaşı çetin geçecektir, hem de kadromuz daha da güçlü bir hal alacaktır. kendisini net geliştirmiş, tebrikler umut...
birhan vatansever: genç yaşına rağmen çok olgun ve takım oyununa yatkın bir yapısı var. kendisini göstermek için bireysel davranmayıp takımı taşımasını takdir ettim. ilginçtir ki maçta hemen hemen hiç olumsuz bir özelliğine şahitlik etmedim. o yüzden ezbere eleştirileri sıralamak istemiyorum. şaşırtıcı bir potansiyeli olduğu ortada. umut'un yerine dahil olup furkan'ı biraz daha öne attı ve orta sahanın gerisini gayet iyi süpürdü. daha ilk maçında bu farkını ortaya koyması sevindirici ki geçtiğimiz yıllarda fatih terim tarafından zaman zaman a takımla idmanlara çıkarılmıştı, boşuna değilmiş...
sinan gümüş: fizik gücü ve dripling özelliği muazzam fakat top tekniği bana biraz yetersiz gibi geldi. belki de zeminden ya da yağışlı havadandır deyip ümitlerimizi koruyalım. gördüğüm kadarıyla maç içinde çok sorumluluk alan türde bir oyuncu değil, topu ayağına bekliyor ve geriye de pek yardım etmiyor ama topu aldığında yaptığı ani koşularla etkili olabiliyor, hatta bazen sahayı enine bile katediyor. güçlü ve hızlı bir kanat oyuncusu olarak mutlaka takıma katkısı olur diye düşünüyorum ama bu maç için konuşursak öne çıkan isimler içerisinde biraz gerilerde kaldı. takıma monte edilmesi biraz zaman alabilir.
aydın yılmaz: son 10 dakika süre alan evladımızın performansı için bir şey söylemek güç ama geçirmiş olduğu sakatlık sonrası 5 ay gibi kısa bir sürede sahalara hazır bir şekilde dönmüş olması bile sevindirici. hantal ya da oyundan kopuk bir görüntüsü olmadığını söyleyebilirim. sakatlığı en azından ondan bir şeyler götürmemiş, bu çok net. şu andan itibaren en iyi oynayacağı hali bile klasik aydın yılmaz performansı olur gibi geldi. o sakatlığa rağmen bu bile başarıdır.
nordin amrabat: oynadığı oyun beni deli etse de ikinci golü gerçekten güzeldi. rakibin alan daraltmasından ötürü açık alanda driplingden ziyade her zamanki rakibe poposunu dayayıp güreşme yoluna gitti ama beni asıl endişelendiren ve kızdıran şey takım oyunundan tamamen uzak ve bencil tercihleri oldu. skora direkt katkı sağlamasına rağmen beklentilerin çok çok altında kaldığını düşünüyorum.
bruma: hazır ve güçlenmiş bir şekilde sahalara dönen yıldız adayımız kimi pozisyonlarda haklı olarak biraz ürkek davransa da iyi bir oyun ortaya koydu. olağanüstü bir şey gerçekleşmediği takdirde maçlara çıka çıka formunu bulacaktır diye düşünüyorum çünkü çok başarılı bir tedavi süreci geçirdi potansiyelini tam anlamıyla sahaya yansıtması için daha fazla süre alması lazım, o da yavaş yavaş olacaktır. fırsat buldukça gerçekten etkili oldu ama onun dışında kendisini pek fazla zorlamadı. mesela tam bir sprintine tanıklık edemedik. anlık patlamalarla kendisini gösteren bir oyuncu gibi dursa da arkadaşlarını da oynatmayı seviyor. son dakikalarda veysel'e muhteşem bir ara pas attı.
berk yıldız: dürüst olmak gerekirse ortaya koyduğu oyundan aklımda hiçbir şey kalmadı. bir iki kez topla buluştu ve onlarda da garantici davranıp yana veya geriye pas yoluna gitti. bir tane de kalecinin kucağına giden etkisiz bir şutu oldu.
umut bulut: umut bulut cephesinde değişen hiçbir şey yok. şu hazırlık maçında bile araya kaçma veya golcülük özellikleri sivrilmedi ve presle idare etti. gerçi hakkını yemeyelim amrabat'a bir gol attırdı ve iki kez de benzer pozisyona girip kendisine pas atılmasını bekledi ama olmadı. açıkçası etkili bir yedek olacağından dahi şüphe ettim ama bunun için elbette erken. yeni 9 numaramız inşallah formunu bulur. kadroda kendisini gördüğümde "en az 3 gol atar" diye düşünmüştüm. tamam top yuvarlak, futbol 90 dakika vs. ama milli takım forveti isen en azından bir iki tane gollük pozisyon yakalayıp affetmeyeceksin yani. şu kadarcık beklentimiz de olsun kendisinden.
berk ismail ünsal: umut bulut'un yerine giren oyuncumuz umut bulut'tan esintiler sundu ve topla oynamaktan ziyade bol bol pres yaptı. takım oyununa umut bulut'tan daha yatkın gibi duruyor ve pivot santrfor özellikleri bir nebze daha iyi ama kendisinin golcülük özelliklerini de görmek isterim, bu maçta da o fırsatı bulamadı. gerçi bunda sonlara doğru düşen temponun da etkisi var. aman aman işler yapmasa da kadroda 3. forvet olarak kendisine rahatlıkla yer bulur. kesinlikle silik bir oyuncu değil.