210
burak yilmaz gibi futbola yabanci bir ileri uc elemanini takimin 1. forveti olarak dusunuyorsak vay halimize. yok efendim sneijder pas verecekmis de bruma'yla olcan sagli sollu yardiracakmis da falan da filan. bu adamlari ben de begeniyorum da yuksekten atmakta ustunuze yok. gecen sene takimin oyun butunlugune comak sokan en buyuk sorun burak'in ileride top tutamamasiydi. drogba'yla birlikte pres de yapmayinca kanser edici bir oyun cikiyordu ortaya. herkes israrla ve inatla burak'in attigi gol sayisina kafayi takmis durumda. sorun su ki, ic saha maclarinda biraz vites yukselttiginizde anadolu kuluplerini duman edebilirsiniz, kaldi ki burak'a calisan oyuncularin degeri ligdeki bircok takimdan yuksektir. kimse burak kanatta oynadi ama demesin, kanatta oynayinca zaten forvet oynarken de olmayan yeteneginin koreldiginden bahsedemeyiz. dolayisiyla topu tutabilen, guclu, az cok calim-pas atabilen, vasat ustu kafa vurabilen ve bitiriciligi iyi duzeyde olan bir forvet takim oyununa buyuk katki saglayacaktir. bu sebeplerden oturu burak'tan kurtulmamizi saglayan beyaz atli bir forvet takima sarttir. cunku sampiyonlar liginde burak'la oynarsaniz ve artik drogba gibi bir babayigit de takimda yoksa gol yollarinda cok sikinti cekersiniz. malesef de konyaspor'a, eskisehir'e, bursa'ya atilan goller firsatciligiyla ovundugunuz bir adami avrupa'da sizi kendisinden faydali olma beklentisine sokabilir. kale agzindan -bir zahmet/rica minnet- gol atinca kapak takan adamdan medet umacaksak isimiz allah'a kalmis. insallah prandelli soyle eli yuzu duzgun, bizi burak lanetinden ve kanserinden kurtaracak biri bulur, ister ve getirtir.