146
bak beyim, sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, her şeyin var. binlerce kişi çalışıyor emrinde. yakışır mı sana taraftarın duygularıyla oynamak? yakışır mı bunca günahsızı yazın ortasında sneijder'siz bırakmak? ama nasıl yakışmaz? sen değil misin mata'ya bile acımayan, bir damlacık saaddeti çok gören? anlamıyor musun beyim, galatasaray taraftarı sneijder'i seviyor. ama ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. hıh. sen büyük patron, milyarder, manu'nun hocası, louis bey. sen mi büyüksün? hayır biz büyüğüz, biz, galatasaray. sen bizim yanımızda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç. gözümüzde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, ne sneijder'e ne de yolanthe'ye hiçbir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun ibne!(burayı ben ekledim) dokunma artık ailemize. dokunma sneijder'e. dokunma aslanımıza. eğer onun bonservisinin üçte biri dahi ödenirse, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, ubermensch, hiç düşünmeden çeker vururum seni. anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile.