aziz yıldırım'ın yeniden yargılanması

spor hukuku açısından en ufak bir anlam taşımamaktadır.
spor hukuku, şikenin gerçekleşip gerçekleşmediğine bile bakmaz; kaldı ki delillerin nasıl elde edildiğine baksın.
tayyip aziz'le barışmak istiyor olabilir.
aziz'in "cemaat :(" argümanına takılmak istiyor olabilir. burada yolları kesişmiş olabilir.
yeniden yargılama "delillerin toplanma biçimi hukuksuz" diyerek cezayı iptal edebilir.
bunlar beklenebilir şeyler bu ülkede.
ama değişmeyecek şey, şikenin varlığıdır ve spor hukukunu burası bağlar.
spor hukuku, atıyorum aziz yıldırım için spordan men cezası verdi diyelim; spor hukuku der ki "kardeşim spor stadyumlarından, yöneticilikten falan uzak dur, dışarda seni hapse mi atarlar, gidip mahmut uslu'yla mı izdivaç edersin, alex'ten intikam almak için brezilya vatandaşlığına geçip kulüp mü satın alırsın, ne bok yersen ye".

ama.
ama işte galatasaray'ın çıkarları için daima organize, uyanık, cesur ve kararlı olmak gerekiyor.
"yeeaaa biz ne yapabilir ki yaeaaaaææ" dedikçe, bunlar bu ülkenin orta ve kenar yerlerine itinayla sıçmaya devam edecekler.
boklarını da biz temizleyeceğiz şüpheniz olmasın.
böyle mal oldukça biz, her şey müstehak bize.