192
şu son dönemde en çok prim yaptığı şey; kamere karşısında sakin ve durgun bir şekilde yorum yapmasıdır. daha doğrusu dilmen'i yorumlayan seyircilerin düşünceleri bu şekilde. gayet sakin, aklı başında ve olgun bulurlar genelde tv izleyicileri. fakat şu da var ki; televizyon bir ilüzyondur. beyaz cam karşısında ne gösterilmek isteniyorsa bizler onu anlayabiliriz sadece. bunun dışında kılı kırk yarsanız daha da öteye gidip arka planı anlama şansınız yoktur. dikkat ederseniz içimiz ve dışımızın televizyon kanalları olduğu şu dönemde izleyen kesimin ne konuma getirilip getirilemeyeceği bes belli ortadadır. bunu iyiye kullanan (bir) yani '' tek'' belki de '' yek '' varsa, bunun yanında (bin) yani '' fazla'' belki de '' curcuna'' demek oluyor ki; özensizlik ve aldatmaca muhakkak çoğunluktadır. kimi spor kanalı hayri hiçler'i ve ersin düzen'i kadroya alarak bir dolu gereksiz aldatmacaya başvurur, kimi kanal ise ahmet çakar'ı ve serdar bali'yi aynı ortamda tutup bunlara bir de melih gümüşbıcak'ı ekler. bazen de haşmet babaoğlu ve hıncal uluç'u yan yana görmek nasip olabilir. fakat ben o ikiliyi genelde yaşamdan dakikalar adlı programda yanlarından sunay akın varken görmeyi tercih ederim.
gel gelelim rıdvan dilmen'e. bu beyefendi her ne kadar sakinmiş gibi bir imaj çiziyor olsa da hiç öyle değildir. normal insan gibi küfür de eder, aşırı derecede bağırır da, gerektiği zaman çok rahat eleştirir de ve hatta çoğunlukla sinir krizleri geçirdiği de olur. olur ama nerede, ne zaman, nasıl, kim, niçin? kısacası 5n1k. tabii ki kendi özel odasında. rıdvan bey, turkcell süper lip maçlarını stüdyo içindeki şahsa tahsis edilmiş odasında izler. burada bağırır, çağırır, küfürler saçar, kıp kırmızı olduğu çok olur. odasından şöyle bir çıkar sağa sola bakar. tuttuğu takım kazanmış ise ne olursa olsun der hemen gülücükler saçar. eğer ki kaybetmiş ise ateş kusar. tabii bunlar gayet normal ve olağan şeyler. kimsenin birşey demeye hakkı yok. benim de itirazım yok. zaten kendisinin en büyük avantajı da bu öfkesine kamera karsısında sahip çıkabilmesi. bunu yaparken çok fazla yoruyor ve zorluyor kendisini. bu sebepten dolayı arada sırada yüzü kızarmış ve bozarmış bir hal ile bizlere yansımaktadır. bunun dışında komiktir, esprilidir lakin tarafsız değildir. zaten olmasın da.
gel gelelim rıdvan dilmen'e. bu beyefendi her ne kadar sakinmiş gibi bir imaj çiziyor olsa da hiç öyle değildir. normal insan gibi küfür de eder, aşırı derecede bağırır da, gerektiği zaman çok rahat eleştirir de ve hatta çoğunlukla sinir krizleri geçirdiği de olur. olur ama nerede, ne zaman, nasıl, kim, niçin? kısacası 5n1k. tabii ki kendi özel odasında. rıdvan bey, turkcell süper lip maçlarını stüdyo içindeki şahsa tahsis edilmiş odasında izler. burada bağırır, çağırır, küfürler saçar, kıp kırmızı olduğu çok olur. odasından şöyle bir çıkar sağa sola bakar. tuttuğu takım kazanmış ise ne olursa olsun der hemen gülücükler saçar. eğer ki kaybetmiş ise ateş kusar. tabii bunlar gayet normal ve olağan şeyler. kimsenin birşey demeye hakkı yok. benim de itirazım yok. zaten kendisinin en büyük avantajı da bu öfkesine kamera karsısında sahip çıkabilmesi. bunu yaparken çok fazla yoruyor ve zorluyor kendisini. bu sebepten dolayı arada sırada yüzü kızarmış ve bozarmış bir hal ile bizlere yansımaktadır. bunun dışında komiktir, esprilidir lakin tarafsız değildir. zaten olmasın da.
