1704
adamın gelmesinde veya gelmemesinde değilim.
fakat futbolun, ülke insanının ruh halinin geldiği noktayı göstermesi açısından bakınca gerçekten üzülüyorum yaşananlara.
çocukluk dönemim tanju'nun gollerine sevinerek ve rıdvan'a imrenerek geçti. milli takımda ikilinin muhteşem uyumunu galatasaray'da hayal ettim hep. o zamanlar yaşım ya 6 ya 7... ama biliyorum babam da böyle düşünür, hayal ederdi. hep derdi şu rıdvan'ı bi alsa bizimkiler, şampiyon kulüpler kupasında her sene yarı final oynarız diye...
rıdvan kim? fenerbahçe'nin en büyük kozu.
şimdi kim? fenerbahçe'nin medya elçisi.
rıdvan'ı transfer edemedik ama sonra hasan vezir'i transfer ettik biz bir ara. ne tatlı rekabetti. rakibin iyi futbolcusunu kapıyorsun elinden. babam komşumuzu sinirlendirirdi, galatasaray'da atacağı golleri ballandıra ballandıra anlatırdı, ben de sınıf arkadaşlarımı... gerçi sonra hasan vezir bir bok yiyemedi. kariyeri 3-0'dan 4-3'e gelen maçta bize attığı 3 golle kaldı adamın... herhalde o zaman ettiğimiz beddua, geldi galatasaray'da buldu elemanı.
ve tabi bir de tanju'nun fenerbahçe'ye transferi haberi var. ne uyuz olurdum mahallede eskiden top oynarken kendine rıdvan ismini seçen arkadaşımın tanju adını almasına. o gocunmazdı ama galatasaray efsanesi bu tanju diye. az dalga geçmemişlerdi zamanında oysa ki hülya avşar'la yaşadığı aşktan sonra... bir de biz nefret etmemiştik fenerbahçe'ye gidince tanju'dan.
allahtan ben de hiç boş kalmadım. kosecki, hakan şükür, hagi falan derken zaten internet geldi, sokak futbolu bitti, tabi bir de ben büyüdüm.
sene 2014. rekabetin geldiği noktaya bak. taraftarımız rakip takımın futbolcusundan nefret ediyor. yadırgıyor muyum? yadırgamıyorum, zira kendi futbolcusundan da nefret ediyor bu taraftar. arda turan'dan etti. burak'tan etti. selçuk'tan bile etti... caner'den mi etmeyecek. 25 senede ülkede nasıl bir nefret psikolojisinin hakim olduğunun örneğidir bu. eskiden severdik biz futbolcuları, insanları.
fakat futbolun, ülke insanının ruh halinin geldiği noktayı göstermesi açısından bakınca gerçekten üzülüyorum yaşananlara.
çocukluk dönemim tanju'nun gollerine sevinerek ve rıdvan'a imrenerek geçti. milli takımda ikilinin muhteşem uyumunu galatasaray'da hayal ettim hep. o zamanlar yaşım ya 6 ya 7... ama biliyorum babam da böyle düşünür, hayal ederdi. hep derdi şu rıdvan'ı bi alsa bizimkiler, şampiyon kulüpler kupasında her sene yarı final oynarız diye...
rıdvan kim? fenerbahçe'nin en büyük kozu.
şimdi kim? fenerbahçe'nin medya elçisi.
rıdvan'ı transfer edemedik ama sonra hasan vezir'i transfer ettik biz bir ara. ne tatlı rekabetti. rakibin iyi futbolcusunu kapıyorsun elinden. babam komşumuzu sinirlendirirdi, galatasaray'da atacağı golleri ballandıra ballandıra anlatırdı, ben de sınıf arkadaşlarımı... gerçi sonra hasan vezir bir bok yiyemedi. kariyeri 3-0'dan 4-3'e gelen maçta bize attığı 3 golle kaldı adamın... herhalde o zaman ettiğimiz beddua, geldi galatasaray'da buldu elemanı.
ve tabi bir de tanju'nun fenerbahçe'ye transferi haberi var. ne uyuz olurdum mahallede eskiden top oynarken kendine rıdvan ismini seçen arkadaşımın tanju adını almasına. o gocunmazdı ama galatasaray efsanesi bu tanju diye. az dalga geçmemişlerdi zamanında oysa ki hülya avşar'la yaşadığı aşktan sonra... bir de biz nefret etmemiştik fenerbahçe'ye gidince tanju'dan.
allahtan ben de hiç boş kalmadım. kosecki, hakan şükür, hagi falan derken zaten internet geldi, sokak futbolu bitti, tabi bir de ben büyüdüm.
sene 2014. rekabetin geldiği noktaya bak. taraftarımız rakip takımın futbolcusundan nefret ediyor. yadırgıyor muyum? yadırgamıyorum, zira kendi futbolcusundan da nefret ediyor bu taraftar. arda turan'dan etti. burak'tan etti. selçuk'tan bile etti... caner'den mi etmeyecek. 25 senede ülkede nasıl bir nefret psikolojisinin hakim olduğunun örneğidir bu. eskiden severdik biz futbolcuları, insanları.