42
sözlükteki m.ş. düşmanlarının içine su serpmiş sitedir.
melih şabanoğlu'na sallayan arkadaşları bu siteye davet ediyorum, bakın tam sizin kafadan, tence kapak misali. virgülüne dokunmadan paylaşıyorum ;
gece yarisi yola çikan, g.saray’in transferi nerede ?
5 temmuz gecesi, keita’dan sonra g.saray’a transfer edilen yeni ismi açıklayacağını kendi sitesinde açıklayan tarihçi melih şabanoğlu muhabirliğe soyununca fena halde duvara tosladi. şabanoğlu yeni transfer hakkında her zaman olduğu gibi sir (!) ipuçlari veriyor, gece yarısı saat 03.00 de galatasaray’in yeni transferinin kampa katilacağinı üzerine basa basa söylüyor gelmezse adini açiklayacağim diyordu.. ancak bırakın saatleri takvim yaprakları bir bir düşerken, g.s tv de de yorum yaptığı söylenen tarihçiden de transferden de tik yok.. yola çıkan ve 5 temmuz 03.00 de g.saray kampına katılacağı açıklanan yeni transfer aradan günler geçmesine rağmen hala kampa ulaşmış değil.. .. işte tarihe geçecek bir transfer haberinin çildirtan hikayesi.
g.saray tv de program yaptığı söylenen bir tarihçi , haberciliğe soyununca ne olur..
tek kelime rezil olur..
g.saray’ın teknik direktörlük arayışlarında, tarihi yazılarını bırakarak kendi blogunda, transfer haberleri vermeye başlayan, bunun tuttuğunu görünce, esas işini unutup rüzgarın savurduğu yerlere uçmaya çalışan melih şabanoğlu’nun bu günlerde g.saray taraftarı içine çıkacak yüzü yok..
g.saray camiasının içinden istihbaratlar aldığı iddiası ile günlerce, kendisine saygı gösteren binlerce sarı kırmızılı taraftarlara umud dağıtan ancak ne söylediği belli olmayan devletin aliii menfaatleri için açiklanmayan sirlar gibi, bir türlü istihbaratlarını açıklayamayan şabanoğlu’nun maskesi 5 temmuz gecesi düştü..
5 temmuz gecesi, keita’dan sonra g.saray’a transfer edilen ismi açıklayacağını söyleyen şabanoğlu, yeni transfer hakkında her zaman olduğu gibi sir (!) ipuçlari veriyor, gece yarısı saat 03.00 de galatasaray’in yeni transferinin kampa katilacağinı üzerine basa basa açıklıyordu..
o güne kadar, hiç bir istihbaratı net bir şekilde vermeyen, yeni futbolcumuzun iki kulaği var.. bazen tişört giyiyor, bazen gömlek.. saçlarini boyatmazsa sari, boyatirsa saçlari siyah da olabiliyor.. annesi siyahi, babasi beyaz olduğu için gelecek futbolcu siyahi de olabilir, beyaz da olabilir.. orta saha oynar, ama çok iyi sağ kanat oyuncusudur, kaleciliği de çok iyidir, gerektiğinde stoper oynar, dört şampiyonlar ligi kupasi kaldirmiş, 8 takla atmiştir mealindeki tanımlamalarla takımlarından bir haber almak umudu ile çırpınan sarı kırmızılı çoğunluğu genç taraftarlara tarihi anlatıyor görüntüsüne rağmen lafonten’den (la fontaine) masallar anlatmayı daha çok sevdiğini ortaya koyuyordu..
balon 5 temmuz gecesi patladi..
gs tv de proğram yaptığı söylenen ancak hiç izlemediğimiz bu tarihçi şabanoğlu, transfer haberlerini tatlı raitingini abartınca 5 temmuz gecesi duvara tosladı..
gece saat 03.00 te kampa katilacağini açikladiği ve ismini o saatlerde açiklayacağini belirten şabanoğlu, yorumlara yazdığı cevapları saat 01.00 civarı birden bıraktı..
g.saray’ın yeni transferini öğrenmek için bekleyen binlerce sarı kırmızılı taraftar saatler 03.00 ü gösterdiğinde inanılmaz bir heyecan içindeydi..
tahminler ardı ardına geliyor, bu mu melih abi söylesene diye yakarışlar yeri göğü inletiyordu..
..evet adrenalin yüksek, beklenti doruk noktadaydı.. saatler 03.00 üç bir kaç dakika geçiyordu..
haydi şaban haydiii şaban haydiii tam zamani tam zamani şimdiiii. diye tezahüratlar sitelerden taşıyordu..
ama nafile tarihçi kardeş ortada yoktu..
transfer felan ..?
hani saat üçte kampa katılacak yeni transfer..?
saat 03.30 yok..
saat 04.00 yok..
tabi öfke büyüyor, gayin-sin ler sin - kaf lara dönüyordu..
bir umut..
tarihçi abi saygıdeğerdi..
tarihçi abi yalan söylemezdi..
tarihçi abi kulübe çok yakındı..(!)
tarihçi abi yeni transferi açıklayacaktı..
bu umutla hala bekleyenler vardı..
gün ağarmak üzereydi.
oysa şabanoğlu, eğer bu yeni transferimiz bu gece saat 03.00 de kampa katilmazsa, size bu ismi açiklayacağim diye de racon kesmişti..
ama ortada yoktu..
binlerce kişi uykusuzken, o uyumuş muydu acaba?
sabah olmuş..
gün dönmüştü...
tarih bir transfer haberinin hikayesini daha yazacaktı..
bu defa g.saray’da garip transfer haberleri başlıklı yazıda, tarihi yazanlar tarihçi birinin haberciliğe soyunduğunda nasıl rezil olduğunu yazmaya hazırlanıyordu..
gün ağarmış , gayin-sin ’e bakan uykusuz gözler, sin kaf eden diller söylene söylene yola koyulmuştu.
her gelmeyen memnundu ki yerinden, transfer bombasi patlamişti tarihçinin elinden.
5 temmuz gece yarısı saat 03.00 e bakan gözler, şimdi takvim yapraklarına bakıyordu..
6 temmuz.. melih abi hadi açıklasana şu ismi.. tik yok..
7 temmuz.. melih abi hadi artıııık yeter ama tik yok..
8 temmuz.. hay ben senin açıklayacağın transferin....
şabanoğlu, gelmezse açiklayacağim demişti.. ammaaaa saatler değil, günler geçiyor ama hala tik yok tu..
belli ki ortalığın ve sinirlerin yatışmasını bekliyor.
bir de çaycıdan mı, temizlikciden bi kimden istihbarat aldı ise büyük ihtimal onu arıyordu..
işin esprisi bir yana gerçek ortadaki tiraji komik gerçek şuydu:
turkspor.net iki senedir, haberleri çalınmasın diye çok önemli haberlerini gece yarısı saat 02.30 da açıklayacağını ananosladığında o saatte, açıklıyordu.. bazen sitenin aşırı yoğunluğu sebebiyle 15-20 dakika sonra haberini açıklamıştı.. ama asla yalan söymememişti..
asla kimsenin umutları ile oynamamıştı..
ve o haberler her zaman yüzde yüz doğru çıkmıştı....
ama bunun için gazetecilikte tam 30 sene geçti..
güzel tarihçi kardeş..
30 gün değil..
bu işler öyle kolay değil..
holding medyası yapamıyor trilyonları ile yüzlerce çalışanı ile..
sen mi yapacaksın..?
çocukların, gençlerin, takımlarından haber almak için bir geceyi uykusuz geçirecek kadar sevgi dolu insanların heyecanları ile, duyguları ile oynamayı bırak..
biliyorsan taaaak diye açıkla.. tıpkı turkspor.net gibi..
bilmiyorsan suküt eyle......
sen tarih yaz, biz okuyalım..
biz haber verelim sen oku..
herkes işini yapsın...
tarih yazılarınla tek tek üzerine koyduğun tuğlalar ile inşa ettiğin sevgi kulesi ni , iki kuruşluk raiting için, ya da üç beş kişi fazla ziyaretci çekmek için kumdan kulelere daha fazla çevirme..
özür dile , yanlış yoldan dön, kendi yoluna devam et..
bir daha da bu transfer haberleri işine girme..
haa yok beee, o gün çok iyi ziyaretci yakaladım.. hele bu öfke seli geçsin yine başlarım diyorsan,
o zaman bu kadar kibar bir yazı ile seni uğurlamayız haberin olsun..
haydi hocam iş başına..
bize tarih yaz..
tarih seni çakma istihbaratçi olarak yazmadan..
aksi takdirde binlerce sayfa tarih yazsan, seninle tanışacak her yeni kişi haaa siz o gece saat 03.00 de kampa katilacak transferi açiklayip yok olan kişi değil miydiniz? diye soracak.. binlerce sayfa umuruna gelmeden..
ha sahi..
şu ismi hala bekliyoruz..
takvim yapraklarını da saklıyoruz..
belki birgün tekrar ortaya çıkartırız..
bilmem kaç gün oldu diye sormak için..
sakın haaa! ben muhabir değilim.. duyum aldim onlari vermek istedim felan da deme.. yaptığın iş muhabirlik.. tarihçi olduğun söyleniyor , yazılarından da anlaşılıyor.. muhabir’in kelime anlamını biliyorsundur elbette.
yani illa bir gazetede kadrolu çalışman gerekmez..
illa profesyonel gazeteci olman gerekmez..
bir yayın organında aldıgın istihbaratlara dayanarak haber veriyorsan muhabir sin o kadar..
yazının giriş bölümünden la fontaine’den bahsetmiştik. o’mu yazmış bilmem. ama geçenlerde okuduğun tesbih böceği ile karinca kralliği hikayesini mutlaka okuyun..
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=la fontaine den masallar
uzun bir hikaye..
uykusuz kaldık. uğraştırma bizi diyenler için sonunu söyleyelim..
sonu şöyle bitiyor..
bu masalımızdaki ders şudur tespih böceği kendisini ne kadar karınca gibi gösterse de sonuçta bir tespih böceğidir. mahluk mahlukluğundan vazgeçmez, örümcek gibi düşünenlerin zihni ateşböceğinin ışığıyla aydınlanmaz.
yaniii.
neymiiiiş arkadaşlar...
herkes kendi bildiği işi yapicek miiiiiş..
saim altunterim
melih şabanoğlu'na sallayan arkadaşları bu siteye davet ediyorum, bakın tam sizin kafadan, tence kapak misali. virgülüne dokunmadan paylaşıyorum ;
gece yarisi yola çikan, g.saray’in transferi nerede ?
5 temmuz gecesi, keita’dan sonra g.saray’a transfer edilen yeni ismi açıklayacağını kendi sitesinde açıklayan tarihçi melih şabanoğlu muhabirliğe soyununca fena halde duvara tosladi. şabanoğlu yeni transfer hakkında her zaman olduğu gibi sir (!) ipuçlari veriyor, gece yarısı saat 03.00 de galatasaray’in yeni transferinin kampa katilacağinı üzerine basa basa söylüyor gelmezse adini açiklayacağim diyordu.. ancak bırakın saatleri takvim yaprakları bir bir düşerken, g.s tv de de yorum yaptığı söylenen tarihçiden de transferden de tik yok.. yola çıkan ve 5 temmuz 03.00 de g.saray kampına katılacağı açıklanan yeni transfer aradan günler geçmesine rağmen hala kampa ulaşmış değil.. .. işte tarihe geçecek bir transfer haberinin çildirtan hikayesi.
g.saray tv de program yaptığı söylenen bir tarihçi , haberciliğe soyununca ne olur..
tek kelime rezil olur..
g.saray’ın teknik direktörlük arayışlarında, tarihi yazılarını bırakarak kendi blogunda, transfer haberleri vermeye başlayan, bunun tuttuğunu görünce, esas işini unutup rüzgarın savurduğu yerlere uçmaya çalışan melih şabanoğlu’nun bu günlerde g.saray taraftarı içine çıkacak yüzü yok..
g.saray camiasının içinden istihbaratlar aldığı iddiası ile günlerce, kendisine saygı gösteren binlerce sarı kırmızılı taraftarlara umud dağıtan ancak ne söylediği belli olmayan devletin aliii menfaatleri için açiklanmayan sirlar gibi, bir türlü istihbaratlarını açıklayamayan şabanoğlu’nun maskesi 5 temmuz gecesi düştü..
5 temmuz gecesi, keita’dan sonra g.saray’a transfer edilen ismi açıklayacağını söyleyen şabanoğlu, yeni transfer hakkında her zaman olduğu gibi sir (!) ipuçlari veriyor, gece yarısı saat 03.00 de galatasaray’in yeni transferinin kampa katilacağinı üzerine basa basa açıklıyordu..
o güne kadar, hiç bir istihbaratı net bir şekilde vermeyen, yeni futbolcumuzun iki kulaği var.. bazen tişört giyiyor, bazen gömlek.. saçlarini boyatmazsa sari, boyatirsa saçlari siyah da olabiliyor.. annesi siyahi, babasi beyaz olduğu için gelecek futbolcu siyahi de olabilir, beyaz da olabilir.. orta saha oynar, ama çok iyi sağ kanat oyuncusudur, kaleciliği de çok iyidir, gerektiğinde stoper oynar, dört şampiyonlar ligi kupasi kaldirmiş, 8 takla atmiştir mealindeki tanımlamalarla takımlarından bir haber almak umudu ile çırpınan sarı kırmızılı çoğunluğu genç taraftarlara tarihi anlatıyor görüntüsüne rağmen lafonten’den (la fontaine) masallar anlatmayı daha çok sevdiğini ortaya koyuyordu..
balon 5 temmuz gecesi patladi..
gs tv de proğram yaptığı söylenen ancak hiç izlemediğimiz bu tarihçi şabanoğlu, transfer haberlerini tatlı raitingini abartınca 5 temmuz gecesi duvara tosladı..
gece saat 03.00 te kampa katilacağini açikladiği ve ismini o saatlerde açiklayacağini belirten şabanoğlu, yorumlara yazdığı cevapları saat 01.00 civarı birden bıraktı..
g.saray’ın yeni transferini öğrenmek için bekleyen binlerce sarı kırmızılı taraftar saatler 03.00 ü gösterdiğinde inanılmaz bir heyecan içindeydi..
tahminler ardı ardına geliyor, bu mu melih abi söylesene diye yakarışlar yeri göğü inletiyordu..
..evet adrenalin yüksek, beklenti doruk noktadaydı.. saatler 03.00 üç bir kaç dakika geçiyordu..
haydi şaban haydiii şaban haydiii tam zamani tam zamani şimdiiii. diye tezahüratlar sitelerden taşıyordu..
ama nafile tarihçi kardeş ortada yoktu..
transfer felan ..?
hani saat üçte kampa katılacak yeni transfer..?
saat 03.30 yok..
saat 04.00 yok..
tabi öfke büyüyor, gayin-sin ler sin - kaf lara dönüyordu..
bir umut..
tarihçi abi saygıdeğerdi..
tarihçi abi yalan söylemezdi..
tarihçi abi kulübe çok yakındı..(!)
tarihçi abi yeni transferi açıklayacaktı..
bu umutla hala bekleyenler vardı..
gün ağarmak üzereydi.
oysa şabanoğlu, eğer bu yeni transferimiz bu gece saat 03.00 de kampa katilmazsa, size bu ismi açiklayacağim diye de racon kesmişti..
ama ortada yoktu..
binlerce kişi uykusuzken, o uyumuş muydu acaba?
sabah olmuş..
gün dönmüştü...
tarih bir transfer haberinin hikayesini daha yazacaktı..
bu defa g.saray’da garip transfer haberleri başlıklı yazıda, tarihi yazanlar tarihçi birinin haberciliğe soyunduğunda nasıl rezil olduğunu yazmaya hazırlanıyordu..
gün ağarmış , gayin-sin ’e bakan uykusuz gözler, sin kaf eden diller söylene söylene yola koyulmuştu.
her gelmeyen memnundu ki yerinden, transfer bombasi patlamişti tarihçinin elinden.
5 temmuz gece yarısı saat 03.00 e bakan gözler, şimdi takvim yapraklarına bakıyordu..
6 temmuz.. melih abi hadi açıklasana şu ismi.. tik yok..
7 temmuz.. melih abi hadi artıııık yeter ama tik yok..
8 temmuz.. hay ben senin açıklayacağın transferin....
şabanoğlu, gelmezse açiklayacağim demişti.. ammaaaa saatler değil, günler geçiyor ama hala tik yok tu..
belli ki ortalığın ve sinirlerin yatışmasını bekliyor.
bir de çaycıdan mı, temizlikciden bi kimden istihbarat aldı ise büyük ihtimal onu arıyordu..
işin esprisi bir yana gerçek ortadaki tiraji komik gerçek şuydu:
turkspor.net iki senedir, haberleri çalınmasın diye çok önemli haberlerini gece yarısı saat 02.30 da açıklayacağını ananosladığında o saatte, açıklıyordu.. bazen sitenin aşırı yoğunluğu sebebiyle 15-20 dakika sonra haberini açıklamıştı.. ama asla yalan söymememişti..
asla kimsenin umutları ile oynamamıştı..
ve o haberler her zaman yüzde yüz doğru çıkmıştı....
ama bunun için gazetecilikte tam 30 sene geçti..
güzel tarihçi kardeş..
30 gün değil..
bu işler öyle kolay değil..
holding medyası yapamıyor trilyonları ile yüzlerce çalışanı ile..
sen mi yapacaksın..?
çocukların, gençlerin, takımlarından haber almak için bir geceyi uykusuz geçirecek kadar sevgi dolu insanların heyecanları ile, duyguları ile oynamayı bırak..
biliyorsan taaaak diye açıkla.. tıpkı turkspor.net gibi..
bilmiyorsan suküt eyle......
sen tarih yaz, biz okuyalım..
biz haber verelim sen oku..
herkes işini yapsın...
tarih yazılarınla tek tek üzerine koyduğun tuğlalar ile inşa ettiğin sevgi kulesi ni , iki kuruşluk raiting için, ya da üç beş kişi fazla ziyaretci çekmek için kumdan kulelere daha fazla çevirme..
özür dile , yanlış yoldan dön, kendi yoluna devam et..
bir daha da bu transfer haberleri işine girme..
haa yok beee, o gün çok iyi ziyaretci yakaladım.. hele bu öfke seli geçsin yine başlarım diyorsan,
o zaman bu kadar kibar bir yazı ile seni uğurlamayız haberin olsun..
haydi hocam iş başına..
bize tarih yaz..
tarih seni çakma istihbaratçi olarak yazmadan..
aksi takdirde binlerce sayfa tarih yazsan, seninle tanışacak her yeni kişi haaa siz o gece saat 03.00 de kampa katilacak transferi açiklayip yok olan kişi değil miydiniz? diye soracak.. binlerce sayfa umuruna gelmeden..
ha sahi..
şu ismi hala bekliyoruz..
takvim yapraklarını da saklıyoruz..
belki birgün tekrar ortaya çıkartırız..
bilmem kaç gün oldu diye sormak için..
sakın haaa! ben muhabir değilim.. duyum aldim onlari vermek istedim felan da deme.. yaptığın iş muhabirlik.. tarihçi olduğun söyleniyor , yazılarından da anlaşılıyor.. muhabir’in kelime anlamını biliyorsundur elbette.
yani illa bir gazetede kadrolu çalışman gerekmez..
illa profesyonel gazeteci olman gerekmez..
bir yayın organında aldıgın istihbaratlara dayanarak haber veriyorsan muhabir sin o kadar..
yazının giriş bölümünden la fontaine’den bahsetmiştik. o’mu yazmış bilmem. ama geçenlerde okuduğun tesbih böceği ile karinca kralliği hikayesini mutlaka okuyun..
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=la fontaine den masallar
uzun bir hikaye..
uykusuz kaldık. uğraştırma bizi diyenler için sonunu söyleyelim..
sonu şöyle bitiyor..
bu masalımızdaki ders şudur tespih böceği kendisini ne kadar karınca gibi gösterse de sonuçta bir tespih böceğidir. mahluk mahlukluğundan vazgeçmez, örümcek gibi düşünenlerin zihni ateşböceğinin ışığıyla aydınlanmaz.
yaniii.
neymiiiiş arkadaşlar...
herkes kendi bildiği işi yapicek miiiiiş..
saim altunterim