4991
türkiyede sokaktaki çocukların favori numarası çıkmıştı dokuza ama sen indirdin sekize,
sonra da düşmedin ki bir milim geriye,
bu olayı çevirmeli bir bilim tezine,
ama bu halini izlemek bildiğin eziyet.
buradaki bazı sözlük yazarları da olmak üzere bir kısım galatasaraylının utanacaklarını bildiğinden arkadaş ortamıyla maç izlemeye gitmediği, maç sonuçlarını netten takip ettiği, sezon bitse de transferlerle nefes alsak dediği bir yılın sonunda geldin. ne de güzel gelmiştin. gelişin bile senin gibi güzeldi, elinin tersiyle itmiştin parayı, ben çocukluğumun takımına gitmek istiyorum dedin.
sonra herşey çorap söküğü gibi geldi. o sezon maestro oldun. sen tv de arapası atacaksın diye sıkışıp tuvalete gidemeyenler altlarını ıslattı, frikikten takacaksın diye ekrana kitlenenlerin gözleri bozuldu. hep ekstralar yapıyordun, çünkü alev alev yanıyordun. eminim ki geceleri yastığa başını koyduğunda "bu vuruş çok iyiydi, bi daha ki frikiği de böyle atayım" diyordun.
2012-2013 sezonunda transferlerle kimyasını bulamayan takım bocalarken yine ortalama üstüydün. şampiyonlar liginde çoğu maçta takımı alıp götürdün. ne olduysa transferlerle oldu devre arasından sonra.
floryanın kapısının ardında neler yaşanıyor bilmiyorum. ancak buradaki yazarlar, internetteki haberler ve sizin maçtaki tepkilerinizden birşeyler bilip, düşünüp, yorum yapabiliyoruz ama olmuyor kaptan. 8 numara kutsaldır, emanettir, monacoya çakan prekazinin emanetidir, juventusa son dakika tokat atan suat kayanın emanetidir. 8 sonsuz güvendir, formayı ver arkana yaslandır. 8 rakamını 90 derece çevir sonsuz işareti olur. niye biliyor musun? ben de bilmiyorum ama sanırım 8 numaraları çok sevdiğimden.
sen gol attıktan sonra isterim ki tüm takım sana koşsun, sen hepsinin tebriğini al;
başkası gol atınca isterim ki ilk sen kutla;
her arapasını sen at,
her frikiğe sen vur,
her sağa çekip plase golü senin olsun.
ama benim selçuğum bu değil. benim selçuğumformasını çıkarıp hocasına veren selçuk değil, benim selçuğumselçuk geliyor gol de geliyor selçuk.
unutma bu takım çok uzun zaman senin gibi bir adama (adam diyorum bak, futbolcu değil) hasretti. sen fazlasıyla doldurdun. bir sene nadasa çekildin. bu sezonu da böyle bitir ama seneye öyle bir dön ki, biz adını anmaya çekinelim nazar değecek diye.
bu arada;
sen vaktinden çok sonra gelen
sevdalı bi 8 numara gibisin,
çisil çisil gözlerimde.
sonra da düşmedin ki bir milim geriye,
bu olayı çevirmeli bir bilim tezine,
ama bu halini izlemek bildiğin eziyet.
buradaki bazı sözlük yazarları da olmak üzere bir kısım galatasaraylının utanacaklarını bildiğinden arkadaş ortamıyla maç izlemeye gitmediği, maç sonuçlarını netten takip ettiği, sezon bitse de transferlerle nefes alsak dediği bir yılın sonunda geldin. ne de güzel gelmiştin. gelişin bile senin gibi güzeldi, elinin tersiyle itmiştin parayı, ben çocukluğumun takımına gitmek istiyorum dedin.
sonra herşey çorap söküğü gibi geldi. o sezon maestro oldun. sen tv de arapası atacaksın diye sıkışıp tuvalete gidemeyenler altlarını ıslattı, frikikten takacaksın diye ekrana kitlenenlerin gözleri bozuldu. hep ekstralar yapıyordun, çünkü alev alev yanıyordun. eminim ki geceleri yastığa başını koyduğunda "bu vuruş çok iyiydi, bi daha ki frikiği de böyle atayım" diyordun.
2012-2013 sezonunda transferlerle kimyasını bulamayan takım bocalarken yine ortalama üstüydün. şampiyonlar liginde çoğu maçta takımı alıp götürdün. ne olduysa transferlerle oldu devre arasından sonra.
floryanın kapısının ardında neler yaşanıyor bilmiyorum. ancak buradaki yazarlar, internetteki haberler ve sizin maçtaki tepkilerinizden birşeyler bilip, düşünüp, yorum yapabiliyoruz ama olmuyor kaptan. 8 numara kutsaldır, emanettir, monacoya çakan prekazinin emanetidir, juventusa son dakika tokat atan suat kayanın emanetidir. 8 sonsuz güvendir, formayı ver arkana yaslandır. 8 rakamını 90 derece çevir sonsuz işareti olur. niye biliyor musun? ben de bilmiyorum ama sanırım 8 numaraları çok sevdiğimden.
sen gol attıktan sonra isterim ki tüm takım sana koşsun, sen hepsinin tebriğini al;
başkası gol atınca isterim ki ilk sen kutla;
her arapasını sen at,
her frikiğe sen vur,
her sağa çekip plase golü senin olsun.
ama benim selçuğum bu değil. benim selçuğumformasını çıkarıp hocasına veren selçuk değil, benim selçuğumselçuk geliyor gol de geliyor selçuk.
unutma bu takım çok uzun zaman senin gibi bir adama (adam diyorum bak, futbolcu değil) hasretti. sen fazlasıyla doldurdun. bir sene nadasa çekildin. bu sezonu da böyle bitir ama seneye öyle bir dön ki, biz adını anmaya çekinelim nazar değecek diye.
bu arada;
sen vaktinden çok sonra gelen
sevdalı bi 8 numara gibisin,
çisil çisil gözlerimde.
