3044
evet kendisi başarısız olmuştur ancak galatasaray futbol takımının kadrosu da türkiye liginden oluşturulacak bir karma kadrodan 3 gömlek falan üstün değildir. burada bir anlaşalım. ne defansımız defans *(u: yalan mı?) ne de forvetimiz forvet. *(u: yalan mı?) orta sahamız ve kalecimiz dışında kötüyüz arkadaş bunu kabul edelim.
demiyor muyuz "sneijder'in 46545 tane gollük pasını burak/umut harcamasa x puan daha fazla toplardık." diye?
demiyor muyuz "semih'in yanında lider vasıflı sağlam bir stoperimiz olsaydı savunmamız daha az hata yapardı." diye?
önce elimizdekinin ne olduğunu bilelim, ondan sonra eleştirelim hocayı.
şimdi buradan hocayı savunduğum sanılmasın. evet, aslında başlarda savunuyordum hocayı yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürü. en azından bu sezon sonuna kadar sabredip seneye sıfırdan yaratacağı kadroyu görmek istiyordum. fakat kendisi bu sezonun sonuna kadar yapılacak 3-4 basit hamleyi yapamayarak ben ve benim gibi taraftarlarımızın güvenini kaybetti. yapacağı şeyler çok basitti aslında:
1. sezon sonuna kadar takımı tek forvet oynat.
2. ne olursa olsun sneijder'i forvetin arkasında oynat. sol kanatta yazık etme adama. forvet arkasıyken yapabileceklerini çok kez gördük.
3. ceyhun'u oynatma. olmuyor hocam anla artık. bu adam senin istediğin tipte bir kesici değil.
4. formusuz oyuncuyu kes. bir maçlığına da olsa yedek kulübesinde oturt. merak etme hiç bir zarar gelmez.
yapacağı şeyler bu kadar basitti işte. şimdi şu 4 maddeyi uygulayıp da başarısız olsaydı bile belki de bugün gönderilmesi gündeme gelmeyecekti. "eldeki oyuncularla bu kadar oluyor, seneye daha iyi olacak" denecekti belkide. hatta belki de şimdiki durumumuzdan daha iyi bir durumda olacaktık. hiç olmazsa 2.'liği cebimize koymuş olacaktık, kim bilir?
tüm bu hatalarda ısrar etmesi ise beni asıl korkutan mevzu. çünkü hadi bu sezonun ortasında geldi, kabul edelim diyelim. ancak gelecek sezon da kötü gidişat devam eder ve yine hatalarda ısrar etmeye devam ederse işte o zaman çok kötü şeyler olur. başladığımız noktaya geri döneriz allah korusun.
ha ama şimdi hakkını yemeyelim. son zamanlardaki eleştirilere bakıyorum da hep ligdeki kötü gidişattan ötürü yerden yere vuruluyor adam. fakat şunu unutmamak gerekir kendisi bizi real madrid'li, juventus'lu ölüm grubundan çıkarmayı başarmıştır. kendisinin galatasaray camiasına en kazandırdığı en büyük başarıdır. ayrıca üst üste 2. kez gruptan çıkarak avrupa arenasındaki istikrarımızı da sürdürmemizi sağlamıştır. kabul edelim ki o ölüm grubundan türkiye'deki başka hiçbir takım çıkamazdı. galatasaray tarihine yakışan bir başarı eklemiştir roberto mancini.
ha bi de istikrar demişken... bu kelime bizim ülkede yanlış algılanıyor sanırım. istikrar bir hocanın, bir takımın başında kayıtsız şartsız 15-20 yıl boyunca kalması değildir. istikrar, başkalarının size devrettiği bayrağı daha da ileriye taşımaya çalışmak ve bunun için ne gerkiyorsa yapmaktır. istikrar, hatalardan ders çıkarmak, aynı hatayı bir kez daha yapmamaktır. ve işte roberto mancini ne yazık ki bu konuda 2-3 paragraf önce bahsettiğim gibi sınıfta kalmıştır. dolayısıyla ben artık kendisiyle bu işin olmayacağını düşünüyorum. kariyeri, geçmişteki başarılarına saygım sonsuz ancak bu kariyerine gölge düşürecek cinsten hataları da bu kadar sık tekrarlaması benim ona olan güvenimi iyice azaltmıştır.
bir konuda daha hakkını verelim ki, kendisi galatasaray kültürüne yakışan bir karaktere sahiptir. efendidir. suyun karşı tarafının hocaları gibi iğneleyici konuşmaz. bir basın toplantısında da fenerbahçe'nin şampiyonluğunun haklı olduğunu kabul ettiğini de resmen dile getirmiştir. ersun yanal gibi, derbiyi * kaybettikten sonra hakeme ona buna bahane bulmamıştır, rakibinin şampiyonluğunu tebrik etmiştir. sergilediği duruşla, şampiyon olduğu halde ağlayan ersun yanal'ın seviyesine inmeyerek benim takdirimi kazanmıştır.
toparlamak gerekirse, kendisi gider ya da kalır, buna yönetim karar verecek elbette ancak benim naçizane görüşüm kanlarımızın kendisiyle uyuşmadığı yönündedir. ha ancak gelecek sezon da kendisiyle devam edilecekse sonuna kadar desteğe devam. yollar ayrılırsa da; arrivederci sinyor, katkıların için, hiç olmazsa avrupa arenasında yüzümüzü güldürdüğün için teşekkürler.
demiyor muyuz "sneijder'in 46545 tane gollük pasını burak/umut harcamasa x puan daha fazla toplardık." diye?
demiyor muyuz "semih'in yanında lider vasıflı sağlam bir stoperimiz olsaydı savunmamız daha az hata yapardı." diye?
önce elimizdekinin ne olduğunu bilelim, ondan sonra eleştirelim hocayı.
şimdi buradan hocayı savunduğum sanılmasın. evet, aslında başlarda savunuyordum hocayı yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürü. en azından bu sezon sonuna kadar sabredip seneye sıfırdan yaratacağı kadroyu görmek istiyordum. fakat kendisi bu sezonun sonuna kadar yapılacak 3-4 basit hamleyi yapamayarak ben ve benim gibi taraftarlarımızın güvenini kaybetti. yapacağı şeyler çok basitti aslında:
1. sezon sonuna kadar takımı tek forvet oynat.
2. ne olursa olsun sneijder'i forvetin arkasında oynat. sol kanatta yazık etme adama. forvet arkasıyken yapabileceklerini çok kez gördük.
3. ceyhun'u oynatma. olmuyor hocam anla artık. bu adam senin istediğin tipte bir kesici değil.
4. formusuz oyuncuyu kes. bir maçlığına da olsa yedek kulübesinde oturt. merak etme hiç bir zarar gelmez.
yapacağı şeyler bu kadar basitti işte. şimdi şu 4 maddeyi uygulayıp da başarısız olsaydı bile belki de bugün gönderilmesi gündeme gelmeyecekti. "eldeki oyuncularla bu kadar oluyor, seneye daha iyi olacak" denecekti belkide. hatta belki de şimdiki durumumuzdan daha iyi bir durumda olacaktık. hiç olmazsa 2.'liği cebimize koymuş olacaktık, kim bilir?
tüm bu hatalarda ısrar etmesi ise beni asıl korkutan mevzu. çünkü hadi bu sezonun ortasında geldi, kabul edelim diyelim. ancak gelecek sezon da kötü gidişat devam eder ve yine hatalarda ısrar etmeye devam ederse işte o zaman çok kötü şeyler olur. başladığımız noktaya geri döneriz allah korusun.
ha ama şimdi hakkını yemeyelim. son zamanlardaki eleştirilere bakıyorum da hep ligdeki kötü gidişattan ötürü yerden yere vuruluyor adam. fakat şunu unutmamak gerekir kendisi bizi real madrid'li, juventus'lu ölüm grubundan çıkarmayı başarmıştır. kendisinin galatasaray camiasına en kazandırdığı en büyük başarıdır. ayrıca üst üste 2. kez gruptan çıkarak avrupa arenasındaki istikrarımızı da sürdürmemizi sağlamıştır. kabul edelim ki o ölüm grubundan türkiye'deki başka hiçbir takım çıkamazdı. galatasaray tarihine yakışan bir başarı eklemiştir roberto mancini.
ha bi de istikrar demişken... bu kelime bizim ülkede yanlış algılanıyor sanırım. istikrar bir hocanın, bir takımın başında kayıtsız şartsız 15-20 yıl boyunca kalması değildir. istikrar, başkalarının size devrettiği bayrağı daha da ileriye taşımaya çalışmak ve bunun için ne gerkiyorsa yapmaktır. istikrar, hatalardan ders çıkarmak, aynı hatayı bir kez daha yapmamaktır. ve işte roberto mancini ne yazık ki bu konuda 2-3 paragraf önce bahsettiğim gibi sınıfta kalmıştır. dolayısıyla ben artık kendisiyle bu işin olmayacağını düşünüyorum. kariyeri, geçmişteki başarılarına saygım sonsuz ancak bu kariyerine gölge düşürecek cinsten hataları da bu kadar sık tekrarlaması benim ona olan güvenimi iyice azaltmıştır.
bir konuda daha hakkını verelim ki, kendisi galatasaray kültürüne yakışan bir karaktere sahiptir. efendidir. suyun karşı tarafının hocaları gibi iğneleyici konuşmaz. bir basın toplantısında da fenerbahçe'nin şampiyonluğunun haklı olduğunu kabul ettiğini de resmen dile getirmiştir. ersun yanal gibi, derbiyi * kaybettikten sonra hakeme ona buna bahane bulmamıştır, rakibinin şampiyonluğunu tebrik etmiştir. sergilediği duruşla, şampiyon olduğu halde ağlayan ersun yanal'ın seviyesine inmeyerek benim takdirimi kazanmıştır.
toparlamak gerekirse, kendisi gider ya da kalır, buna yönetim karar verecek elbette ancak benim naçizane görüşüm kanlarımızın kendisiyle uyuşmadığı yönündedir. ha ancak gelecek sezon da kendisiyle devam edilecekse sonuna kadar desteğe devam. yollar ayrılırsa da; arrivederci sinyor, katkıların için, hiç olmazsa avrupa arenasında yüzümüzü güldürdüğün için teşekkürler.
