3018
kendisi evet dünya çapında bir teknik adamdır.
fakat ben hiç sevmem mesela. inter'de de sevmezdim. city'de sevmezdim.
geleceği konuşulurken de aman dedim.
fakat takımımız bu duruma geldi benim dediğim çıktı diyemem çünkü ben bunu beklemiyordum.
yani standard bir mancini hiçbir takımdan sahasında kolay kolay 4 yemez. nadirdir.
ben izleyeceğimiz futbola üzülüyordum.
yani şu anki tablonun tek sorumlusu kesinlikle o değildir.
şimdi biraz geri gidelim ve mancini'nin geldiği dönemi bir hatırlayalım.
takım son iki sezonda iki şampiyonluk almış cl'de ceyrek görmüş ve takımın başında klubün efsane teknik direktörlerinden biri var.
futbolculara güven tam, transfer sezonunda bile alınan en kayda değer oyuncu chedjou. yine de taraftar isyan etmemiş, zaten takım iyi ,bir stoper lazım bir de sol bek demiş. stoper alınmış en azından.
öyle böyle lig başlanmış takım iyi başlamamış olsa da taraftarın güveni tam, biz sonradan açılırız umutları var.
takım cl'de ilk maçına çıkmış ve müthiş bir atmosfere ve maça harika başlamasına ragmen sahasında 1-6 kaybetmiş real madrid'e. maç sonu yapılan yorumlarda iyi oynanılan dakikalardan bahsedilmiş, burak kafayı vursa maçı cevirirdik yorumları yapılmış. yani terim istifa diyen yok, yönetim istifa diyen yok, burak siktir git diyen yok. kısacası takıma güven tam.
ardından bir bjk maçı gelmiş. bjk'ın ciddi ciddi şampiyonluk gazına geldiği ohoo 6 atarız 7 atarız geyikleri döndürdüğü bir ortam var.
maça çıkılmış, 80bin kana susamış yaratık sahadaki 11'in kellesini istercesine azgın. antik roma'daki gladyatorleri hatırlatan bir atmosfer var.
ve bu atmosferde 1-0 geri düşmüşüz.
ne olmuşsa olmuş takım o atmosferde 5 yese bir şey diyemeyiz ve o takım o maçı o atmosferde çevirmiş.
haliyle buna biz dahil kimse inanamamış hatta 80bin kişi kendine yedirememiş, sahaya futbolcuları öldürmeye girmiş.
ve o maçın bitiş düdüğüyle * taraftarın takıma, hocaya, yönetime olan inancı hala en yuksek seviyede.
harika bir birlikteliğimiz var. ertesi güne kadar.
işte klüpte böyle bir hava hakim. derken malum olaylar ve bu olayların ortasında takımın sorumluluğunu almak için gelmiş kuzeyli bir italyan.
kısacası o dönemleri düşündüğümüzde bu adamın işi zaten mission impossible idi.
o da yapamadı ki bu da gayet normal.
ona bu ortamı hazırlayanlar ve onu bu ateşin ortasına atanlar işte onlar yok mu, midemi bulandırıyorlar.
ve galatasaray'ın bu halinin çok net sorumlusudur onlar.
fakat ben hiç sevmem mesela. inter'de de sevmezdim. city'de sevmezdim.
geleceği konuşulurken de aman dedim.
fakat takımımız bu duruma geldi benim dediğim çıktı diyemem çünkü ben bunu beklemiyordum.
yani standard bir mancini hiçbir takımdan sahasında kolay kolay 4 yemez. nadirdir.
ben izleyeceğimiz futbola üzülüyordum.
yani şu anki tablonun tek sorumlusu kesinlikle o değildir.
şimdi biraz geri gidelim ve mancini'nin geldiği dönemi bir hatırlayalım.
takım son iki sezonda iki şampiyonluk almış cl'de ceyrek görmüş ve takımın başında klubün efsane teknik direktörlerinden biri var.
futbolculara güven tam, transfer sezonunda bile alınan en kayda değer oyuncu chedjou. yine de taraftar isyan etmemiş, zaten takım iyi ,bir stoper lazım bir de sol bek demiş. stoper alınmış en azından.
öyle böyle lig başlanmış takım iyi başlamamış olsa da taraftarın güveni tam, biz sonradan açılırız umutları var.
takım cl'de ilk maçına çıkmış ve müthiş bir atmosfere ve maça harika başlamasına ragmen sahasında 1-6 kaybetmiş real madrid'e. maç sonu yapılan yorumlarda iyi oynanılan dakikalardan bahsedilmiş, burak kafayı vursa maçı cevirirdik yorumları yapılmış. yani terim istifa diyen yok, yönetim istifa diyen yok, burak siktir git diyen yok. kısacası takıma güven tam.
ardından bir bjk maçı gelmiş. bjk'ın ciddi ciddi şampiyonluk gazına geldiği ohoo 6 atarız 7 atarız geyikleri döndürdüğü bir ortam var.
maça çıkılmış, 80bin kana susamış yaratık sahadaki 11'in kellesini istercesine azgın. antik roma'daki gladyatorleri hatırlatan bir atmosfer var.
ve bu atmosferde 1-0 geri düşmüşüz.
ne olmuşsa olmuş takım o atmosferde 5 yese bir şey diyemeyiz ve o takım o maçı o atmosferde çevirmiş.
haliyle buna biz dahil kimse inanamamış hatta 80bin kişi kendine yedirememiş, sahaya futbolcuları öldürmeye girmiş.
ve o maçın bitiş düdüğüyle * taraftarın takıma, hocaya, yönetime olan inancı hala en yuksek seviyede.
harika bir birlikteliğimiz var. ertesi güne kadar.
işte klüpte böyle bir hava hakim. derken malum olaylar ve bu olayların ortasında takımın sorumluluğunu almak için gelmiş kuzeyli bir italyan.
kısacası o dönemleri düşündüğümüzde bu adamın işi zaten mission impossible idi.
o da yapamadı ki bu da gayet normal.
ona bu ortamı hazırlayanlar ve onu bu ateşin ortasına atanlar işte onlar yok mu, midemi bulandırıyorlar.
ve galatasaray'ın bu halinin çok net sorumlusudur onlar.
