2953
kellesi isteniyor. en kolayı tabii, tiz kellesini urun. çok bile beklediniz...
istifa etmesine sebep olarak 19 nisan 2014 galatasaray kasımpaşa maçı gösteriliyor. peki bir sakin olup, düşünelim. bu maçta ne oldu?
öncelikle 4 alternatifli stoper bölgesindeki 2 oyuncusu, yani gökhan zan ve chedjou sakatlıkları sebebiyle yoktular. ileri uçtaki 2 vurucu gücü yani burak ile drogba, sakatlık ve cezadan ötürü yoktular. yani kadro üzerinden vurmaya en azından belli bir sınır getirelim. buraya kadar tamamız, şimdi maça geçelim.
maça çıkan ilk 11'i tartışmak pek tabii mümkün ancak yaşanan olay, teknik-taktik-kadro meselelerini gölgede bıraktı. daha maçın 6. dakikasında katliama maruz kaldı takım. üst üste 2 feci hatayla önce lehine olan faul verilmedi, sonra da devam ettirilmesi gereken pozisyon aleyhine faulle sonuçlandırıldı. 7. dakikaya girdiğimizde takım 10 kişi kalmış ve 1-0 geriye düşmüştü. zaten eksik olan takım, bir de maçın başındaki bu darbeyle adeta yenilgiye terk edildi. ilk yarıyı zar zor 1-0 kapatsa da, ikinci yarı direnemedi ve hezimete uğradı.
maçın kırılma anı, skor 1-0 ve dakikalar da 50-51 civarıyken umut bulut'un kaçırdığı karşı karşıya pozisyon. o golü atsa ya da bomboş durumdaki ismail berk'e attırsa büyük ihtimalle şimdi bambaşka şeyler konuşuyorduk. en başta da söylediğim gibi çift santrafor-tek santrafor, ceyhun'un oynaması, sabri'nin sol bek çıkması falan hepsi tartışmaya açıktır. ancak;
ancak diyorum çünkü bu durum sadece maçın normal seyrinde mümkün olabilirdi. maça 1 kişi eksik ve 1-0 geride başlayınca ve karşıdaki rakip de iyi bir takım olunca o maç dönmüyor işte. eğer maç normal seyretseydi de sırf taktiksel hatalar yüzünden yenilseydik; evet, ben de saymaya hazırdım.
elbette değinmeden bitiremeyeceğim; güvenip sahaya koyduğu bazı futbolcuların müthiş derecedeki formsuzlukları ve oyunları hoca'nın canını çok sıktı. bugünkü maç özelinde eboue, umut ve ceyhun o kadar kötü oynadılar ki, tarif etmeye kelimelerim yetmez. "onları oynatmasaydı :(" falan dersek işler çok karışır, hiç girmeyelim.
özet; hoca'nın kellesini istemek en kolayı beyler. biraz sakin olup, olayın iç yüzüne bakmasak mı?
istifa etmesine sebep olarak 19 nisan 2014 galatasaray kasımpaşa maçı gösteriliyor. peki bir sakin olup, düşünelim. bu maçta ne oldu?
öncelikle 4 alternatifli stoper bölgesindeki 2 oyuncusu, yani gökhan zan ve chedjou sakatlıkları sebebiyle yoktular. ileri uçtaki 2 vurucu gücü yani burak ile drogba, sakatlık ve cezadan ötürü yoktular. yani kadro üzerinden vurmaya en azından belli bir sınır getirelim. buraya kadar tamamız, şimdi maça geçelim.
maça çıkan ilk 11'i tartışmak pek tabii mümkün ancak yaşanan olay, teknik-taktik-kadro meselelerini gölgede bıraktı. daha maçın 6. dakikasında katliama maruz kaldı takım. üst üste 2 feci hatayla önce lehine olan faul verilmedi, sonra da devam ettirilmesi gereken pozisyon aleyhine faulle sonuçlandırıldı. 7. dakikaya girdiğimizde takım 10 kişi kalmış ve 1-0 geriye düşmüştü. zaten eksik olan takım, bir de maçın başındaki bu darbeyle adeta yenilgiye terk edildi. ilk yarıyı zar zor 1-0 kapatsa da, ikinci yarı direnemedi ve hezimete uğradı.
maçın kırılma anı, skor 1-0 ve dakikalar da 50-51 civarıyken umut bulut'un kaçırdığı karşı karşıya pozisyon. o golü atsa ya da bomboş durumdaki ismail berk'e attırsa büyük ihtimalle şimdi bambaşka şeyler konuşuyorduk. en başta da söylediğim gibi çift santrafor-tek santrafor, ceyhun'un oynaması, sabri'nin sol bek çıkması falan hepsi tartışmaya açıktır. ancak;
ancak diyorum çünkü bu durum sadece maçın normal seyrinde mümkün olabilirdi. maça 1 kişi eksik ve 1-0 geride başlayınca ve karşıdaki rakip de iyi bir takım olunca o maç dönmüyor işte. eğer maç normal seyretseydi de sırf taktiksel hatalar yüzünden yenilseydik; evet, ben de saymaya hazırdım.
elbette değinmeden bitiremeyeceğim; güvenip sahaya koyduğu bazı futbolcuların müthiş derecedeki formsuzlukları ve oyunları hoca'nın canını çok sıktı. bugünkü maç özelinde eboue, umut ve ceyhun o kadar kötü oynadılar ki, tarif etmeye kelimelerim yetmez. "onları oynatmasaydı :(" falan dersek işler çok karışır, hiç girmeyelim.
özet; hoca'nın kellesini istemek en kolayı beyler. biraz sakin olup, olayın iç yüzüne bakmasak mı?
