2790
bakın, anlamamakta ısrar eden arkadaşlar için güzelce, sinirlenmeden yazıyorum:
şimdi arkadaşım. sen bu adamı rijkaard'la karşılaştıryorsun mesela. rijkaard'ın teknik vasıfları hakkında net bir şeyler söyleyemem. fikrim var ama bu entry'nin konusu değil. öncelikle, rijkaard'la mancini karşılaştırılamaz. neden? çünkü abicim, rijkaard'ın elinde ne oturmuş, kaliteli bir takım, ne de arkasında vasıflı bir yönetim vardı. rijkaard'ın eline verdiler bam üçlüsünü, al bununla bize barcelona yap dediler. mümkün mü? değil.
ama mancini öyle değil. bi kere arkasında ne isterse yapan bir yönetim var. bu bir. ara transfer döneminde ne yaptın abi sen şampiyonluk için diye sormazlar mı adama? hanginiz garantisini verebilirsiniz ontivero'nun hajrovic'in falan gelecekteki iskeletimizi oluşturacağının? bak samimi söyle, hanginiz söyleyebilirsiniz abi bunu? diğer konu, elinde rijkaard'ınki gibi sikko bi kadro yok abi bu adamın. türkiye'nin net kere net en kaliteli kadrosu var yani. gelecek gelecek diye tutuşuyorsunuz da - ki o gelecekte mancini kalırsa bi bok olmayacak bu çok net- abi elinde kaliteli kadron var günü neden çöpe atıyorsun ki? hayır desem ki geleceğin takımını kuruyor genç futbolcu mu oynatıyor abi bu adam? yani berk'i, ontivero'yu koray'ı hajrovic'i falan sürekli sahada görsem ve bu sezon bu sonuçlarla devam etse diyeceğim ki tamam, geleceğin takımı ama değil yani.
elinde bu kadar kaliteli kadro varken deplasmanda hiç galibiyet alamazsan sorarlar abi sana bunun hesabını. net söylüyorum şu kadroyu yılmaz vural'a ver daha fazla puanı vardı. şimdi burada diyeceksiniz ki türk bilmemne. hayır abi değil yani. biraz insani ilişkileri iyi olan biraz futbolcusuyla iyi ilişki kurabilen biraz futbolcusunu koruyabilen birazcık da taktik bilen adam şu kadroyu fenerbahçe'yle başa baş götürür zaten. mancini hayvan gibi futbolu biliyor olabilir bak buna lafım yok. ama futbol sadece futbol değildir diyoruz ya sürekli hani, taktik bu işin bi kısmı. insani ilişki kısmı daha büyük etken, psikoloji yani bu.
ben matematik öğretmenliği okudum, türkiye'nin bana göre en iyi üniversitesinde, boğaziçi'nde. şöyle düşünün, bi öğretmen matematiği hayvan gibi bilsin, yani bilim adamı seviyesinde falan, daha azı değil. abi çocuklarla iyi iletişim kuramazsan, bunu tecrübelerime dayanarak söylüyorum o çocuklar ne ders dinler, ne de senden bir şeyler almak için uğraşır. net bu. sınav zamanı geldiğinde de anlarsın bunu, sınav kağıtlarını gördüğünde.
bi de diyorsunuz ki o kadar para kazanıyor oynayacak. buna çok gülüyorum. yok abi böyle bi mantık. düşün şimdi, 10000 tl kazanıyorsun bi şirkette. türkiye'nin en taşaklı şirketi. ama öyle bir patronun var ki, sıfır mutluluk yani. adam seni suçluyor falan her durumda, şirketin ortasında azarlıyor falan. mancini öyledir demiyorum da, mutluluk durumunu düşün yani. sonra türkiye'nin en taşaklı ikinci ya da beşinci ya da onuncu farketmez, o firmadan teklif aldın, 7000 tl teklif ediyolar. ben giderim abi. o firmada el üstünde tutulacağım net bi kere bu. bi de daha çalışılabilir bi ortam olacak, biliyorsam bunu net giderim.
şimdi sen futbolcuya diyosun ki senede atıyorum 3 milyon euro almasını biliyo oynayacak. hayır abi işte. bu adam mutsuzsa, kafası karışıksa performansı düşer. çok normal bu. profesyonellik amatörlük tartışması değil bu. madem para üstünden geliyorsunuz, o adam senden 3 alacağına gider fenerbahçe'den trabzonspor'dan 2 alır ama mutlu olduğu, sürekli taraftarın, medyanın önüne atılmadığı yerde oynar.
bak arda'ya abi, oynamıyor oynamıyor dediniz, atletico'da anasını belliyor ortalığın aslanım. neden? simeone gibi bir adamla çalışıyor, o yüzden. mutlu ortamı, o yüzden. galatasaray'ın hangi futbolcusunun yeteneksiz olduğunu söyleyebilirsiniz bana? bu adamlar yeteneklerini kanıtlamış adamlar, tek gereken onlara mutlu bir ortam, bir aile ortamı hazırlayabilmek. zaten aç köpekler gibi hazır bekleyen medyanın önüne yem etmemek, onlara kendini sevdirmek. bu kadar. taktikse taktik, bu adamlar ne veriyorsan alabilen adamlar, oynarlar istediğin topu. ama sen bi baba ol önce bu adamlara.
şimdi bana avrupa'da bu böyle değil, profesyonellik demeyin. avrupa'da da böyle bi. hepimiz profesyonelliği verilen görevi şartlar ne olursa olsun yerine getirmek olarak algıladığımızdan çıkıyor sıkıntı. profesyonellik bu değil yani. mesela profesyonel çalışmak grev hakkı da içerir, küçük bi örnek. bi sürü etken var profesyonelliğin içinde. sen başkan olarak futbolcuna profesyonel ol derken ben kimi getirirsem onun altında çalışacaksın diyemezsin. gider nabzını ölçersin adamların, abdürrahim albayrak'ın bu takıma nasıl bi etkisi var, fatih terim'le ilişkileri nasıl falan. ve eğer gerekiyorsa, ne yapar eder bu adamları tutarsın takımda. çok zor değil, bu adamlar da galatasaraylı nihayetinde. mancini'ye verdiğin değeri bu adamlara verirsen kalırlar takımda. kolay. sen fatih terim bizim çocuğumuz diye amatör davranıp istemediği adamı takımın içine yerleştirirsen, sonra profesyonellik demeye hakkın kalmaz.
gelelim mancini'ye. abi kabul edin artık yani. elindeki kadroyu idare etmeyi bilmiyor. ersun yanal kadar, şenol güneş kadar bilmiyor. hele ki fatih terim, gülerim buna sadece. bi yığın futbolcu aldı, kullansa gam yemeyeceğim. kullanmadan nasıl geleceğin takımını kuracak, aklım almıyor. fatih terim kadar altyapıyla ilgileniyor mu sizce? kesinlikle ilgilenmiyor.
haydi eyvallah.
şimdi arkadaşım. sen bu adamı rijkaard'la karşılaştıryorsun mesela. rijkaard'ın teknik vasıfları hakkında net bir şeyler söyleyemem. fikrim var ama bu entry'nin konusu değil. öncelikle, rijkaard'la mancini karşılaştırılamaz. neden? çünkü abicim, rijkaard'ın elinde ne oturmuş, kaliteli bir takım, ne de arkasında vasıflı bir yönetim vardı. rijkaard'ın eline verdiler bam üçlüsünü, al bununla bize barcelona yap dediler. mümkün mü? değil.
ama mancini öyle değil. bi kere arkasında ne isterse yapan bir yönetim var. bu bir. ara transfer döneminde ne yaptın abi sen şampiyonluk için diye sormazlar mı adama? hanginiz garantisini verebilirsiniz ontivero'nun hajrovic'in falan gelecekteki iskeletimizi oluşturacağının? bak samimi söyle, hanginiz söyleyebilirsiniz abi bunu? diğer konu, elinde rijkaard'ınki gibi sikko bi kadro yok abi bu adamın. türkiye'nin net kere net en kaliteli kadrosu var yani. gelecek gelecek diye tutuşuyorsunuz da - ki o gelecekte mancini kalırsa bi bok olmayacak bu çok net- abi elinde kaliteli kadron var günü neden çöpe atıyorsun ki? hayır desem ki geleceğin takımını kuruyor genç futbolcu mu oynatıyor abi bu adam? yani berk'i, ontivero'yu koray'ı hajrovic'i falan sürekli sahada görsem ve bu sezon bu sonuçlarla devam etse diyeceğim ki tamam, geleceğin takımı ama değil yani.
elinde bu kadar kaliteli kadro varken deplasmanda hiç galibiyet alamazsan sorarlar abi sana bunun hesabını. net söylüyorum şu kadroyu yılmaz vural'a ver daha fazla puanı vardı. şimdi burada diyeceksiniz ki türk bilmemne. hayır abi değil yani. biraz insani ilişkileri iyi olan biraz futbolcusuyla iyi ilişki kurabilen biraz futbolcusunu koruyabilen birazcık da taktik bilen adam şu kadroyu fenerbahçe'yle başa baş götürür zaten. mancini hayvan gibi futbolu biliyor olabilir bak buna lafım yok. ama futbol sadece futbol değildir diyoruz ya sürekli hani, taktik bu işin bi kısmı. insani ilişki kısmı daha büyük etken, psikoloji yani bu.
ben matematik öğretmenliği okudum, türkiye'nin bana göre en iyi üniversitesinde, boğaziçi'nde. şöyle düşünün, bi öğretmen matematiği hayvan gibi bilsin, yani bilim adamı seviyesinde falan, daha azı değil. abi çocuklarla iyi iletişim kuramazsan, bunu tecrübelerime dayanarak söylüyorum o çocuklar ne ders dinler, ne de senden bir şeyler almak için uğraşır. net bu. sınav zamanı geldiğinde de anlarsın bunu, sınav kağıtlarını gördüğünde.
bi de diyorsunuz ki o kadar para kazanıyor oynayacak. buna çok gülüyorum. yok abi böyle bi mantık. düşün şimdi, 10000 tl kazanıyorsun bi şirkette. türkiye'nin en taşaklı şirketi. ama öyle bir patronun var ki, sıfır mutluluk yani. adam seni suçluyor falan her durumda, şirketin ortasında azarlıyor falan. mancini öyledir demiyorum da, mutluluk durumunu düşün yani. sonra türkiye'nin en taşaklı ikinci ya da beşinci ya da onuncu farketmez, o firmadan teklif aldın, 7000 tl teklif ediyolar. ben giderim abi. o firmada el üstünde tutulacağım net bi kere bu. bi de daha çalışılabilir bi ortam olacak, biliyorsam bunu net giderim.
şimdi sen futbolcuya diyosun ki senede atıyorum 3 milyon euro almasını biliyo oynayacak. hayır abi işte. bu adam mutsuzsa, kafası karışıksa performansı düşer. çok normal bu. profesyonellik amatörlük tartışması değil bu. madem para üstünden geliyorsunuz, o adam senden 3 alacağına gider fenerbahçe'den trabzonspor'dan 2 alır ama mutlu olduğu, sürekli taraftarın, medyanın önüne atılmadığı yerde oynar.
bak arda'ya abi, oynamıyor oynamıyor dediniz, atletico'da anasını belliyor ortalığın aslanım. neden? simeone gibi bir adamla çalışıyor, o yüzden. mutlu ortamı, o yüzden. galatasaray'ın hangi futbolcusunun yeteneksiz olduğunu söyleyebilirsiniz bana? bu adamlar yeteneklerini kanıtlamış adamlar, tek gereken onlara mutlu bir ortam, bir aile ortamı hazırlayabilmek. zaten aç köpekler gibi hazır bekleyen medyanın önüne yem etmemek, onlara kendini sevdirmek. bu kadar. taktikse taktik, bu adamlar ne veriyorsan alabilen adamlar, oynarlar istediğin topu. ama sen bi baba ol önce bu adamlara.
şimdi bana avrupa'da bu böyle değil, profesyonellik demeyin. avrupa'da da böyle bi. hepimiz profesyonelliği verilen görevi şartlar ne olursa olsun yerine getirmek olarak algıladığımızdan çıkıyor sıkıntı. profesyonellik bu değil yani. mesela profesyonel çalışmak grev hakkı da içerir, küçük bi örnek. bi sürü etken var profesyonelliğin içinde. sen başkan olarak futbolcuna profesyonel ol derken ben kimi getirirsem onun altında çalışacaksın diyemezsin. gider nabzını ölçersin adamların, abdürrahim albayrak'ın bu takıma nasıl bi etkisi var, fatih terim'le ilişkileri nasıl falan. ve eğer gerekiyorsa, ne yapar eder bu adamları tutarsın takımda. çok zor değil, bu adamlar da galatasaraylı nihayetinde. mancini'ye verdiğin değeri bu adamlara verirsen kalırlar takımda. kolay. sen fatih terim bizim çocuğumuz diye amatör davranıp istemediği adamı takımın içine yerleştirirsen, sonra profesyonellik demeye hakkın kalmaz.
gelelim mancini'ye. abi kabul edin artık yani. elindeki kadroyu idare etmeyi bilmiyor. ersun yanal kadar, şenol güneş kadar bilmiyor. hele ki fatih terim, gülerim buna sadece. bi yığın futbolcu aldı, kullansa gam yemeyeceğim. kullanmadan nasıl geleceğin takımını kuracak, aklım almıyor. fatih terim kadar altyapıyla ilgileniyor mu sizce? kesinlikle ilgilenmiyor.
haydi eyvallah.
