• 110
    galatasaray'ın bu sene kazanamadığı bir diğer deplasman maçıdır. klasik tanımı verdikten sonra yorumum şudur ki:

    galatasaray'ın bu sene yaşadığı sorunların tek kaynağı ne fatih terim, ne mancini, ne yönetim ne de futbolcular. (bence) sorun yaratan kişileri teker teker ele almam gerekirse.:

    fatih terim: f.terim'in türkiye ligi, galatasaray üzerinde söyleyecek sözleri olan bir figür olduğu tartışmasız bir gerçek. hocanın teklif aldıktan sonraki davranışları, veya öncesindeki durumları tam olarak bilemeyeceğimizden dolayı o konuya girmek istemiyorum, zira neyin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. ama bildiğimiz bir durum var ki, galatasaray yaz sezonunu hem transfer anlamında, hem sistem anlamında eksik geçirdiyse bunun başlıca iki sorumlusundan birisi hocadır (diğeri de yönetim).
    sezonun başında yapılması gereken bazı transferlerin (sol bek- sağ bek) ocak döneminde yapılması bunun bir göstergesidir bence.
    transferlerden devam etmek gerekirse, hasan şaş'ın yaptığı -fantastik- açıklamaya göre, wesley kendilerinin 4. tercihi olan bir oyuncu olsa da, drogba bizzat terim'in istediği bir oyuncu, bu oyuncuyu sene idareli kullanma konusunu da başaramayan terim'in bence hataları bunlardı.

    mancini: son 1-2 haftadır yerden yere vurulan teknik adam. yönetim'in fatih terim sonrası getirilmeyecek isimler listesinin bence başlarında olması gereken bir teknik adam. f.terim ile her hareketi, her oyuncu değişikliği kıyaslanacak olan ve ülkeye yeni gelen birisine, bu durum, aptalca yabancı kısıtlaması, görece daha düşük bütçelerin verilmesi gibi durumların bence yönetim tarafından tam anlatılmadığını düşünüyorum.
    mancini'nin hataları şunlar (ya da yanındaki teknik ekibin- tafi ve tugay): ülkedeki yerli oyuncu potansiyelinin mancini'nin aklındaki sisteme uyacak yetide olmadığını aktarmak. mancini- haklı olarak- oyuncuların profesyonel olup, çeşitli mevkilerde çeşitli özelliklerini geliştirmelerini gerektiğini düşünüyor. ama sadece düşüncede kalıyor bu. son haftalardaki berbat ötesi futbolun da en büyük müsebbibi mancini'dir.

    futbolcular: yerli-yabancı kavgası, pas atmama mevzusundan çok daha başka bir durum futbolcuların sorunu. futbolcuların başarı sonucu bir doymuşluk süreçlerine girmeleri doğaldır. ama fenerbahçenin bu sene şl'ye katılamayacak olması, diğer ekiplerin de kalitelerinin düşük olması, oyuncuların beklentilerinin düşük olmasına yol açtı. oyuncuların ayrıca kendilerini zorlayacak yeni oyuncuların gelmemesi de önemli bir etken bence. selçuk yerine onu zorlayabilecek olası bir orta saha transferi veya burak yılmaz, gibi oyuncuların sürekli forma şansı bulamayacakları bir galatasaray çok daha efektif olabilirdi.

    yönetim: fatih terim'i göndererek bence ünal aysal, yönetim hayatının en büyük kumarını oynadı. önünde 2 yol vardı, ilki orta profilli bir teknik direktör ile gelecek seneye ekibi hazırlamak (efes örneği gibi), ya da terim'i unutturabilecek bir hoca getirmek. ikinci tercihi seçti, ki bence yanlış zamanlı bir tercihti bu. terim'in istediği oyuncuları almayan/alamayan, gelir gider dengesini bence iyi kuramayan yönetim, terim sonrası dönemde boşluğa düştü, zira florya'nın tek hakimi olan bir yapıdan, primer olarak antrenörlük görevini yapan başka bir yapıya geçildi ara bağlantıyı yapan elemanların da gönderilmesi tuz biber oldu. yabancı kuralını değiştir(e)mesi de en büyük handikaplarıydı.

    taraftar: son olarak taraftara bakalım. her ne kadar aksini iddia eden kişiler çıksa da, eski galatasaray taraftar profili maalesef günümüzde yok. dünyadaki trendlere benzer şekilde, tüketim çılgınlığı, bize de sirayet etmiş durumda. nostalji yapmak istemiyorum, yaş itibariyle de içinde olmam mümkün değil ama, 1996-2002 arası çokça başarıyı gören yeni nesil, yakın zamanda gelen 2 şampiyonluk, 2 şl gruplardan çıkma başarılarını görünce, en olası küçük olumsuzlukta mırıldanmaya başlamakta.

    bence, ligin bitmesine şurada az bir zaman kalmış iken, yönetimin eğer mancini ile yola devam edecekse, önceliğinin bu sene yine şl'ye doğrudan katılım ve gelecek sezonun planlamasını yapması gerekmekte. hoş, bana kalırsa hazır ukrayna'da işler karışık iken, luce'yi ikna edip, 2-3 sene teknik direktör yapıp, daha sonra futbol yönetimine almamız en doğrusu gibi durmakta.
App Store'dan indirin Google Play'den alın