2
bir buçuk yılda los angeles mahalli kümeden şampiyonlar ligi finaline kadar terfi eden ancak topa vurmasını bilmeyen meksika asıllı amerikan vatandaşı karakter. goal serilerinde kuno becker tarafından canlandırılmaktadır. saha dışında doksanlı yılların unutulmaz fenomenlerinden küçük onur gibidir. ilk filmde lincoln, ümit karan ve kezman karması olan gavin harris'i adam etmeye çalışmış; yaptığı felsefi konuşma ile "gavino"yu bir hayli etkilemiştir. ikinci filmde real madrid'e transfer olmuş, en damar yeşilçam filmlerini kıskandıran bir senaryoya kurban gitmişti garibim. yıllardır görmediği annesi ve kardeşiyle tanışmış, hemşire ablayla da arayı bozmuştur. bu noktada ortaya aşk-ı memnu'yu andıran bir ilişki çıkmıştır. gavino televizyoncu jordana'ya, jordano ise bizim meksikalı munez'e hastadır. munez'i epey bir kovalayan televizyoncu abla sonunda amacına ulaşır, olay basında yer alınca hemşire ablanın kulağına kadar gider ve olaylar gelişir.
filmin başında transfer, basın toplantısı, yüksek ücretler, mal, mülk, evler, arabalar derken bir yerden sonra öyle arabesk bir hayatı olur ki munez'in seyircide bir ara kurtlar vadisi'ndeki ömer baba misali bir karakter çıkıp "toptan gelen paradan helal gelmez evladım" diyecekmiş gibi bir beklenti uyandırır. lakin sonraları durumu toparlanmaya başlar. sakatlıktan çıkar, form tutar, annesi ve kardeşiyle arasını düzeltir filan. "gavino" ile aralarında geçen bir konuşmadan sonra hocasına gider ve şampiyonlar ligi finalinde "gavino"nun 11 başlamasını ister. başından geçen onca olayın ardından aslında hala o temiz çocuktur * *. finalde gavino 11, munez yedek bekler. ama arsenal maça çok iyi başlar, devre 2-0 biter. ikinci devrede yanılmıyorsam zidane'ın yerine munez oyuna girer. ikinci yarının başında bir penaltı daha kazanır arsenal, top direkten döner, dönen topu munez tek vuruşla ilerdeki gavin'e atar, gavin de havadan gelen topu bekletmeden yaptığı vuruşla kaleye yollar. maçın uzatma dakikalarında yüklendikçe yüklenir madrid. ancak gol bir türlü gelmez. umutların tükenmek üzere olduğu bir anda munez golünü yazar, maç artık 2-2'dir. tabi takımda bir beckham vardır ve ne olursa olsun karizmasını, marka değerini düşüremez; klasından feragat edemezdi. uzatmanın da uzatmasında munez düşürülür. beckham topa vurur. anormal bir kavisle top kaleye girer, madrid şampiyon olur, munez meşhur çığlığını atar. hemşire abla ise final maçından önce karanlık bir odada burnuna gelmiş karnıyla görünür, ancak çocuğun kimden olduğu net değildir.
saha içindeki sponsoru ise ea games'tir bu arkadaşın. ilk filmde az biraz kendi yeteneğiyle yaptığı hareketlerin yerini ikinci filmde fifa serilerinden fırlayan sahneler alır. iki kişinin arasından altı pasın uzak köşesinden doksana vuruşlar mı dersiniz, kornerden gelen topa ceza sahası dışından vurulan voleler mi, neler neler...
böyle efsane bir karakterdir santiago. yeri geldiğinde guiza misali kaldırdığı kaşlarıyla ekrana yansır, yeri gelince tüm liverpool takımını çalıma dizerken. para, şan, şöhret ve onun getirdiği birçok şeyin arasında hala o temiz, düzgün çocuktur...
filmin başında transfer, basın toplantısı, yüksek ücretler, mal, mülk, evler, arabalar derken bir yerden sonra öyle arabesk bir hayatı olur ki munez'in seyircide bir ara kurtlar vadisi'ndeki ömer baba misali bir karakter çıkıp "toptan gelen paradan helal gelmez evladım" diyecekmiş gibi bir beklenti uyandırır. lakin sonraları durumu toparlanmaya başlar. sakatlıktan çıkar, form tutar, annesi ve kardeşiyle arasını düzeltir filan. "gavino" ile aralarında geçen bir konuşmadan sonra hocasına gider ve şampiyonlar ligi finalinde "gavino"nun 11 başlamasını ister. başından geçen onca olayın ardından aslında hala o temiz çocuktur * *. finalde gavino 11, munez yedek bekler. ama arsenal maça çok iyi başlar, devre 2-0 biter. ikinci devrede yanılmıyorsam zidane'ın yerine munez oyuna girer. ikinci yarının başında bir penaltı daha kazanır arsenal, top direkten döner, dönen topu munez tek vuruşla ilerdeki gavin'e atar, gavin de havadan gelen topu bekletmeden yaptığı vuruşla kaleye yollar. maçın uzatma dakikalarında yüklendikçe yüklenir madrid. ancak gol bir türlü gelmez. umutların tükenmek üzere olduğu bir anda munez golünü yazar, maç artık 2-2'dir. tabi takımda bir beckham vardır ve ne olursa olsun karizmasını, marka değerini düşüremez; klasından feragat edemezdi. uzatmanın da uzatmasında munez düşürülür. beckham topa vurur. anormal bir kavisle top kaleye girer, madrid şampiyon olur, munez meşhur çığlığını atar. hemşire abla ise final maçından önce karanlık bir odada burnuna gelmiş karnıyla görünür, ancak çocuğun kimden olduğu net değildir.
saha içindeki sponsoru ise ea games'tir bu arkadaşın. ilk filmde az biraz kendi yeteneğiyle yaptığı hareketlerin yerini ikinci filmde fifa serilerinden fırlayan sahneler alır. iki kişinin arasından altı pasın uzak köşesinden doksana vuruşlar mı dersiniz, kornerden gelen topa ceza sahası dışından vurulan voleler mi, neler neler...
böyle efsane bir karakterdir santiago. yeri geldiğinde guiza misali kaldırdığı kaşlarıyla ekrana yansır, yeri gelince tüm liverpool takımını çalıma dizerken. para, şan, şöhret ve onun getirdiği birçok şeyin arasında hala o temiz, düzgün çocuktur...