resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 4803
    teknik adamin profiline bakilir. sonra kulube bakilir. uyumlu olur mu olmaz mi diye bakilir, secim yapilir.

    misal 2005 gerets. galatasaray'in genlerine, anlayisina cok uygun bir teknik direktordu o donem icin. ivi bir motivatordu, iletisimi cok iyiydi, hucum futbolunu benimsiyordu. pek iyi bir taktisyen oldugunu soylemek cok guctu. geldi, basarili olmamis olsa da oturmus bir kadro vardi. o kadroyla, sistemi bozmayarak, basarili oldu. sonra kadro ve yonetim sacmaliklariyla fiyasko bir ikinci sezon gecti ama o ilk sezon sozkonusu uyumu herkes farketti.

    misal 2000 lucescu. galatasaray'in oncesinde oturttugu anlayisa zit bir teknik adamdi, pragmatik, savunma temelli... ama muthis bir adaptasyon yetenegi vardi, butun oyuncularla cok iyi geciniyordu. turkiye'ye ve ozellikle galatasaray'in o donemki finansal sartlarina uygundu. cok basarili oldu. ama oyle ki genetik uyumsuzluktan sampiyon olmasina ragmen gonderildi, galatasaray baska bir futbol gormek istedi sahada.

    misal 2004 hagi. darmadagin olmus bir kadronun basina geldi. o donem galatasaray cok dusuk maliyetlerle kendisinin fersah fersah onunde bir fenerbahce'yle yarisabilecek bir kadro kurmak zorundaydi. basari cok cok zordu, ortada bir yapi dahi yoktu. cihan, orhan, necati'ye ek olarak hakan, hasan geldi, fenerbahce'nin biraktigi tomas, ve song eklendi. bu yapi o sene gidebildigi kadar gitti. muthis bir basariydi aslinda. bu kadroyu ertesi sene sampiyon yapti gerets, benim gordugum en iyi fenerbahce kadrolarindan birinin onunde.

    misal 2007 kalli. galatasaray yine yapi cokertti. bir takim 3 senede bir sifirdan baslar mi? basladi, insanustu bir is basardi. cunku tam coken yapinin aradigi adamdi, taviz vermeyen, takimin iki yildizini derbi oncesi kadro disi birakacak kadar cilgin derecede disiplinli, savunma temelli, oyuncuyu cok iyi taniyan bir hocaydi. yine cok yararlandi galatasaray.

    ***

    peki mancini? mancini ise ne sartlara uygundu, ne de genlere. unal aysal'in, sneijder ve drogba transferlerinde yaptigi gibi, reputasyonu en yuksek kimse ona bir ton para sacip getirmesiyle burada mancini.

    inter'e bakalim, city'e bakalim. mancini disiplin saglar, kadro kurar, defansif bir anlayis yerlestirir. ancak bu takimlarin ikisine de beklenen esigi atlatamamistir. ne inter'le milansiz juvesiz ligde aldigi sampiyonluklara avrupa'da kupa da degil kaydadeger bir yaris gosterebilmis, ne de city'e onca yatirima ragmen seviye atlatabilmistir. "o kadar kolay degil o isler" diyenler icin, daha ne kadar kolay olabilir? hele ki manchester city'de? psg sadece iki senede city'nin yillar boyu gelemedigi noktaya geldi avrupa'da.

    biraz takip eden bunlari biliyordu zaten. biraz daha takip eden mancini'nin oyunculara fazla fiziksel yukleme yapmasiyla elestirilen(hatta bu yuzden sakatliklarda payi oldugu dusunulen) ve en onemlisi hucum sablonlarinin yetersizligiyle elestirilen bir teknik direktor oldugunu bilir. bu elestirinin de temeli city'nin kritik maclarda inanilmaz etkisiz gozukmesidir. bunu galatasaray'da bir cok deplasman puan kaybinda da gorduk. ek olarak, mancini hic oyle soylendigi gibi muthis bir taktisyen filan degildir, hamleleri kullandigi rotasyonun genisligine dayanir. galatasaray ozelinde de geleli beri takim performansindan, oyuncu performansindan bagimsiz olarak kotu performans gosterdigi maclar siklikla oldu (icerideki chelsea maci, caykur rize deplasmani iki basit ornek). takimi basariya tasima yontemi mac icinde yaptigi ince rotuslar, rakip incelemeleri, aldigi taktiksel riskler filan degildir. sezonlar uzeri takima belli temelleri yerlestirmesi ve kadro kalitesini adim adim yukari cekmesiyle gerceklesir.

    haliyle sudur: arkasinda iyi yapilar birakmistir sonucta. inter'deki iskeleti dogru takviyelerle zirveye tasiyan winner karakterli mourinho oldu. city bugun pellegrini'yle cok cok farkli bir goruntu ciziyor. kadrolar ise mancini'nin kurdugu kadrolar. devam edilirse galatasaray'da mancini hikayesi de soyle devam eder: seneye daha oturakli, benzer sinyaller veren bir takim izlenir. deplasmanlarda cok da etkili gorunmeyen, devamliligi dusuk, ama savunma yapmasini bilen, genis kadrolu ve bol rotasyonlu, fizik acidan guclu ve fit oyuncularin daha siklikla tercih edildigi bir kadro. ve bu kadro yine sampiyon olamaz cok buyuk ihtimalle. yani mancini, hagi ve kalli profilinde bir teknik direktordur, manchester city'nin kendisini tercih sebebi de budur. sil bastan yapacaksaniz iyi bir opsiyon olabilir. ancak zaten yarismaci bir kadroya aranan adam degildir.

    ***

    bursaspor maci sonrasinda aslinda bunlari soyledi mancini. beni buraya takimin durumu kotu, uzun plan gerek diyerek getirdiler, sezon ortasinda geldigim takimda sezon bitmeden sirf 2 yenilgi aldim diye kimsenin kufurunu dinleyecek degilim dedi.

    yuzde yuz hakli.

    burada haksiz olan tek taraf, su hazir kadroyu "yeniden yapilanmak lazim" seklinde degerlendiren ve anlamsiz bir uzun vadeli plan arayisina sezonun 6. haftasinda giren yonetimdir. 6 ay once takima sneijder ve drogba'yi alan bir yonetim, nasil oldu da takimi yeniden yapilanmak zorunda olan bir kadro olarak gormeye basladi? siz burada bir tutarlilik goruyor musunuz?

    burada uzun suredir, hatta takim cikis gostermisken dahi yazdim. bu yonetim futboldan an-la-mi-yor. takimi, kulubu, kadroyu, icinde bulunulan durumu cozumleyemiyor. ne zaman yeniden yapilanma gerekir, jenerasyon nedir, hangi hocayla yeniden yapilanma yapilir hangisiyle kupa kovalanir farkinda degil. hangi yerli oyuncuya yatirim yapilir, hangisine yapilmaz, takim yonetim katindan nasil motive edilir, bilmiyorlar.

    galatasaray'in kadrosu, terim biraktiginda, ligde fenerbahce'nin 3 puan gerisindeydi. sampiyonlar ligi'nde de 1 macta 1 yenilgisi vardi. onceki iki sene sampiyon olmus, sampioynlar ligi'nde ceyrek final yapmis bir kadroydu. bu kadroya yeniden yapilanma degil, aksine yarismaci ruh, motivasyon, ve kadro genisligi gerekliydi.

    terim'de hepsi vardi, kadro genisligi haric. hadi terim oyle ya da boyle gonderildi, en onemli eksigi yarismaciligi olan mancini'nin gelmesinin aciklamasi nedir?

    futbolu bilmemektir. sadece gosterisle, gunubirlik is yapmaya calismaktir. en kotusudur hatta. bilmedigini bilmemektir.

    ***

    ben oyle "oo kaybettik mahmut istifa! mahmut istifa!" diyen bir taraftar degilim. simdiye kadar hicbir teknik direktoru de istifaya cagirmadim. buna hagi dahildir, rijkaard dahildir, skibbe dahildir. tahammul edemedigim tek sey galatasaray'in futbolunun futboldan anlamayan insanlar tarafindan yonetilmesidir.

    biz bu hikayeyi daha yeni gorduk adnan polat'la. kalli'yle voliyi vurdu, ama hicbirseyden anlamadigini ve tamamen taraftar tepkisi temelli gunubirlik anlayisla kulup yonettigini sonraki 3 senede cok aci bicimde gorduk. unal aysal da gecen yazki tasviyesinden beri tamamen ipi koparmis bicimde yonetiyor kulubu. alinan hic bir kararda bir tutarlilik yok, tutarli bir anlayis yok.

    ne var?
    bol bol devre arasi panik/goz boyama transferi ve nereden ciktigi belirsiz oyuncular.
    sezon ortasi hoca degisikligi.
    super primler, super cezalar.
    bol bol taraftara gaz veren, oyunculari medya onune atan galatasaray.org aciklamalari.
    basarisizliktan pay almayan, ama galibiyetten sonra cikip aciklamalar yapan yoneticiler.
    hakemlerin, federasyonlarin, hakli ya da haksiz bicimde, suclu gosterilmeleri.
    bu tutumdan dogan yerliler-yabancilar haberleri ve oyuncu dusmanligini tetikleyen hareketler.
    florya'ya atanan yonetici haberleri...

    nasil arda yuhalandiysa, ve bu sadece ve sadece adnan polat yonetiminin sucuysa, bugun de selcuk yuhalaniyor.
    nasil rijkaard'in firtina gibi girdigi sezonun sonunu zor getirmesi adnan polat yonetiminin sucuysa, bugun de suclu mancini oluyor.
    nasil basarisizlik uzerine arda turan'a 10 numara ve kaptanlik verildiyse, yakinda semih kaya bir torenle kaptan yapilirsa sasirmayin.

    ben ayni filmi tekrar izlemek istemiyorum. yani unal aysal yonetimini istifaya cagirirken "ergenlik", "fanboyluk" yapmiyorum. su son 20 seneye bakiyorum, bir elin parmaklari kadar mac kacirmisimdir. isin sonunu gorebiliyorum. burada da bir cok arkadasla ozel mesajdan konustugumda, daha fatih terim yeni kovulmusken, selcuk inan yuhalanir sezon sonuna kalmadan demistim. tek istedigim galatasaray'i su lanet 4 senelik periyodlari yasamaktan vazgecmesi artik. tek istedigim futboldan biraz anlayan bir yonetim.

    bu 20 senede galatasaray yerli jenerasyonlarini olusturan, milli takimin temel diregi, hucum futbolu benimseyen, cok mucadele eden, altyapi oyuncularina destek olan, almanya dogumlu oyuncularla iyi bag kurmus ve takimdaslik ogesini her zaman one cikarmis bir takimken artik hizla tam tersi oldu. bireysel yeteneklerin herseyin onune gectigi, milli ve yerli oyuncularin ikinci planda oldugu ve 3-4 senelik dongulerle silbastan degistigi, oyle ki kaptan yapilacak oyuncu eksikliginin yasandigi, taraftarin basarisizliga hic ama hic tahammul edemedigi, daha kotusu basarisizligin sebebini tahlil edebilme yetisini kaybettigi bir kulup. 90'larin fenerbahce'si desem hatirlayan cok net hatirlar. biraz agir oldu ama malesef oyle.

    profesyonellik, kurumsallik iyidir, guzeldir. ama zaten asil profesyonellik ve kurumsallikla taban tabana zit isler yaptigi icin bir gelecek gormuyorum unal aysal'da.

    haydi hayirlisi, ne diyeyim...
App Store'dan indirin Google Play'den alın