25
şuan bizi ellerinde telefon veya masalarının üzerlerinde lap-toplarla takip eden yazar adayı kardeşlerimize verilen öğütlerdir ki zira henüz 6. nesil alımı başlamadı. onlara öğüt vermek haddime değil ama kendileri eğer sözlüğe katılacaklarsa onlara önerilerim var. sanırım kimliğinizi düşüncenizi veya karakterinizi belli etmemek en iyisi olacaktır başlangıçta. nasıl mı yapacağım diyorsun bak cem yılmaz adında bir komedyen var onun twitter adresine girip bir tur atabilirsin.
siyasi görüş mü onları da unutacaksın çünkü burada o olaylar tamamen bitmiş durumda burada "spor ve siyaset birbirine karıştırılmıyor". bunun bir benzerini de statlarda yaptılar. sırf bazı sloganları duymamak için yasaları kanunları değiştirdiler. kimseyi suçlamıyorum ama ortada neredeyse örgütlü diyebileceğim bir susturma politikası var. bu politikaya birçok kesim ve kuruluş korku sebebiyle iştirak ediyor. televizyon kanalları haber bile yapamıyor, direktiflerle çalışıyorlar. biliyor musunuz bugün bir radyocu da görevinden alındı. radyocu evet radyocu 21 senedir görevde olan kadıncağız görevinde alınmış. neden peki ? iktidar aleyhinde konuştuğu için. toplum üzerinde nasıl bir sindirme siyasetidir bu anlamak mümkün değil bunca senedir neyi değiştirdi o kadın oradan da sen bu kadar korkuyorsun karşıt sesten. hepimiz 3 maymunu oynuyoruz. bugün korkularımız bizi yontuyor; ya fişlenirsem ya işten atılırsam ya bana bir şey olursa temelli ben merkeziyetçi düşünceler. o yüzden isterse türkiye'de taş üzerinde taş baş üzerinde baş kalmazsa bile sen burada "ilgi alanımız dışına" çıkma.
ama futbol asla öyle değildir. st. paulidenilen takım lgbt'lerin sesidir almanya'da ama onları kimse susturmaz. atletic bilbao diye bildiğin takım sağlam bir bask takımıdır ama kimse taraflarının tezahüratlarına karışmaz.paok buradan yunanistan'a giden rumlar tarafından kurulmuştur. as roma,marsilya,livornove barcelona'yı zaten biliyorsunuz . gidin bakınitalya'da hala statlarda che guevera posterleri asarlar.kimisi madenci, kimisi liman işçileri tarafından kurulmuş takımlar. yani yıllardır aslında birilerinin sesi olmaya hizmet etmişler futbol ve paydaşları asla kitlelerin afyonu olarak görülüp iktidar hizmetine sunulmamalı.
bana sorarsan sen ne mi yaptın diye ben de düşüncelerimi belirttim 2 hafta önce ceza aldım. şimdi cezam kaldırıldı. ama kimse benden kral'ın çıplak olduğununu söylemememi beklemesin. bugün bir yirmili yaşlarında bir kız çocuğu polisin acımazsız cop darbelerine maruz kalıyor, yaşlı bir adam gaz içerisinde bırakılıyor, kapalı alanlara gaz atılıp insanlar ölüme terk ediliyor, metrolarda beline silahı takanlar metroda seni beni tehdit ediyor, bir adam vatandaşlık görevi olan protesto dediğimiz "korkunç eylemi" gerçekleştirdi diye suratı polisler tarafından çarşamba pazarına çevriliyor. sana okutulan, dinletilen izletilen her şey uyuşturma ve yatıştırma maksatlı sistematik bir şekilde güç sahibi çevreler tarafından bağımsız olması gereken medya kurumlarına servis ettiriliyor.
bunlar karşısında ben susmayacağım. vazgeçtim dostum, bence sende susma. çünkü bugün tavizler vererek bu suskunluğumuz ileride daha da fazla tavizler vermemizin baş sebebi. susup içine sinmiş ülke hakları her zaman kaybetmiştir. bunu ben söylemiyorum tarih söylüyor.fransa, ingiltere gibi medeniyetin beşiği dediğin bu ülkeler, yıllar önce bizim bu yaşadıklarımızın babalarını yaşamışlardır. haussman denilen adam sırf bu sebeple napolyon tarafından görevlendirip caddeleri daha da genişletilmiştir, kurulan barikatları engellemek için. işte o zamanlar verilen mücadele sayesinde bugün sarkozy denilen eski başkanları dinlendiğinde adalet bakanı, cumhurbaşkanı yada başkaları olayı örtbas etmeye çalışmıyorlar. sadece dinlemenin ahlaka aykırı olduğunu söylüyorlar. ha geri olmadıkları noktalar yok mu elbette var montaj denilen beladan haberleri yok.
son olarak da yasa ve kanunlardan dem vuranlar da var, onlara da bir hatırlatmada bulunayım ukrayna'da adalet sistemi yokmuş, orada her şey serbestmiş. belki bunları okurken belki de ben uçmuş olacağım kardeşim. dostça kal.
siyasi görüş mü onları da unutacaksın çünkü burada o olaylar tamamen bitmiş durumda burada "spor ve siyaset birbirine karıştırılmıyor". bunun bir benzerini de statlarda yaptılar. sırf bazı sloganları duymamak için yasaları kanunları değiştirdiler. kimseyi suçlamıyorum ama ortada neredeyse örgütlü diyebileceğim bir susturma politikası var. bu politikaya birçok kesim ve kuruluş korku sebebiyle iştirak ediyor. televizyon kanalları haber bile yapamıyor, direktiflerle çalışıyorlar. biliyor musunuz bugün bir radyocu da görevinden alındı. radyocu evet radyocu 21 senedir görevde olan kadıncağız görevinde alınmış. neden peki ? iktidar aleyhinde konuştuğu için. toplum üzerinde nasıl bir sindirme siyasetidir bu anlamak mümkün değil bunca senedir neyi değiştirdi o kadın oradan da sen bu kadar korkuyorsun karşıt sesten. hepimiz 3 maymunu oynuyoruz. bugün korkularımız bizi yontuyor; ya fişlenirsem ya işten atılırsam ya bana bir şey olursa temelli ben merkeziyetçi düşünceler. o yüzden isterse türkiye'de taş üzerinde taş baş üzerinde baş kalmazsa bile sen burada "ilgi alanımız dışına" çıkma.
ama futbol asla öyle değildir. st. paulidenilen takım lgbt'lerin sesidir almanya'da ama onları kimse susturmaz. atletic bilbao diye bildiğin takım sağlam bir bask takımıdır ama kimse taraflarının tezahüratlarına karışmaz.paok buradan yunanistan'a giden rumlar tarafından kurulmuştur. as roma,marsilya,livornove barcelona'yı zaten biliyorsunuz . gidin bakınitalya'da hala statlarda che guevera posterleri asarlar.kimisi madenci, kimisi liman işçileri tarafından kurulmuş takımlar. yani yıllardır aslında birilerinin sesi olmaya hizmet etmişler futbol ve paydaşları asla kitlelerin afyonu olarak görülüp iktidar hizmetine sunulmamalı.
bana sorarsan sen ne mi yaptın diye ben de düşüncelerimi belirttim 2 hafta önce ceza aldım. şimdi cezam kaldırıldı. ama kimse benden kral'ın çıplak olduğununu söylemememi beklemesin. bugün bir yirmili yaşlarında bir kız çocuğu polisin acımazsız cop darbelerine maruz kalıyor, yaşlı bir adam gaz içerisinde bırakılıyor, kapalı alanlara gaz atılıp insanlar ölüme terk ediliyor, metrolarda beline silahı takanlar metroda seni beni tehdit ediyor, bir adam vatandaşlık görevi olan protesto dediğimiz "korkunç eylemi" gerçekleştirdi diye suratı polisler tarafından çarşamba pazarına çevriliyor. sana okutulan, dinletilen izletilen her şey uyuşturma ve yatıştırma maksatlı sistematik bir şekilde güç sahibi çevreler tarafından bağımsız olması gereken medya kurumlarına servis ettiriliyor.
bunlar karşısında ben susmayacağım. vazgeçtim dostum, bence sende susma. çünkü bugün tavizler vererek bu suskunluğumuz ileride daha da fazla tavizler vermemizin baş sebebi. susup içine sinmiş ülke hakları her zaman kaybetmiştir. bunu ben söylemiyorum tarih söylüyor.fransa, ingiltere gibi medeniyetin beşiği dediğin bu ülkeler, yıllar önce bizim bu yaşadıklarımızın babalarını yaşamışlardır. haussman denilen adam sırf bu sebeple napolyon tarafından görevlendirip caddeleri daha da genişletilmiştir, kurulan barikatları engellemek için. işte o zamanlar verilen mücadele sayesinde bugün sarkozy denilen eski başkanları dinlendiğinde adalet bakanı, cumhurbaşkanı yada başkaları olayı örtbas etmeye çalışmıyorlar. sadece dinlemenin ahlaka aykırı olduğunu söylüyorlar. ha geri olmadıkları noktalar yok mu elbette var montaj denilen beladan haberleri yok.
son olarak da yasa ve kanunlardan dem vuranlar da var, onlara da bir hatırlatmada bulunayım ukrayna'da adalet sistemi yokmuş, orada her şey serbestmiş. belki bunları okurken belki de ben uçmuş olacağım kardeşim. dostça kal.