2684
yıllarca fenerbahçe taraftarının "katil emre" olarak adlandırdığı futbolcu. kaderin bir cilvesi olsa gerek, o zamanların katil emre'si şimdilerde eller üzerinde taşınıyor fenerliler tarafından.
kendisi lig maçlarında adeta bir milletvekili edasında dokunulmazdır. hakemlerle istediği gibi diyaloğa girer. rakip oyuncu kendisine sert bir faul yaptıktan sonra hışımla ayağa kalkıp topu sol kolunun altına sıkıştırdıktan sonra, sağ elinin işaret parmağını rakibe doğru yöneltip gözlerini faltaşı gibi açarak tehditler savurur. rakip takımın yedek kulübesine ana bacı dümdüz gitme hakkı vardır. ne yaparsa yapsın asla kart görmez. maçlardan sonra basına karşı tıpkı aziz babası ve aykut/ersun amcası gibi imalı laflar söyler. kendisi doğuştan fenerlidir ama dedesi koyu bir atletico madrid taraftarı olduğundan dedesini kırmamak için atletico madrid armasını da öpmüşlüğü vardır. annesi de bildiğim kadarıyla safkan ingiliz olup fanatik bir newcastle united taraftarıdır. arada bir tribünlere 4 parmak falan gösterir. bir de secdeye yattığı oluyor bazen. kısacası sahada her türlü şovmenliği yapar.
tüm bunlara rağmen bir zamanlar katil diye çağrılan adam çubukluyu giydikten sonra bir de bakmışız ki dünyanın en güzel, en şeker insanı oluvermiş.
kendisini emre yapan galatasaray'dır. çok şükür ki kader, bu hayırsız, kıymet bilmez adamın uefa kupası 11'inde olmasına izin vermemiştir.
burak yılmaz 2-3 maçta kendini yere attı diye "emek hırsızı" deniyor kendisine fenerbahçe taraftarı tarafından. hani olacağından değil de burak bir gün tekrar fenere gitse bu adamlar "yok caaanımm yahu ne hırsızlığı? her futbolcu yapıyor zaten. futbolcuların da psikolojisinden anlamak gerek." deyip yine herşeyi ört bas etmeyi başarırlar.
hayır biz mi bu emre üzerinde kamuoyu oluşturamıyoruz yoksa medya harbiden tamamıyla fenerin mi elinde orayı çözemedim bir türlü.
edit: son söyleyeceğim, kuşlar şu adamı bile ölümüne savunurken biz burak'ı nasıl yerden yere vursak diye birbirimizle yarışıyoruz. bugün * kendisinin suratına cisim atıldı ve yaralandı. böyle bir şey emre'ye yapılsa adamlar yarın yürüyüşe çıkar, tff binasını ateşe verirlerdi.
kendisi lig maçlarında adeta bir milletvekili edasında dokunulmazdır. hakemlerle istediği gibi diyaloğa girer. rakip oyuncu kendisine sert bir faul yaptıktan sonra hışımla ayağa kalkıp topu sol kolunun altına sıkıştırdıktan sonra, sağ elinin işaret parmağını rakibe doğru yöneltip gözlerini faltaşı gibi açarak tehditler savurur. rakip takımın yedek kulübesine ana bacı dümdüz gitme hakkı vardır. ne yaparsa yapsın asla kart görmez. maçlardan sonra basına karşı tıpkı aziz babası ve aykut/ersun amcası gibi imalı laflar söyler. kendisi doğuştan fenerlidir ama dedesi koyu bir atletico madrid taraftarı olduğundan dedesini kırmamak için atletico madrid armasını da öpmüşlüğü vardır. annesi de bildiğim kadarıyla safkan ingiliz olup fanatik bir newcastle united taraftarıdır. arada bir tribünlere 4 parmak falan gösterir. bir de secdeye yattığı oluyor bazen. kısacası sahada her türlü şovmenliği yapar.
tüm bunlara rağmen bir zamanlar katil diye çağrılan adam çubukluyu giydikten sonra bir de bakmışız ki dünyanın en güzel, en şeker insanı oluvermiş.
kendisini emre yapan galatasaray'dır. çok şükür ki kader, bu hayırsız, kıymet bilmez adamın uefa kupası 11'inde olmasına izin vermemiştir.
burak yılmaz 2-3 maçta kendini yere attı diye "emek hırsızı" deniyor kendisine fenerbahçe taraftarı tarafından. hani olacağından değil de burak bir gün tekrar fenere gitse bu adamlar "yok caaanımm yahu ne hırsızlığı? her futbolcu yapıyor zaten. futbolcuların da psikolojisinden anlamak gerek." deyip yine herşeyi ört bas etmeyi başarırlar.
hayır biz mi bu emre üzerinde kamuoyu oluşturamıyoruz yoksa medya harbiden tamamıyla fenerin mi elinde orayı çözemedim bir türlü.
edit: son söyleyeceğim, kuşlar şu adamı bile ölümüne savunurken biz burak'ı nasıl yerden yere vursak diye birbirimizle yarışıyoruz. bugün * kendisinin suratına cisim atıldı ve yaralandı. böyle bir şey emre'ye yapılsa adamlar yarın yürüyüşe çıkar, tff binasını ateşe verirlerdi.
