4901
yine ben.
topu ayağına her alışında mest oluyorum. adam "futbol" için yaratılmış, o coğrafyaya konmuş ve oradan parlamış. pırlantalar ünlüdür oralarda bilirsiniz...
gittiği her yerde, oynadığı her alanda, takımda 1 numara olmuş. gerek fransa'da, ingiltere'de, afrika'da ve dünya'da.
herkes "drogba gibi santrfor" aramış. her çocuğun bir gün o'nun gibi olma hayalindeki "o" olmuş, her güzel cümlenin, duygunun öznesi olmuş, yüklemi sadece kendi olmuş.
şu sıralar topu ayağına alınca "kaybedecek" gözüyle bakıyorum. ki drogba drogba olsa o topu ölse vermez.
bir yazı yazmıştım, "rüyamda gördüm, umut bulut'un düğününde oynuyor" demiştim, çok beğenilmişti.
şimdi de bir rüya görüyorum, bu sefer herkes oynasa da kendisi köşede bir yerde bazen alkış tutuyor, bazen sadece seyrediyor.
yaşı ister 35 olsun, ister 45 fark etmez. drogba kendisini biliyor, belki de kendini en iyi bilen futbolcudur.
zekâsını geçtim, futbol bilgisi çok yüksek bir insan ama gün geçtikçe galatasaray için fark yaratan özellikleri farksızlıklara bürünüyor.
doğru, chelsea'yi bekliyor, peki antalyaspor ne olacak? ya da gaziantepspor? ya elazığspor? bunları kazandırmadan 3 puan veriyorlar mı? drogba her maç 11'de, mevkisi forvet ve işi gol atmak, takıma yardımcı olmak değil mi?
drogba mı maç seçiyor, siz mi? karar verin.
sezon sonu yollar ayrılmalı dedim hep. bunu yazarken de öylesine söylemedim. biz türk halkı "iyi ayrılmayı" beceremeyen bir milletiz, illa kıçına tekme koyup göndereceğiz ya da gidenin arkasından ağlayacağız.
hakkını verene, o hakkı teslim etmek en kolayıyken, biz haydi deyip def ediyoruz.
ben def edelim, poşetleyelim, teneke bağlayalım demiyorum. demem de. drogba'ya yakışmaz, bize hiç yakışmaz.
adım ne ise, bu söylediğimde de o kadar emin ve ciddiyim, sezon sonu yolları ayıralım, dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük futbolcularından birine sahip olmanın verdiği haz ve mutlulukla...
gittiği yerde bizi anlatsın, "iyi davrandılar" desin. çünkü biz drogba'dan alacağımızı aldık, vereceğimizi veriyoruz. aldık verdik işte...
yollarımızı güzel ayıralım, kırmadan dökmeden,
drogba 11 yazılı formalar götürsün yardım kuruluşundaki çocuklara, afrika kıtasında ismimiz çınlansın yine, "gaassaray gassaray cimbombom!" diye...
topu ayağına her alışında mest oluyorum. adam "futbol" için yaratılmış, o coğrafyaya konmuş ve oradan parlamış. pırlantalar ünlüdür oralarda bilirsiniz...
gittiği her yerde, oynadığı her alanda, takımda 1 numara olmuş. gerek fransa'da, ingiltere'de, afrika'da ve dünya'da.
herkes "drogba gibi santrfor" aramış. her çocuğun bir gün o'nun gibi olma hayalindeki "o" olmuş, her güzel cümlenin, duygunun öznesi olmuş, yüklemi sadece kendi olmuş.
şu sıralar topu ayağına alınca "kaybedecek" gözüyle bakıyorum. ki drogba drogba olsa o topu ölse vermez.
bir yazı yazmıştım, "rüyamda gördüm, umut bulut'un düğününde oynuyor" demiştim, çok beğenilmişti.
şimdi de bir rüya görüyorum, bu sefer herkes oynasa da kendisi köşede bir yerde bazen alkış tutuyor, bazen sadece seyrediyor.
yaşı ister 35 olsun, ister 45 fark etmez. drogba kendisini biliyor, belki de kendini en iyi bilen futbolcudur.
zekâsını geçtim, futbol bilgisi çok yüksek bir insan ama gün geçtikçe galatasaray için fark yaratan özellikleri farksızlıklara bürünüyor.
doğru, chelsea'yi bekliyor, peki antalyaspor ne olacak? ya da gaziantepspor? ya elazığspor? bunları kazandırmadan 3 puan veriyorlar mı? drogba her maç 11'de, mevkisi forvet ve işi gol atmak, takıma yardımcı olmak değil mi?
drogba mı maç seçiyor, siz mi? karar verin.
sezon sonu yollar ayrılmalı dedim hep. bunu yazarken de öylesine söylemedim. biz türk halkı "iyi ayrılmayı" beceremeyen bir milletiz, illa kıçına tekme koyup göndereceğiz ya da gidenin arkasından ağlayacağız.
hakkını verene, o hakkı teslim etmek en kolayıyken, biz haydi deyip def ediyoruz.
ben def edelim, poşetleyelim, teneke bağlayalım demiyorum. demem de. drogba'ya yakışmaz, bize hiç yakışmaz.
adım ne ise, bu söylediğimde de o kadar emin ve ciddiyim, sezon sonu yolları ayıralım, dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük futbolcularından birine sahip olmanın verdiği haz ve mutlulukla...
gittiği yerde bizi anlatsın, "iyi davrandılar" desin. çünkü biz drogba'dan alacağımızı aldık, vereceğimizi veriyoruz. aldık verdik işte...
yollarımızı güzel ayıralım, kırmadan dökmeden,
drogba 11 yazılı formalar götürsün yardım kuruluşundaki çocuklara, afrika kıtasında ismimiz çınlansın yine, "gaassaray gassaray cimbombom!" diye...