219
maçın başındaki o düzgün oyunu mundar eden bir drogba olmasa kazanabilirdik. golü yiyene kadar iyi oynuyordu takım, golü yedikten sonra biraz tellis biraz da burak haricinde kimse oynamadı ilk yarıda. ikinci yarıda melo oynamaya başladı ancak son 10 dakikaya kadar kimse eşlik etmedi ona da. son 10 dk ortalama bir oyun oynadık.
hakemi beğenmedim. serkan balcı'nın yaptığı hareket kırmızı karta yakın bir faul olmasına ve serkan balcının maç boyu sert oynayacağım diye bizim futbolcularımızı biçmesine rağmen kırmızı gösteremedi. maçın başında antalya o kadar sert müdahalelerde bulundu ki hakem 3-4 tanesine faul çalınca sanki galatasaray her atladığında faul alıyormuş izlenimi oluştu ve sertliğe müsaade etmeye başladı. ayrıca hemen hemen bütün antalyalı oyuncular da henüz darbe almadan kendilerini yere atıyorlardı. hakemin bunlara faul vermemesi güzel olabilir ancak hakemi aldatmaya yönelik hareketler sarı kart olarak cezalandırılmadığı sürece bizi sinirlendirmekten öteye geçmedi bu kararları. yani adam kendini yere attığı zaman faul verse yanlış gördü derim ama adamın kendisini yere atıp hakemden de faul istemesine rağmen kart göstermeyen hakemin afedersiniz ama mukayese yeteneğinde kusur vardır.
takımın esas problemi pas isteyen oyuncunun koşmamasıydı. evet kayarak savunmayı güzel yaptık ters kanatta yakalanmamaya özen gösterdik ancak topu kazandıktan sonra herkesin topu ayağında beklemesi herkesin çok kolay bir şekilde marke edilmesine yol açtı.
guillermo burdisso'yu antalyanın hava toplarında giray ile etkili olması için oynattığı tahminen ancak hızlı ve çevik bir oyuncu olmayışının ceremesini çok çektik.
drogba resmen ruh gibi dolaştı sahada. aşırı derecede ciddiyetsizdi. kendisinin kaleye uzak oynamasının mantığını hala kavrayabilmiş değilim, kafa toplarına hakim bir oyuncu olarak kaleye ne kadar yakın dursa bizim o kadar işimize gelir ancak teknik direktör takdiridir der uzak olmasına laf edemem. lakin kendisi kaleye uzakken yanlış bir oyun oynuyor. kanatta olduğu pozisyonlarda sanki son adammış gibi oynaması takımın işeleyn çarkını bozuyor. hele bir pozisyonda sağ kanattan hakan arıkan'ın kucağın abi top yuvarladı ki şok oldum. neyi amaçlıyordu o pozisyonda merak içerisindeyim.
sneijder iyi başladı ancak bir iki pozisyonda kendisi hücumda görülmeyince serkan balcı'nın da aşırı sert müdahaleleriyle yıldı biraz. oyun sonunda tekrar toparladı ancak geç kaldı.
selçuk son 10 dk hariç sahada yoktu, kendisi ve melo'nun kart sınırında olmasının bunda etkisi olduğunu düşünüyorum. ikisi birden sınırda olunca orta saha yumuşak karnımız oldu. keşke birinden biri yedek kalsaydı da orta sahada daha fazla direnç ortaya koyabilseydik.
maçın sonucunun bizi o kadar da karamsarlığa itmesine gerek yok. evet bu maçı kazansak gümbür gümbür zirveye yol alacaktık. ancak olmadı yapacak bir şey yok, lig henüz bitmedi ve aslında beşiktaşın gerisinde beşiktaşa karşı sahaya çıkmak oyuncuların bu maçı ciddiye almaları için de güzel bir sebep oldu bence.
hakemi beğenmedim. serkan balcı'nın yaptığı hareket kırmızı karta yakın bir faul olmasına ve serkan balcının maç boyu sert oynayacağım diye bizim futbolcularımızı biçmesine rağmen kırmızı gösteremedi. maçın başında antalya o kadar sert müdahalelerde bulundu ki hakem 3-4 tanesine faul çalınca sanki galatasaray her atladığında faul alıyormuş izlenimi oluştu ve sertliğe müsaade etmeye başladı. ayrıca hemen hemen bütün antalyalı oyuncular da henüz darbe almadan kendilerini yere atıyorlardı. hakemin bunlara faul vermemesi güzel olabilir ancak hakemi aldatmaya yönelik hareketler sarı kart olarak cezalandırılmadığı sürece bizi sinirlendirmekten öteye geçmedi bu kararları. yani adam kendini yere attığı zaman faul verse yanlış gördü derim ama adamın kendisini yere atıp hakemden de faul istemesine rağmen kart göstermeyen hakemin afedersiniz ama mukayese yeteneğinde kusur vardır.
takımın esas problemi pas isteyen oyuncunun koşmamasıydı. evet kayarak savunmayı güzel yaptık ters kanatta yakalanmamaya özen gösterdik ancak topu kazandıktan sonra herkesin topu ayağında beklemesi herkesin çok kolay bir şekilde marke edilmesine yol açtı.
guillermo burdisso'yu antalyanın hava toplarında giray ile etkili olması için oynattığı tahminen ancak hızlı ve çevik bir oyuncu olmayışının ceremesini çok çektik.
drogba resmen ruh gibi dolaştı sahada. aşırı derecede ciddiyetsizdi. kendisinin kaleye uzak oynamasının mantığını hala kavrayabilmiş değilim, kafa toplarına hakim bir oyuncu olarak kaleye ne kadar yakın dursa bizim o kadar işimize gelir ancak teknik direktör takdiridir der uzak olmasına laf edemem. lakin kendisi kaleye uzakken yanlış bir oyun oynuyor. kanatta olduğu pozisyonlarda sanki son adammış gibi oynaması takımın işeleyn çarkını bozuyor. hele bir pozisyonda sağ kanattan hakan arıkan'ın kucağın abi top yuvarladı ki şok oldum. neyi amaçlıyordu o pozisyonda merak içerisindeyim.
sneijder iyi başladı ancak bir iki pozisyonda kendisi hücumda görülmeyince serkan balcı'nın da aşırı sert müdahaleleriyle yıldı biraz. oyun sonunda tekrar toparladı ancak geç kaldı.
selçuk son 10 dk hariç sahada yoktu, kendisi ve melo'nun kart sınırında olmasının bunda etkisi olduğunu düşünüyorum. ikisi birden sınırda olunca orta saha yumuşak karnımız oldu. keşke birinden biri yedek kalsaydı da orta sahada daha fazla direnç ortaya koyabilseydik.
maçın sonucunun bizi o kadar da karamsarlığa itmesine gerek yok. evet bu maçı kazansak gümbür gümbür zirveye yol alacaktık. ancak olmadı yapacak bir şey yok, lig henüz bitmedi ve aslında beşiktaşın gerisinde beşiktaşa karşı sahaya çıkmak oyuncuların bu maçı ciddiye almaları için de güzel bir sebep oldu bence.