• 13
    bilenler bilir, florya metin oktay tesisleri'nde tüm basketbol takımlarımızın kullandığı bir antrenman salonu vardır. bu salonun duvarlarında lig şampiyonluğu kazanılan yıllar ve o yıl şampiyon olan takımdaki oyuncularla teknik heyetin isimlerinin yazılı olduğu bayraklar asılıdır. bu bayraklardan biri de bayan basketbol takımımızın 1999-2000 yılında kazandığı lig şampiyonluğuna aittir. o bayrakta yazan isimlerden biridir nevriye yılmaz. ne kadar uzak ve ters düşse de, galatasaray'ın kalbinin attığı, hayat bulduğu yerde ismi yazmaktadır. derbiden derbiye salona gelip ona ana avrat küfredenlerin, ya da galatasaray'a attığı basketlerle kendinden geçenlerin kaçının haberi vardır bundan; kim bilir?

    her ne kadar garip karşılansa da türk bayan basketbolunda sıradan bir olaydır aslında bu. hem kaliteli oyuncu sayısını azlığı ve kontratların 1-2 yıl gibi kısa süreli olması, hem de yöneticilerin takımlara "şanımız yürüsün" tarzı yatırım yapması sebebiyle bayan basketbolunda oyuncu sirkülasyonu yoğun ve olağan bir durumdur. ligin kalburüstü topçularının çoğu zaten üç, en azından iki büyük takımda forma giymiştir kariyeri boyunca. kimsenin de kimseyi suçlamaya hakkı yoktur aslında. zira onlar geçimlerini bu işten sağlamaktadırlar. hem maddi anlamda, hem de kariyerlerini geliştirmek adına en uygun takımda forma giymeyi tercih etmelerinden doğal birşey olamaz.

    doğal karşılanamayacak olan bir derbi maçtan sonra çıkıp soyunma odasında, kameralar önünde galatasaray'a sallayabilmesidir nevriye'nin. ya da galatasaray'a karşı bir "bayrak adam" pozisyonuna gelmesi... küfürler altında basketbol oynayıp işini yapmaya çalışırken, ya da aynı şekilde oynadığı bir maçta galatasaray'a küfredilirken * galatasaray'da geçirdiği iki yıl, kulübün parasıyla boğazından geçen lokmalar hiç mi gelmiyordur aklına. hiç mi hatırlamıyordur o günleri? aradan geçen yıllar unutturmaya yeter miydi maziyi?
App Store'dan indirin Google Play'den alın