1077
sözlükte çok sık rastlanılan bir davranış var;
"adam efsane o yüzden eleştirilemez",
"adam bize şunları yaşattı o yüzden eleştirilemez"
"adam x'in teklifini reddetti, y'yi elinin tersiyle itti o yüzden eleştirilemez"
vs...
argumentum ad hominem diyeceğim ama tam değil, argumentum ab auctoritate diyeceğim ama tam değil. işte öyle aralarda bir yerde.
hasan şaş da "efsane"lik mertebesine layık görülmüş bir eski futbolcumuz, bir eski yardımcı antrenörümüz, bir eski emekçimiz ve bizim gibi bir galatasaray taraftarıdır.
bu ünvanlardan "efsanelik" ve "otorite" konumları sayesinde, söyledikleri eleştirilemez addediliyor.
şu kadarını söylemeliyim ki elbette dilediğini beğenir, dilediğini beğenmez ama hâlâ daha medya önünde "zaten hissetmiştik bir şeyler olacağını" gibi çok bariz art niyetli, çok bariz iftira içeren sözler etmesi kabul edilebilir değildir.
vedat "reyiz"leri de benzer ifadelerde bulunmuştu.
arkadaş bir bildiğiniz varsa açık konuşun.
hocaları -bir diğer efsanemiz ve demirören'in kader arkadaşı- fatih terim gibi, ucu açık, içi boş, karton karton ifadeler.
o da çok söylerdi "sezon sonu konuşacağım", "ben size kime tepki koyacağınızı göstereceğim", "hesap mı vereceğiz aydın için" falan tarzı, dayı dayı, esas zalime asla kafa tutamayan ama genelde ya masumları ya da olmayan düşmanları hedef gösteren ifadeleri.
"sezon başında hissetmiştik"
neyi hissettin kardeş?
o zaman niye konuşmadın?
"galatasaray'a zarar vermemek için konuşmadım" deme sakın çünkü öyle bir karakterin olsa şimdi de çıkıp konuşmazsın.
kimi beğenip kimi beğenmediği ise kendisi bağlar.
az biraz kafası çalışan bir eski efsane de çıkıp "yeni transferleri beğenmedim" demez zaten.
sakın bunu da "adam samimi yeæeæaaee" safsatasının altına sokmaya kalkmasın kimse;
çünkü o da ad hominem oluyor...
sıkıldım hakikaten sıkıldım.
"galatasaraylıyım" diyenlerin galatasaray'a verdikleri zararı izlemekten, eski ünvanları veya başarıları yüzünden yedikleri nanelerin hoşgörülmeye çalışılmasından aşırı düzeyde sıkıldım.
neyse ki cesaretle yanlışa yanlış diyebilenlerin sayısı arttı.
şu unutulmasın ki vefa iki taraflıdır.
bugün adı anılan efsanemiz dahil, varlıklarındaki parıltıyı galatasaray'a borçludur.
galatasaray güneş, gerisi sadece onun ışığıyla parlayan aydır.
galatasaray güneşinin gücü de bizlerin gönlünden ona yönelen sevgidir.
bu çapta, bu etkideki insanlar, yahu bir zahmet bazı fikirleri kendilerine saklamayı öğrensin lan!
transferleri beğenmemiş.
açıklamazsan ölürsün çünkü.
gitmiş bir de ntvspor'a açıklamış.
te allaam yaaa.
illa diyorsunuz ki "efsane olarak anılmak öyle kalmak istemiyorum; bunu kullanıp elaleme malzeme vermek istiyorum".
e iyi.
ne diyelim.
allah tamamına erdirsin.
düzenleme: gerçek bir delikanlı, bir şeyler "hissettiğinde" derhal ya konuşur, konuşmayı sevmiyorsa da basar istifayı.
galatasaray'ın yeniden çıkışa geçmesini beklemez.
"adam efsane o yüzden eleştirilemez",
"adam bize şunları yaşattı o yüzden eleştirilemez"
"adam x'in teklifini reddetti, y'yi elinin tersiyle itti o yüzden eleştirilemez"
vs...
argumentum ad hominem diyeceğim ama tam değil, argumentum ab auctoritate diyeceğim ama tam değil. işte öyle aralarda bir yerde.
hasan şaş da "efsane"lik mertebesine layık görülmüş bir eski futbolcumuz, bir eski yardımcı antrenörümüz, bir eski emekçimiz ve bizim gibi bir galatasaray taraftarıdır.
bu ünvanlardan "efsanelik" ve "otorite" konumları sayesinde, söyledikleri eleştirilemez addediliyor.
şu kadarını söylemeliyim ki elbette dilediğini beğenir, dilediğini beğenmez ama hâlâ daha medya önünde "zaten hissetmiştik bir şeyler olacağını" gibi çok bariz art niyetli, çok bariz iftira içeren sözler etmesi kabul edilebilir değildir.
vedat "reyiz"leri de benzer ifadelerde bulunmuştu.
arkadaş bir bildiğiniz varsa açık konuşun.
hocaları -bir diğer efsanemiz ve demirören'in kader arkadaşı- fatih terim gibi, ucu açık, içi boş, karton karton ifadeler.
o da çok söylerdi "sezon sonu konuşacağım", "ben size kime tepki koyacağınızı göstereceğim", "hesap mı vereceğiz aydın için" falan tarzı, dayı dayı, esas zalime asla kafa tutamayan ama genelde ya masumları ya da olmayan düşmanları hedef gösteren ifadeleri.
"sezon başında hissetmiştik"
neyi hissettin kardeş?
o zaman niye konuşmadın?
"galatasaray'a zarar vermemek için konuşmadım" deme sakın çünkü öyle bir karakterin olsa şimdi de çıkıp konuşmazsın.
kimi beğenip kimi beğenmediği ise kendisi bağlar.
az biraz kafası çalışan bir eski efsane de çıkıp "yeni transferleri beğenmedim" demez zaten.
sakın bunu da "adam samimi yeæeæaaee" safsatasının altına sokmaya kalkmasın kimse;
çünkü o da ad hominem oluyor...
sıkıldım hakikaten sıkıldım.
"galatasaraylıyım" diyenlerin galatasaray'a verdikleri zararı izlemekten, eski ünvanları veya başarıları yüzünden yedikleri nanelerin hoşgörülmeye çalışılmasından aşırı düzeyde sıkıldım.
neyse ki cesaretle yanlışa yanlış diyebilenlerin sayısı arttı.
şu unutulmasın ki vefa iki taraflıdır.
bugün adı anılan efsanemiz dahil, varlıklarındaki parıltıyı galatasaray'a borçludur.
galatasaray güneş, gerisi sadece onun ışığıyla parlayan aydır.
galatasaray güneşinin gücü de bizlerin gönlünden ona yönelen sevgidir.
bu çapta, bu etkideki insanlar, yahu bir zahmet bazı fikirleri kendilerine saklamayı öğrensin lan!
transferleri beğenmemiş.
açıklamazsan ölürsün çünkü.
gitmiş bir de ntvspor'a açıklamış.
te allaam yaaa.
illa diyorsunuz ki "efsane olarak anılmak öyle kalmak istemiyorum; bunu kullanıp elaleme malzeme vermek istiyorum".
e iyi.
ne diyelim.
allah tamamına erdirsin.
düzenleme: gerçek bir delikanlı, bir şeyler "hissettiğinde" derhal ya konuşur, konuşmayı sevmiyorsa da basar istifayı.
galatasaray'ın yeniden çıkışa geçmesini beklemez.