213
galatasaray – bursaspor : 6-0 isteyince oluyor demek ki
hiç anlamam dizilişten. sevmem diyeyim de bizi tanımayanlar inanır falan. 3-5-2 oynayacaksan bütün takımın maç boyu sürekli konsantre ve istekli olması lazım. eh, önemli maçlar dışında galatasaray’ın bu sezon iştahlı, ısıran bir oyununu görememiştik doğrusu. 3-5-2 zaman kaybı dememizin sebebi buydu, twitter üzerinden. hoş bundan sonraki maçlarda aynı iştahı, coşkuyu görebilecek miyiz bakalım. bursa maçı da bahsettiğim önemli, kritik maçlardan biriydi sonuçta. dün fener yenilmiş, puan farkını indirme şansı gelmişti takıma. allah için takım çok iyi değerlendirdi bu fırsatı.
doğrusunu isterseniz ki isteyin, hakkınız. galatasaray, şampiyonlar liginde juventus’u dışarıda bırakıp gruptan çıkınca benim için bu sezonu kurtardı. fatih terim gibi bir hocayı göndermek, yönetim karışıklığı, medyanın karıştırıcı tutumlarını göz önünde bulundurunca bu kargaşa içinden şl’de gruptan çıkmak benim için sezonu kapatmıştı. gelgelelim, galatasaray tam da kendine yakışır şekilde “galatasaray’ın olduğu yerde umut vardır” diyerek şampiyonluğu da istediğini göstermeye başladı.
şimdi fenerbahçe düşünsün. ama onlar 6-0’ı görünce yüzüne ışık tutulan tavşan gibi kalakalıyorlar. hahahahahaha….
maç öncesinde sabri ve ceyhun’u görünce haklı olarak bir soru işareti koydum. ve fakat bu adamlar da takım da bizim konuyu yanlış anladığımızı gösterdi. tabiri caizse ki caiz bence diyanete sormaya gerek yok, bize kapağı taktı. galatasaraylı’dan gelen kapak hoş gelmiş, sefa gelmiş.
adetim olmamasına rağmen bazı topçulardan bahsetmem gerek.
melo: galatasaray’la 100. maçına çıktı. tam da 100 puanlık oynadı. maşallah.
sneijder: metin oktay’ın doğum gününde 10’un 10 numarasını giyip 10 numaralık oynadı, 3 gol attı, şahane paslar attı. maşallah.
drogba: yaşlı kurt. evet net yaşlı kurt. maşallah.
sabri reyiz: kaptanlığı bir aldılar, bir verdiler. sağda zor oynarken solda oynattılar. ve bugün gördük ki, yeteneği bu kadar kısıtlı adam nasıl oluyorda 10 küsur yıldır galatasaray’da. çünkü, sabri sadece vazgeçersen yenilirsin mottosunu çözmüş. maşallah.
muslera: bence kesinlikle kedi mamasıyla besleniyor. zor top geldiğinde yumruklarsın lan, adam her topu yakalıyor. maşallah.
selçuk inan: yeri olan orta saha göbeğinde oynadığında ve takım iştahlı olduğunda etkisi katlanarak artıyor. one man show adamı olmadığı için takım iştahsız olduğunda etkisi inanılmaz azalıyor, biz de faturayı ona kesiyoruz. yapmayalım. maşallah.
unuttuğum varsa kusuruma bakmasın. hakem mete kalkavan’ı unutmadım ama görmezden geldim. uğraşamayacağım kendisiyle.
sen şampiyon olacaksin !
*
hiç anlamam dizilişten. sevmem diyeyim de bizi tanımayanlar inanır falan. 3-5-2 oynayacaksan bütün takımın maç boyu sürekli konsantre ve istekli olması lazım. eh, önemli maçlar dışında galatasaray’ın bu sezon iştahlı, ısıran bir oyununu görememiştik doğrusu. 3-5-2 zaman kaybı dememizin sebebi buydu, twitter üzerinden. hoş bundan sonraki maçlarda aynı iştahı, coşkuyu görebilecek miyiz bakalım. bursa maçı da bahsettiğim önemli, kritik maçlardan biriydi sonuçta. dün fener yenilmiş, puan farkını indirme şansı gelmişti takıma. allah için takım çok iyi değerlendirdi bu fırsatı.
doğrusunu isterseniz ki isteyin, hakkınız. galatasaray, şampiyonlar liginde juventus’u dışarıda bırakıp gruptan çıkınca benim için bu sezonu kurtardı. fatih terim gibi bir hocayı göndermek, yönetim karışıklığı, medyanın karıştırıcı tutumlarını göz önünde bulundurunca bu kargaşa içinden şl’de gruptan çıkmak benim için sezonu kapatmıştı. gelgelelim, galatasaray tam da kendine yakışır şekilde “galatasaray’ın olduğu yerde umut vardır” diyerek şampiyonluğu da istediğini göstermeye başladı.
şimdi fenerbahçe düşünsün. ama onlar 6-0’ı görünce yüzüne ışık tutulan tavşan gibi kalakalıyorlar. hahahahahaha….
maç öncesinde sabri ve ceyhun’u görünce haklı olarak bir soru işareti koydum. ve fakat bu adamlar da takım da bizim konuyu yanlış anladığımızı gösterdi. tabiri caizse ki caiz bence diyanete sormaya gerek yok, bize kapağı taktı. galatasaraylı’dan gelen kapak hoş gelmiş, sefa gelmiş.
adetim olmamasına rağmen bazı topçulardan bahsetmem gerek.
melo: galatasaray’la 100. maçına çıktı. tam da 100 puanlık oynadı. maşallah.
sneijder: metin oktay’ın doğum gününde 10’un 10 numarasını giyip 10 numaralık oynadı, 3 gol attı, şahane paslar attı. maşallah.
drogba: yaşlı kurt. evet net yaşlı kurt. maşallah.
sabri reyiz: kaptanlığı bir aldılar, bir verdiler. sağda zor oynarken solda oynattılar. ve bugün gördük ki, yeteneği bu kadar kısıtlı adam nasıl oluyorda 10 küsur yıldır galatasaray’da. çünkü, sabri sadece vazgeçersen yenilirsin mottosunu çözmüş. maşallah.
muslera: bence kesinlikle kedi mamasıyla besleniyor. zor top geldiğinde yumruklarsın lan, adam her topu yakalıyor. maşallah.
selçuk inan: yeri olan orta saha göbeğinde oynadığında ve takım iştahlı olduğunda etkisi katlanarak artıyor. one man show adamı olmadığı için takım iştahsız olduğunda etkisi inanılmaz azalıyor, biz de faturayı ona kesiyoruz. yapmayalım. maşallah.
unuttuğum varsa kusuruma bakmasın. hakem mete kalkavan’ı unutmadım ama görmezden geldim. uğraşamayacağım kendisiyle.
sen şampiyon olacaksin !
*
