4
meşhur hikayedir: malumatfuruşluk yapan bir adamın yolu bilgi yönünden çok da yeterli düzeyde olmayan bir beldeye düşmüş. 5-10 kişi de toplamış etrafına vaaz veriyor. retoriği de son derece düzgün olduğu için orada toplananlar ağzı açık ayran budalası misali adamı hayran hayran dinliyorlar. adam "islamda kurban"ı anlatıyor. "davut peygamber kızı ayşe'yi kurban edecekken, allah buna izin vermedi ve mikail'e emrederek ona bir koyun götürmesini ve onu kesmesini söyledi" kabilinden bir şeyler söylüyor. halk da bilgisiz olduğu için adamın anlatım tarzından dolayı girdikleri o kesif atmosferin büyüsüyle ne söylerse inanıyorlar. dinleyiciler arasında da bilgisine güvenilir bir adam var ve ona soruyorlar "düzelteceğiniz bir yer var mı" şeklinde. gerçekten alim olan tebessüm ederek "bunun neresini düzelteyim, bu menkıbeye konu olan kişi davut peygamber değil, ibrahim peygamber. kurban edeceği kızı ayşe değil, oğlu ismail. allah'ın gönderdiği melek mikail değil, cebrail. ve gönderdiği de koyun değil, koç".
hikayedeki durum gibi bu futbolcu eskisi de ya ne söylediğinin farkında değil ya da basının kolpa haberlerinden biri. şimdi bu arkadaş verdiği röportajda "1997 senesinde ali sami yen deplasmanındaki maç"a atıf yapmış. şu durumda bahsettiği ya 1996-1997 sezonu ya da 1997-1998 sezonu. 1997-1998 sezonu olamaz, zira o sezon kendisi rizespor'a transfer edildi. tek oynadığı sezon 1996 - 1997 sezonu.
https://www.tff.org/...=30&kisiId=26460
"maçlar" kısmından oynadığı sezonlara bakılabilir.
elimizdeki tek veri 1996-1997 sezonunda oynanan galatasaray-çanakkale dardanelspor maçı kalıyor. evet bahsi geçen maç şu:
http://www.tff.org/...=397&macId=40813
röportajda demiş ki "ali sami yen'de oynanan maç". oysa galatasaray - dardanelspor maçı verilen linkte de görüldüğü gibi izmir atatürk stadında oynanmış. [2 hafta önceki fenerbahçe maçından dolayı aldığı ceza yüzünden] sene için 1997 demiş, oysa maçın oynanma senesi 1996 [hadi bunu sezon olarak söylemiş diyelim]. gene röportajında hakemin ilhami kaplan olduğunu söylemiş ama resmi kayıtlara göre maçın hakemi oğuz sarvan. şimdi bu röportajın neresini düzeltelim?
denilebilir ki belki o sezon türkiye kupası'nda karşılaşılmıştır. bu ihtimal de olamaz, zira o sene türkiye kupası'na ilk turdan veda etmiştik. o meşhur penaltılarla 17-16 gençlerbirliğine kaybettiğimiz maç. ki bu da türkiye kupası linki:
http://www.turkfutbolu.net/...kupalari/tr96tc.html
dirsek olayı olmuştur, olmamıştır bilemem. maç hafızama güvenirim ama hiç anımsayamadım. velev ki doğru olsa bile bu kadar işkembe-i kübradan sallayarak hikayeleştirilen hatıranın doğruluğuna nasıl güvenelim?
hikayedeki durum gibi bu futbolcu eskisi de ya ne söylediğinin farkında değil ya da basının kolpa haberlerinden biri. şimdi bu arkadaş verdiği röportajda "1997 senesinde ali sami yen deplasmanındaki maç"a atıf yapmış. şu durumda bahsettiği ya 1996-1997 sezonu ya da 1997-1998 sezonu. 1997-1998 sezonu olamaz, zira o sezon kendisi rizespor'a transfer edildi. tek oynadığı sezon 1996 - 1997 sezonu.
https://www.tff.org/...=30&kisiId=26460
"maçlar" kısmından oynadığı sezonlara bakılabilir.
elimizdeki tek veri 1996-1997 sezonunda oynanan galatasaray-çanakkale dardanelspor maçı kalıyor. evet bahsi geçen maç şu:
http://www.tff.org/...=397&macId=40813
röportajda demiş ki "ali sami yen'de oynanan maç". oysa galatasaray - dardanelspor maçı verilen linkte de görüldüğü gibi izmir atatürk stadında oynanmış. [2 hafta önceki fenerbahçe maçından dolayı aldığı ceza yüzünden] sene için 1997 demiş, oysa maçın oynanma senesi 1996 [hadi bunu sezon olarak söylemiş diyelim]. gene röportajında hakemin ilhami kaplan olduğunu söylemiş ama resmi kayıtlara göre maçın hakemi oğuz sarvan. şimdi bu röportajın neresini düzeltelim?
denilebilir ki belki o sezon türkiye kupası'nda karşılaşılmıştır. bu ihtimal de olamaz, zira o sene türkiye kupası'na ilk turdan veda etmiştik. o meşhur penaltılarla 17-16 gençlerbirliğine kaybettiğimiz maç. ki bu da türkiye kupası linki:
http://www.turkfutbolu.net/...kupalari/tr96tc.html
dirsek olayı olmuştur, olmamıştır bilemem. maç hafızama güvenirim ama hiç anımsayamadım. velev ki doğru olsa bile bu kadar işkembe-i kübradan sallayarak hikayeleştirilen hatıranın doğruluğuna nasıl güvenelim?