310
bazı yazarlar tarafından "yabancı" olması çok büyük bir sorun olarak görülüyor. yahu dostlar; şampiyonlar liginde çeyrek final, türkiye kupasında da final görürsek ligin ikinci yarısında takım toplam 30 maça çıkacak. bu sayı yarım sezon için oldukça fazla. bu yüzden "ama takımda banko oynayan şu yabancı oyuncular var. kimin yerine oynayacak?" denmesini çok da doğru bulmuyorum. banko dediğimiz oyuncuların kaçı 30 maçı da çıkarabilecek ki? hatta detaylı inceleyelim:
drogba: yaş 36 oldu. arada dinlendirilmesi gerektiğini bu sezon bazı maçlarda gösterdi. hücum varyasyonlarındaki alternatifsizliğimiz yüzünden bir türlü dinlendiremedik.
sneijder: mükemmel bir futbolcu ama biraz kırılgan. 2007-2008 sezonundan beri her sene sakatlıklar yüzünden 10-15 maç kaçırıyor.
melo: karakteri ve oynadığı pozisyon gereği sert oynuyor. bu da bazen sarı veya kırmızı kart olarak geri dönebiliyor. bu 30 maçın birkaç tanesini büyük ihtimalle cezalı geçecek.
eboue: fatih terim de mancini de bu sezonki oyunundan memnun değildi. iki hoca tarafından toplamda 5 defa tribüne gönderildi. eboue bu şekilde devam ederse, veysel sarı veya salih dursun'dan biri de transfer edilirse bu sayı ligin ikinci yarısında artar muhtemelen. zaten alex telles'in gelişi, ilk 11 çıkan yabancılar içinde eboue'yi tribüne en yakın isim yapıyor.
chedjou: istikrarlı bir isim ama mükemmel değil. mancini de bunun bilincinde, rotasyona gitmesi gerekirse gökhan zan'a forma vermekten çekinmiyor.
muslera: "banko" olarak adlandırılan yabancılar içinde 30 maça da çıkma ihtimali en yüksek olan oyuncumuz, canımız, ciğerimiz. yine de hem dinlenmesi için hem de hajrovic ve bruma'nın oynayıp form tutması için türkiye kupası grubundaki bazı maçlarda oynatılmayabilir.
ayrıca sneijder için sakatlık, melo için kart cezası riskini yazdım ama bu riskler her futbolcu için var tabii. bunu da hesaba katmak lazım. şimdi transfermarkt'tan baktım; banko dediğimiz 6 yabancı oyuncu, sezonun ilk yarısında sadece 3 kez beraber oynayabilmişler. bazen zorunluluktan bazen de taktik gereği 14 maçta bu oyuncularda rotasyona gitmişiz.
futbolcuların sakatlanıp kart görmediği, kimsenin form düşüklüğü yaşamadığı, futbolun hiç taktik değiştirmeden oynandığı paralel bir evrende yaşıyor olsaydık haklı olabilirdiniz. fakat bizim evrenimizde bir futbolcuyu "kimin yerine oynayacak ki?" diye eleştirmek mantıksız duruyor, kendisine de bir yer bulunur elbet. zaten biz de 15 milyon euro sayıp takımın yıldızı, bankosu olsun diye almadık bu adamı. yoğun maç trafiğimizde rotasyona girsin diye aldık, bruma hariç formda kanat oyuncusunun olmadığı takıma bir hücum alternatifi olsun diye aldık.
drogba: yaş 36 oldu. arada dinlendirilmesi gerektiğini bu sezon bazı maçlarda gösterdi. hücum varyasyonlarındaki alternatifsizliğimiz yüzünden bir türlü dinlendiremedik.
sneijder: mükemmel bir futbolcu ama biraz kırılgan. 2007-2008 sezonundan beri her sene sakatlıklar yüzünden 10-15 maç kaçırıyor.
melo: karakteri ve oynadığı pozisyon gereği sert oynuyor. bu da bazen sarı veya kırmızı kart olarak geri dönebiliyor. bu 30 maçın birkaç tanesini büyük ihtimalle cezalı geçecek.
eboue: fatih terim de mancini de bu sezonki oyunundan memnun değildi. iki hoca tarafından toplamda 5 defa tribüne gönderildi. eboue bu şekilde devam ederse, veysel sarı veya salih dursun'dan biri de transfer edilirse bu sayı ligin ikinci yarısında artar muhtemelen. zaten alex telles'in gelişi, ilk 11 çıkan yabancılar içinde eboue'yi tribüne en yakın isim yapıyor.
chedjou: istikrarlı bir isim ama mükemmel değil. mancini de bunun bilincinde, rotasyona gitmesi gerekirse gökhan zan'a forma vermekten çekinmiyor.
muslera: "banko" olarak adlandırılan yabancılar içinde 30 maça da çıkma ihtimali en yüksek olan oyuncumuz, canımız, ciğerimiz. yine de hem dinlenmesi için hem de hajrovic ve bruma'nın oynayıp form tutması için türkiye kupası grubundaki bazı maçlarda oynatılmayabilir.
ayrıca sneijder için sakatlık, melo için kart cezası riskini yazdım ama bu riskler her futbolcu için var tabii. bunu da hesaba katmak lazım. şimdi transfermarkt'tan baktım; banko dediğimiz 6 yabancı oyuncu, sezonun ilk yarısında sadece 3 kez beraber oynayabilmişler. bazen zorunluluktan bazen de taktik gereği 14 maçta bu oyuncularda rotasyona gitmişiz.
futbolcuların sakatlanıp kart görmediği, kimsenin form düşüklüğü yaşamadığı, futbolun hiç taktik değiştirmeden oynandığı paralel bir evrende yaşıyor olsaydık haklı olabilirdiniz. fakat bizim evrenimizde bir futbolcuyu "kimin yerine oynayacak ki?" diye eleştirmek mantıksız duruyor, kendisine de bir yer bulunur elbet. zaten biz de 15 milyon euro sayıp takımın yıldızı, bankosu olsun diye almadık bu adamı. yoğun maç trafiğimizde rotasyona girsin diye aldık, bruma hariç formda kanat oyuncusunun olmadığı takıma bir hücum alternatifi olsun diye aldık.