255
amatör yönetim destanı yazan kulüp. bir arkadaş yazacağım minvalde bir şeyler yazmıştı, buralardaysa bendim o desin, kulüpler bir futbolcuyla sözleşme imzalarken onların potansiyellerini kendi çaplarında değerlendirip ona göre sözleşme imzalatır. yetenekli olduğu zannedilerek uzun seneler için imza atılan bir futbolcu elde patlayıp kulübün kasasına zarar yazabileceği gibi, yetenekleri görülemeden kısa dönemli sözleşmeler imzalatılmış veya sözleşmeleri yenilenmekte geç kalınmış futbolcular da kulübe zarar yazacak, onlar üzerinden para kazanmak mümkün olmayacaktır. günümüzde endüstriyel futbol diye herkesin ağzına doladığı yeni futbol düzeninde kulüpler her oyuncuda şirketlerin yeni bir ürünü satın alırken girdiği gibi riske girer.
işte bu adamlar bu riski yönetmeyi hiç bilmiyorlar. asıl sıkıntıları bu amatörlüklerini daha amatör hareketlerle kapatmaya çalışmalarıdır.
tarık ve veysel'i kadro dışı bırakmaları, bu inatları, bir şirketin zararına bile olsa satmak varken, elinde patlayacağı gün gibi ortada olan malı çöpe atmasına benzer. şimdi sen bu oyuncularının potansiyelini görememiş, gördüysen de sözleşme yenilemekte geç kalmışsın. bu adamlar da parlayıp büyük kulüplerin radarına girince, yabancı kuralının her geçen gün daha da saçma bir hal aldığı ülkemizde altın madeni olduklarının farkına varmış, üç kuruşa sende oynamayı reddetmiş. burada eskişehir'in yapabileceği en makul hareket iki futbolcuyu da alabildiği en yüksek paraya bu transfer döneminde satıp, en azından zararı hafifletmeye çalışmak. mesela tarık, bosman kuralları çerçevesinde gitmiş galatasaray'la görüşmüş ve anlaşmış, galatasaray da sezon sonu bedava kadrosuna katabileceği bir futbolcudan önümüzdeki aylarda da yararlanmak için sembolik de olsa sana bir para teklif etmiş. sen artık bu teklifi kabul etmek zorundasın arkadaş. inat edip adamı kadro dışı bırakırsan, sezon sonu şimdi burun kıvırdığın parayı da kazanamazsın.
tarık da veysel de sezon sonuna kadar kadrodışı kalsalar bile, kendilerini zinde tuttukları sürece sözleşme bitiminde büyük kulüplere imza atıp futbol hayatlarına devam eder. eskişehirspor'lu yöneticiler de arkalarından mal gibi bakar.
işte bu adamlar bu riski yönetmeyi hiç bilmiyorlar. asıl sıkıntıları bu amatörlüklerini daha amatör hareketlerle kapatmaya çalışmalarıdır.
tarık ve veysel'i kadro dışı bırakmaları, bu inatları, bir şirketin zararına bile olsa satmak varken, elinde patlayacağı gün gibi ortada olan malı çöpe atmasına benzer. şimdi sen bu oyuncularının potansiyelini görememiş, gördüysen de sözleşme yenilemekte geç kalmışsın. bu adamlar da parlayıp büyük kulüplerin radarına girince, yabancı kuralının her geçen gün daha da saçma bir hal aldığı ülkemizde altın madeni olduklarının farkına varmış, üç kuruşa sende oynamayı reddetmiş. burada eskişehir'in yapabileceği en makul hareket iki futbolcuyu da alabildiği en yüksek paraya bu transfer döneminde satıp, en azından zararı hafifletmeye çalışmak. mesela tarık, bosman kuralları çerçevesinde gitmiş galatasaray'la görüşmüş ve anlaşmış, galatasaray da sezon sonu bedava kadrosuna katabileceği bir futbolcudan önümüzdeki aylarda da yararlanmak için sembolik de olsa sana bir para teklif etmiş. sen artık bu teklifi kabul etmek zorundasın arkadaş. inat edip adamı kadro dışı bırakırsan, sezon sonu şimdi burun kıvırdığın parayı da kazanamazsın.
tarık da veysel de sezon sonuna kadar kadrodışı kalsalar bile, kendilerini zinde tuttukları sürece sözleşme bitiminde büyük kulüplere imza atıp futbol hayatlarına devam eder. eskişehirspor'lu yöneticiler de arkalarından mal gibi bakar.
