231
evet, galatasaray düşmanı. sedat doğan'ın sözlerini ama'sız öven üç beş yorumcudan biri, ama düşman falan evet. "conte ağlamasın!" diyor, birileri gibi ısıtma yok diye laf sokmuyor, ama düşman. "galatasaray türkiye'nin dünyaya açılan penceresidir," dedi daha geçen, ama düşman yani. düşman, baya düşman, o yüzden de "siz olmayan kafanızla galatasaray başkanına akıl veremezsiniz!" diye bas bas bağırdı.
siz ya hastasınız, ya istihbaratçısınız: şike baronlarının şeysi falan da filan da... baya biliyorsunuz. çok beyaz tv izlemişsiniz be kardeşim. evet, şike baronlarının maşaları. bir yıldırım demirören'e ulaşıp ali ece desene, sana hangi küfrü eder acaba? şike baronunun maşası. vay anasını.
sizin efsaneniz gitmiş şikeyi aklayan federasyonla anlaşmış, türk futbolunun gördüğü en iğrenç adam basın toplantısında galatasaray'a laf çakmış... o ne oluyor o zaman? sizin kafa nasıl çalışıyor çok merak ediyorum. galatasaraylı olmayan, sizin fikrinizi zikretmeyen herkes maşa; galatasaraylılar pür ü pak! beşiktaşlı, beşiktaş yazarı, beşiktaş'ın hakkı yendi mi daha çok sesi çıkıyor. galatasaraylı yorumcu da beşiktaş'ınkine bu kadar ses çıkarmıyor, galatasaray'ın hakkı yendi mi daha çok bağırıyor. sebebi basit: çünkü öncelikli ilgi alanları o kulüpler.
ne ali ece, ne mehmet demirkol, ne ntvspor'daki takkeli hobbit, ne uğur meleke... hiç biri yıldırım demirören galatasaray'a laf çakarken gülümseyerek izlemedi. onlar maşa oluyorsa, fatih terim ne oldu? insanların hayatı bu kadar kolay itham edilecek kadar basit değil, insanların fikirleri de sizin kuklalarınız değil.
bir de şu dünya kulüpleri hakkında çok sık konuşmasından dem vuruluyor ali ece'nin ki gerçekten büyük ahmaklık. ulan futbol yorumculuğu değil mi meslek? liverpool'u da bilecek, celtic'i de bilecek. sevecek de üstelik, sevdirecek de. kafasını kuma gömer gibi iğrenç süper lig'e gömenler futbolu sevdiklerini zannedebilirler, ama futbol 'izlenerek' seviliyor. ali ece de izliyor, yorumluyor. bunda ne gibi bir ayıp, acayiplik var anlaması güç. aldığı paranın hakkını veriyor işte, polisten gbt kaydı isteyerek iş yapmıyor.
bir bitin artık. futbolu seven, futbolu konuşmak isteyen insanlara dokunmayın. formanız sarı kırmızı olsun, kalbiniz sarı kırmızı atsın, ama gözlerinizdeki ve vicdanınızdaki renkleri temizleyin!
siz ya hastasınız, ya istihbaratçısınız: şike baronlarının şeysi falan da filan da... baya biliyorsunuz. çok beyaz tv izlemişsiniz be kardeşim. evet, şike baronlarının maşaları. bir yıldırım demirören'e ulaşıp ali ece desene, sana hangi küfrü eder acaba? şike baronunun maşası. vay anasını.
sizin efsaneniz gitmiş şikeyi aklayan federasyonla anlaşmış, türk futbolunun gördüğü en iğrenç adam basın toplantısında galatasaray'a laf çakmış... o ne oluyor o zaman? sizin kafa nasıl çalışıyor çok merak ediyorum. galatasaraylı olmayan, sizin fikrinizi zikretmeyen herkes maşa; galatasaraylılar pür ü pak! beşiktaşlı, beşiktaş yazarı, beşiktaş'ın hakkı yendi mi daha çok sesi çıkıyor. galatasaraylı yorumcu da beşiktaş'ınkine bu kadar ses çıkarmıyor, galatasaray'ın hakkı yendi mi daha çok bağırıyor. sebebi basit: çünkü öncelikli ilgi alanları o kulüpler.
ne ali ece, ne mehmet demirkol, ne ntvspor'daki takkeli hobbit, ne uğur meleke... hiç biri yıldırım demirören galatasaray'a laf çakarken gülümseyerek izlemedi. onlar maşa oluyorsa, fatih terim ne oldu? insanların hayatı bu kadar kolay itham edilecek kadar basit değil, insanların fikirleri de sizin kuklalarınız değil.
bir de şu dünya kulüpleri hakkında çok sık konuşmasından dem vuruluyor ali ece'nin ki gerçekten büyük ahmaklık. ulan futbol yorumculuğu değil mi meslek? liverpool'u da bilecek, celtic'i de bilecek. sevecek de üstelik, sevdirecek de. kafasını kuma gömer gibi iğrenç süper lig'e gömenler futbolu sevdiklerini zannedebilirler, ama futbol 'izlenerek' seviliyor. ali ece de izliyor, yorumluyor. bunda ne gibi bir ayıp, acayiplik var anlaması güç. aldığı paranın hakkını veriyor işte, polisten gbt kaydı isteyerek iş yapmıyor.
bir bitin artık. futbolu seven, futbolu konuşmak isteyen insanlara dokunmayın. formanız sarı kırmızı olsun, kalbiniz sarı kırmızı atsın, ama gözlerinizdeki ve vicdanınızdaki renkleri temizleyin!