1
ntvspor muhabiri; ntvspor un farklı yüzü... yada ben öyle olmasını can-ı gönülden istiyorum.
muhabirlik konusunda zaman zaman talihsizlikler yaşasa da (canlı yayın talihsizliği) son derece başarılı bir televizyoncu-gazetecidir. zaten televizyon gazeteciliği mezunudur. ntvspor bünyesinde ağırlıklı olarak basketbol maçlarında kendisini sık sık görmekteyiz.
ntvspor.net te 17 haziran 2009 fenerbahce efes pilsen basketbol maci sonrası kaleme aldığı yazı;
--- alinti ---
yetkililer nerede?
türkiye basketbol federasyonu şu günlerde oldukça yoğun herhalde. son maçtan önce ne sağduyu çağrısı yaptılar ne de sonrasında bir açıklama
türk basketbol tarihinin en sert, en tansiyonu yüksek final serisine tanıklık ettik. belki de gerçekten torunlarımıza anlatacağımız nitelikte bir seri oldu... ama tabii ki bu tür ortamlarda artık bizim için "el clasico" olan, ortalığı daha da geren açıklamalar birbirini de izlemeye devam etti. seri öncesi yaşanan bilet polemiğinin ardından hem efes pilsen, hem de fenerbahçe ülker cephesi rakip takımı, türkiye basketbol federasyonu'nu ve hakemleri ağır dille eleştiren söylemlerde bulundu.
sonuç: bir basketbol final serisinde alışık olmadığımız kadar gerildi ortam. hadi bunlar da oldu diyelim -dememek en iyisi aslında- ama bugüne kadar neden türkiye basketbol federasyonu'ndan bir yetkili çıkıp tarafları sağduyuya çağırmadı? onu yapmasa bile federasyon resmi internet sitesinden neden yazılı bir açıklama yapılmadı, ajanslara geçilmedi? merkez hakem kurulu neden önce efes pilsen, sonra fenerbahçe ülker'in eleştirdiği hakemlerini korumadı? birçok tartışmayı beraberinde getiren 5. maçın ardından otoriteler sayfalarca yazdı kural doğru diye. neden aynısını federasyondan bir kişi çıkıp izah etmedi?
durum böyle olunca da, iş çığırından çıktı, taraftar forumlarından korkutucu yorumlar, çağrılar yapıldı. "sahaya bir şey atmayacak olanlar maça gelmesin, maç bitince efesliler'e saldıralım, en fazla 2 maç ceza alırız" şeklinde.
illa böyle bir şey mi olması lazım bu ülkede? nazikçe tabir edecek olursak yumurta kapıya dayandığında mı akıllara geliyor bazı şeyleri söylemek, ya da hayıflanmak? sahaya giren adamların -taraftar yazmaya elim varmıyor- elinde kesici bir alet olsa, ne olacak? kim kime nasıl hesap verecekti?
ben bu serinin bir de gerçek bir "derbi" mücadelesi olduğunu düşünmek bile istemiyorum. efes pilsen sadece belki de 200-300 kişilik gerçek taraftar kitlesine sahip bir kulüp. onlara abdi ipekçi'de ayrılan 1000 kişilik yerde galatasaray, beşiktaş gibi takımların seyircisi otursa ne olurdu tahmin edemiyorum.
şu an itibariyle maçın bitiminden 24 saat geçmedi -ama yaklaşık 18 saati geride bıraktık)- hala federasyon sitesinden yapılan bir açıklama yok, yaşanan rezaletle ilgili haber yok, onu da geçtim maç haberlerinde olaylara değinilmemiş.
sanırım bu trajik olaydan ötürü herkes kafasını önüne koyup düşünmeli. çünkü serinin en kritik maçında ömer onan'ın tribünde oturan hamile eşiyle oğlu yiğit'i, ya da kaya peker ve kerem gönlüm'ün 5. maçtan sonra aldıkları tehdit mesajlarını düşünmemeleri gerekiyor. bırakalım herkes gerçekten düşünmesi gerekeni düşünsün.
--- alinti ---
muhabirlik konusunda zaman zaman talihsizlikler yaşasa da (canlı yayın talihsizliği) son derece başarılı bir televizyoncu-gazetecidir. zaten televizyon gazeteciliği mezunudur. ntvspor bünyesinde ağırlıklı olarak basketbol maçlarında kendisini sık sık görmekteyiz.
ntvspor.net te 17 haziran 2009 fenerbahce efes pilsen basketbol maci sonrası kaleme aldığı yazı;
--- alinti ---
yetkililer nerede?
türkiye basketbol federasyonu şu günlerde oldukça yoğun herhalde. son maçtan önce ne sağduyu çağrısı yaptılar ne de sonrasında bir açıklama
türk basketbol tarihinin en sert, en tansiyonu yüksek final serisine tanıklık ettik. belki de gerçekten torunlarımıza anlatacağımız nitelikte bir seri oldu... ama tabii ki bu tür ortamlarda artık bizim için "el clasico" olan, ortalığı daha da geren açıklamalar birbirini de izlemeye devam etti. seri öncesi yaşanan bilet polemiğinin ardından hem efes pilsen, hem de fenerbahçe ülker cephesi rakip takımı, türkiye basketbol federasyonu'nu ve hakemleri ağır dille eleştiren söylemlerde bulundu.
sonuç: bir basketbol final serisinde alışık olmadığımız kadar gerildi ortam. hadi bunlar da oldu diyelim -dememek en iyisi aslında- ama bugüne kadar neden türkiye basketbol federasyonu'ndan bir yetkili çıkıp tarafları sağduyuya çağırmadı? onu yapmasa bile federasyon resmi internet sitesinden neden yazılı bir açıklama yapılmadı, ajanslara geçilmedi? merkez hakem kurulu neden önce efes pilsen, sonra fenerbahçe ülker'in eleştirdiği hakemlerini korumadı? birçok tartışmayı beraberinde getiren 5. maçın ardından otoriteler sayfalarca yazdı kural doğru diye. neden aynısını federasyondan bir kişi çıkıp izah etmedi?
durum böyle olunca da, iş çığırından çıktı, taraftar forumlarından korkutucu yorumlar, çağrılar yapıldı. "sahaya bir şey atmayacak olanlar maça gelmesin, maç bitince efesliler'e saldıralım, en fazla 2 maç ceza alırız" şeklinde.
illa böyle bir şey mi olması lazım bu ülkede? nazikçe tabir edecek olursak yumurta kapıya dayandığında mı akıllara geliyor bazı şeyleri söylemek, ya da hayıflanmak? sahaya giren adamların -taraftar yazmaya elim varmıyor- elinde kesici bir alet olsa, ne olacak? kim kime nasıl hesap verecekti?
ben bu serinin bir de gerçek bir "derbi" mücadelesi olduğunu düşünmek bile istemiyorum. efes pilsen sadece belki de 200-300 kişilik gerçek taraftar kitlesine sahip bir kulüp. onlara abdi ipekçi'de ayrılan 1000 kişilik yerde galatasaray, beşiktaş gibi takımların seyircisi otursa ne olurdu tahmin edemiyorum.
şu an itibariyle maçın bitiminden 24 saat geçmedi -ama yaklaşık 18 saati geride bıraktık)- hala federasyon sitesinden yapılan bir açıklama yok, yaşanan rezaletle ilgili haber yok, onu da geçtim maç haberlerinde olaylara değinilmemiş.
sanırım bu trajik olaydan ötürü herkes kafasını önüne koyup düşünmeli. çünkü serinin en kritik maçında ömer onan'ın tribünde oturan hamile eşiyle oğlu yiğit'i, ya da kaya peker ve kerem gönlüm'ün 5. maçtan sonra aldıkları tehdit mesajlarını düşünmemeleri gerekiyor. bırakalım herkes gerçekten düşünmesi gerekeni düşünsün.
--- alinti ---