1149
enkaz devralmıştır. ama bu enkazdan kastım kadronun kalitesizliği veya yetersizliği değil, fatih terim'in galatasaray'ı alenen satması sonrası takımın mental olarak çökmüş olmasıdır. çünkü bilindiği üzere fatih terim'in birçok başarıya uzandığı kadro da buydu. fakat şu an fatih terim'in yönettiği oyuncular ve mancinin'nin yönettiği oyuncular isim olarak aynı olsalar da kafa olarak tamamen farklılar.
fatih terim, yönettiği takımlardaki oyuncular üzerinde çok büyük etki bırakan bir teknik direktör. üstelik milli takım konusu gündeme geldikten sonra galatasaray ile olan sözleşmesinin sürekli speküle edilmesi, sözleşme konusunda net bir söz söylemek yerine "birilerini rahatlatmak için imza atmayacağım" demesi sonrası ayyuka çıkan belirsizlik, yaşanan o süreçte ve devamında takımı da oldukça yıpratmıştı. hatırlayın, bursa-eskişehir deplasmanlarındaki (25 ve 30 ağustos) berbat futbolu. çünkü bu topçular milyon eurolar da kazanıyor olsalar, robot değiller. gayet psikolojileri, ruh değişimleri olan insanlar. fatih terim'in galatasaray'a yaşattığı - yaşatmayı seçtiği bu belirsizlik takımı da kötü etkiledi ve mental olarak kendini futbola veremeyen oyuncular yüzünden her geçen gün daha da geri gittik. sonucunda da gaziantep belediye spor'u bile zor yenen bir takım haline geldik. kimilerince kabullenmesi zor bir gerçek de olsa bunun sorumlusu direk olarak fatih terim'dir. üstelik iddia ediyorum ki kendisi galatasaray'dan ayrılmayı tercih ederken takımın mental olarak dağılacağını, işlerin bu derece kötü noktaya geleceğini adı gibi biliyordu ve buna rağmen -en azından- sezon sonuna kadar bile galatasaray'ın başında kalmak için çabalamadı. kendi deyimiyle 'direnmedi'. galatasaray'ın menfaatini düşünmek, böylesine bir sorumsuzluğu yapmak olamaz. öyle değil mi?
sonuç olarak bütünlüğü bozulan takımın başına tecrübesine güvenilen bir isim olan mancini getirildi. kısa vadede düşünülmesi gereken isimler mustafa denizli ve şenol güneş'ti bana göre. çünkü takımın teknik direktörünü lig başladıktan sonra gönderiyorsanız, onun yerine getireceğiniz kişi takımı, ligi, rakipleri tanımak için ekstradan zamana ihtiyacı olmayan biri olmalı. böyle bir hoca tercihi, daha mantıklı ve doğru olurdu. şu anda mancini, geldiğinden beri, resmi maçlara çıkarak tanımaya çalışıyor ligi ve takımı. bu da doğal olarak bazı kayıplar yaşatıyor bize. mustafa denizli veya şenol güneş ile görüşülmüş müdür, temas edilmiş midir bilemiyorum. fakat kısa vadede kendilerini takımın başında görmek isterdim. mancini takımı tanıyacak derken devre arasına gelmek üzereyiz. üstelik kadro yetersizliği, yabancı kuralı gibi konular da mancini'nin kısa vadede başarılı sonuçlar almasını baya bir zorlaştırıyor.
şu anda sabırsızlıkla beklenen devre arası transfer dönemi var. mancini gereksiz oyuncuları gönderecek, 25-30 milyon euro bütçeyle eksik bölgeleri kapatacak umudu içerisindeyiz. fakat bana nedense 2009-2010 devre arası transfer döneminin bir benzerini yaşayacakmışız gibi geliyor. hatırlarsanız o dönem rijkaard takımın başındayken devre arasında giovanni dos santos - jo gibi oyuncular kiralık olarak takıma ilave edilmişti. yine benzer şekilde orta sınıf veya kısmen ismi olan yabancı oyuncuları alacakmışız gibi geliyor. fakat bu sefer bizi bazı sınırlar içerisinde hareket etmeye zorlayan bir kural var, adına da yabancı sınırı deniyor. bu yüzden daha çok yerli oyunculara yönelmeliyiz fakat bu sefer de iş mancini'den çıkıyor, scout ekibine, yerli teknik ekibe kalıyor. kısacası devre arası transfer döneminde nokta atışı yapmak mecburiyetimiz var ve yabancı sınırı bizim önümüzdeki en büyük engel.
kısa vadede şampiyonlar ligi ve uzun vadede lig performansımız ne olur bilemiyorum. fakat mancini'nin geleceği rijkaard'ın kaderi ile paralellik çizebilir diye düşünüyorum. bu sezonu 2 ileri 1 geri giderek kör topal 3. veya 4. bitiririz, önümüzdeki sezona başladıktan sonra da, mancini 10. haftayı göremez. baya bir kötümser tahmin oluyor fakat takımın görüntüsü, ruhsuzluğu, mecburiyetten oynuyormuşçasına halleri bana ister istemez bunları düşündürüyor. kısa vadede takımın üzerindeki bu havayı dağıtamazsak önümüzdeki 1.5-2 seneyi pek de iyi göremiyorum o yüzden. çünkü önceden takım fatih terim için oynardı, şu anda maalesef mancini için oynamıyorlar. gelinen noktada, ligi 2 sene boyunca domine etmiş, önümüzdeki 4-5 sene boyunca bu üstünlüğünü sürme fırsatına sahip takımın 4 yıl öncesine gitmesinin en büyük sebebi olan fatih terim'e de buradan selam olsun.
fatih terim, yönettiği takımlardaki oyuncular üzerinde çok büyük etki bırakan bir teknik direktör. üstelik milli takım konusu gündeme geldikten sonra galatasaray ile olan sözleşmesinin sürekli speküle edilmesi, sözleşme konusunda net bir söz söylemek yerine "birilerini rahatlatmak için imza atmayacağım" demesi sonrası ayyuka çıkan belirsizlik, yaşanan o süreçte ve devamında takımı da oldukça yıpratmıştı. hatırlayın, bursa-eskişehir deplasmanlarındaki (25 ve 30 ağustos) berbat futbolu. çünkü bu topçular milyon eurolar da kazanıyor olsalar, robot değiller. gayet psikolojileri, ruh değişimleri olan insanlar. fatih terim'in galatasaray'a yaşattığı - yaşatmayı seçtiği bu belirsizlik takımı da kötü etkiledi ve mental olarak kendini futbola veremeyen oyuncular yüzünden her geçen gün daha da geri gittik. sonucunda da gaziantep belediye spor'u bile zor yenen bir takım haline geldik. kimilerince kabullenmesi zor bir gerçek de olsa bunun sorumlusu direk olarak fatih terim'dir. üstelik iddia ediyorum ki kendisi galatasaray'dan ayrılmayı tercih ederken takımın mental olarak dağılacağını, işlerin bu derece kötü noktaya geleceğini adı gibi biliyordu ve buna rağmen -en azından- sezon sonuna kadar bile galatasaray'ın başında kalmak için çabalamadı. kendi deyimiyle 'direnmedi'. galatasaray'ın menfaatini düşünmek, böylesine bir sorumsuzluğu yapmak olamaz. öyle değil mi?
sonuç olarak bütünlüğü bozulan takımın başına tecrübesine güvenilen bir isim olan mancini getirildi. kısa vadede düşünülmesi gereken isimler mustafa denizli ve şenol güneş'ti bana göre. çünkü takımın teknik direktörünü lig başladıktan sonra gönderiyorsanız, onun yerine getireceğiniz kişi takımı, ligi, rakipleri tanımak için ekstradan zamana ihtiyacı olmayan biri olmalı. böyle bir hoca tercihi, daha mantıklı ve doğru olurdu. şu anda mancini, geldiğinden beri, resmi maçlara çıkarak tanımaya çalışıyor ligi ve takımı. bu da doğal olarak bazı kayıplar yaşatıyor bize. mustafa denizli veya şenol güneş ile görüşülmüş müdür, temas edilmiş midir bilemiyorum. fakat kısa vadede kendilerini takımın başında görmek isterdim. mancini takımı tanıyacak derken devre arasına gelmek üzereyiz. üstelik kadro yetersizliği, yabancı kuralı gibi konular da mancini'nin kısa vadede başarılı sonuçlar almasını baya bir zorlaştırıyor.
şu anda sabırsızlıkla beklenen devre arası transfer dönemi var. mancini gereksiz oyuncuları gönderecek, 25-30 milyon euro bütçeyle eksik bölgeleri kapatacak umudu içerisindeyiz. fakat bana nedense 2009-2010 devre arası transfer döneminin bir benzerini yaşayacakmışız gibi geliyor. hatırlarsanız o dönem rijkaard takımın başındayken devre arasında giovanni dos santos - jo gibi oyuncular kiralık olarak takıma ilave edilmişti. yine benzer şekilde orta sınıf veya kısmen ismi olan yabancı oyuncuları alacakmışız gibi geliyor. fakat bu sefer bizi bazı sınırlar içerisinde hareket etmeye zorlayan bir kural var, adına da yabancı sınırı deniyor. bu yüzden daha çok yerli oyunculara yönelmeliyiz fakat bu sefer de iş mancini'den çıkıyor, scout ekibine, yerli teknik ekibe kalıyor. kısacası devre arası transfer döneminde nokta atışı yapmak mecburiyetimiz var ve yabancı sınırı bizim önümüzdeki en büyük engel.
kısa vadede şampiyonlar ligi ve uzun vadede lig performansımız ne olur bilemiyorum. fakat mancini'nin geleceği rijkaard'ın kaderi ile paralellik çizebilir diye düşünüyorum. bu sezonu 2 ileri 1 geri giderek kör topal 3. veya 4. bitiririz, önümüzdeki sezona başladıktan sonra da, mancini 10. haftayı göremez. baya bir kötümser tahmin oluyor fakat takımın görüntüsü, ruhsuzluğu, mecburiyetten oynuyormuşçasına halleri bana ister istemez bunları düşündürüyor. kısa vadede takımın üzerindeki bu havayı dağıtamazsak önümüzdeki 1.5-2 seneyi pek de iyi göremiyorum o yüzden. çünkü önceden takım fatih terim için oynardı, şu anda maalesef mancini için oynamıyorlar. gelinen noktada, ligi 2 sene boyunca domine etmiş, önümüzdeki 4-5 sene boyunca bu üstünlüğünü sürme fırsatına sahip takımın 4 yıl öncesine gitmesinin en büyük sebebi olan fatih terim'e de buradan selam olsun.