21
futbolcu diyince herkesin aklına öncelikle fiziksel olarak belirli bir özelliğe sahip insanlar gelir. * fakat zihinsel olarak belirli bir donanımı olmayan adam en iyi fiziksel potansiyele de sahip olsa iyi bir futbolcu olamaz. buna az çok hepiniz katılıyorsunuzdur.
pek tabi fiziksel gelişim gibi zihinsel gelişim de emek ister.
futbolcunun fiziken kendini geliştirmesi antremanlarda koşması, top sürmesi, şut çekmesi ise zihinsel olarak gelişmesi de hayatının her anında futbolu düşünmesinden geçer.
düşünmekten kasıt nedir?
kendi yaptıklarını veya başkalarında gördüklerini sorgulamasıdır. kendi içinde bunun üzerine kafa patlatmasıdır. hatta başka arkadaşlarıyla sık sık bu konu üzerine derin konuşmalar yapmasıdır.
bir örnekle açıklayayım; bir maçta 90 dakika koşacak seviyede bir futbolcu düşünün. bu futbolcu bu açığını kapatmak istiyor. düz mantıkla aklına ilk gelen şey;
''fiziğimi geliştirmeliyim, kondisyon çalışmalarını ağırlaştırmalıyım''.
daha sonra bu düz insan kendini kulübün kondisyonerlerine emanet edip işin kalanını onlara bırakır. inanın bana futbolcuların, hatta diğer disiplinlerden insanların yüzde 90'ı böyledir.
halbuki biraz olsun aklını bu işe veren bir insan zihninin derinliklerinde farklı düşüncelerle karşılaşıp sorununa bambaşka çözümler üretebilir. mesela;
öncelikle kendini 90 dakikayı rahatlıkla çıkaran arkadaşlarıyla karşılaştırır ve maçta onları takip eder. bunun sonucunda arkadaşlarının maç içinde kendinden daha doğru koşular yaptığını, kendisinin ise zaman zaman boş koşular yapıp daha fazla yorulduğunu farkedebilir. bu ezber bozan mantıkla düşünen futbolcu sorununu daha kolay çözer.
futbolcu kişisinin kendi futbolculuğunu sorgulaması sonucunda bunun gibi birçok farklı problem kolayca çözülebilir. hatta belki yeni problemlerle karşılaşılır ve bunlar aşama aşama çözülerek futbolcunun kendini geliştirmesi denilen olay gerçekleşmiş olur.
neyse efendim çok uzatmayayım. nasıl ki popüler futbol kültürü koşmayan mücadele etmeyen oyuncuya saygı duymaz. çünkü o adam antremanlarda gerekeni yapmamış ve iyi çalışmamıştır.
ben de zihinsel olarak kendini geliştirmeyen adama saygı duymam. çünkü bu adam sadece kalıplarla hareket eder. kafasını asla zorlamaz. gerekirse her maç 3 km fazla koşar ama 3 dakika fazladan düşünmez.
pek tabi fiziksel gelişim gibi zihinsel gelişim de emek ister.
futbolcunun fiziken kendini geliştirmesi antremanlarda koşması, top sürmesi, şut çekmesi ise zihinsel olarak gelişmesi de hayatının her anında futbolu düşünmesinden geçer.
düşünmekten kasıt nedir?
kendi yaptıklarını veya başkalarında gördüklerini sorgulamasıdır. kendi içinde bunun üzerine kafa patlatmasıdır. hatta başka arkadaşlarıyla sık sık bu konu üzerine derin konuşmalar yapmasıdır.
bir örnekle açıklayayım; bir maçta 90 dakika koşacak seviyede bir futbolcu düşünün. bu futbolcu bu açığını kapatmak istiyor. düz mantıkla aklına ilk gelen şey;
''fiziğimi geliştirmeliyim, kondisyon çalışmalarını ağırlaştırmalıyım''.
daha sonra bu düz insan kendini kulübün kondisyonerlerine emanet edip işin kalanını onlara bırakır. inanın bana futbolcuların, hatta diğer disiplinlerden insanların yüzde 90'ı böyledir.
halbuki biraz olsun aklını bu işe veren bir insan zihninin derinliklerinde farklı düşüncelerle karşılaşıp sorununa bambaşka çözümler üretebilir. mesela;
öncelikle kendini 90 dakikayı rahatlıkla çıkaran arkadaşlarıyla karşılaştırır ve maçta onları takip eder. bunun sonucunda arkadaşlarının maç içinde kendinden daha doğru koşular yaptığını, kendisinin ise zaman zaman boş koşular yapıp daha fazla yorulduğunu farkedebilir. bu ezber bozan mantıkla düşünen futbolcu sorununu daha kolay çözer.
futbolcu kişisinin kendi futbolculuğunu sorgulaması sonucunda bunun gibi birçok farklı problem kolayca çözülebilir. hatta belki yeni problemlerle karşılaşılır ve bunlar aşama aşama çözülerek futbolcunun kendini geliştirmesi denilen olay gerçekleşmiş olur.
neyse efendim çok uzatmayayım. nasıl ki popüler futbol kültürü koşmayan mücadele etmeyen oyuncuya saygı duymaz. çünkü o adam antremanlarda gerekeni yapmamış ve iyi çalışmamıştır.
ben de zihinsel olarak kendini geliştirmeyen adama saygı duymam. çünkü bu adam sadece kalıplarla hareket eder. kafasını asla zorlamaz. gerekirse her maç 3 km fazla koşar ama 3 dakika fazladan düşünmez.