295
lucescu döneminde denizli deplasmanında izlediğim efsane. şimdi hissediyorum arif belki de biraz geri planda kalıyor ancak çıplak gözle izlediğinizde futbol ve futbolcular hakkınızdaki fikriniz farklı oluyor. çünkü kameranın çekmediği tarafta da futbol oynanıyor. çok büyük futbolcu olduğunu o gün anladım. maçı kazanamamıştık ama denizli defansını koşularıyla yormuş, karma karışık etmişti. ayrıca 20'li yaşlarının başında hakan'dan çok daha üst düzey bir forvettir. şut atar, kenarlara kaçar, hızla içeri devriliri, çalım atar ... o dönem avrupa kulüplerinde oynayan bir çok forvetten de iyidir. ancak ligimizin kalibresinin düşüklüğü keşfedilmesini engellemiştir. yedek kaldığı dönemler sonrasında ise futbolu hızlı, sonuca yönelik oynamak yerine 2. adamlığa, indirilen topu kovalamaya ve alan açmaya evrilmiştir ya da evrilmek zorunda kalmıştır. kısacası hakan şükür'le partnerliği döneminde arif kaybeden taraftır.