• 199
    o zamanlar henüz yeni yeni kapılıyordum galatasaray'a. doğuştan galatasaraylıyım, öyle söz verip takım değiştirme yoktur bizde. hiçbir bahse de galatasaray'ı koymam. babamın bana kattığı en güzel şey galatasaraylılık sanırım. en eski hatıralarım hep efsane kadromuzla. fakat 17 mayıs 2000 günü kendimle, babamla en çok da galatasarayla gurur duyduğum gündür.

    en önemli maçları babamın arkadaşına gidip izlerdik. en az bizim kadar o da hastaydı. ailecek gidilir, maç saati gelince hipnoz olmuş gibi ekrana kilitlenirdik. 17 mayıs 2000 akşamı yine oraya gittik. çatıya televizyonu kurduk, içi bira dolu bidonlar getirildi. maç izlenirken neden alkol içildiğini o akşam anladım. çünkü o heyecanı bir tek alkol bastırabilirdi. maç sırasında kim ne yaptı hiç birini hatırlamıyorum. tek hatırladığım şey popescu'nun penaltı atışı. popescu topun başına geldiğinde sanki herşey durdu. tek hatırladığım şey bu. sonrasında çığlıklar, bağırışlar, bidonların o gazla aşağı atılması. o andan itibaren herşey rüya gibi gelmeye başladı.
    o gece yatağıma yattığımda inanılmaz gururluydum. sanki o penaltıyı ben attım. sanki bu benim başarım. o gün bugündür hayatımdaki ilk gurur duyduğum şey galatasaray ve galatasaraylılıktır.

    kıssadan hisse, 17 mayıs 2000 demek benim için gurur demek. imrenerek bakan fesatlara "tesadüf" dedirttiğimiz gündür.
App Store'dan indirin Google Play'den alın