• 17313
    her­ke­sin ya­nı­tı­nı me­rak et­ti­ği so­ruy­la baş­la­ya­lım. ga­la­ta­sa­ray’ın ye­ni se­zon için si­zin­le ça­lış­mak is­te­di­ği­ni bi­li­yo­rum. olum­lu ba­kar mı­sı­nız?

    bu ko­nuy­la ilg­li ba­na ula­şan hiç­bir bil­gi yok. da­ha doğ­ru­su bun­la­rı ko­nuş­mak is­te­mi­yo­rum. ben sadece uk­ray­na’da­ki he­def­le­ri­me ba­kı­yo­rum.

    *şim­di ga­la­ta­sa­ray’da ro­ber­to man­ci­ni gö­rev­de. siz­ce tür­ki­ye’de ne ya­par?

    ro­ber­to man­ci­ni’nin hem fut­bol­cu­lu­ğu­na hem de an­tre­nör­lü­ğü­ne say­gı du­yu­yo­rum. akıl­lı bir in­san, ar­ka­sın­da çok bü­yük bir tec­rü­be var. ama yu­ka­rı­dan her şe­yi bir an­da dü­zelt­me­si zor. za­ma­na ve gü­ve­ne ih­ti­ya­cı var.

    *han­di­kap­la­rı ne­ler­dir?

    *bir ke­re o eki­bi ken­di­si kur­ma­dı. her an­tre­nö­rün bir fel­se­fe­si var­dır. oyu­nu oku­ma­sı ve ce­vap­la­ma­sı var­dır. man­ci­ni’nin oyun oku­ma bi­çi­mi fark­lı. bü­yük bir an­tre­nör, av­ru­pa­i bir eği­tim al­mış ama tür­ki­ye’de­ki oyun fel­se­fe­si da­ha faz­la ken­di­ni oyu­na ver­men, fi­zik ka­pa­si­te­nin da­ha iyi ol­ma­sı ve oyun­da­ki ag­re­sif­li­ğin üze­ri­ne ku­ru­lu. iki fark­lı eği­tim bi­çi­mi; ba­tı ve do­ğu. iki­si­ni bir­bi­ri­ne adap­te et­mek için za­ma­na ih­ti­ya­cı var. ta­bi­i bi­raz da med­ya­nın sab­rı­na ba­kar bu iş. med­ya­nın çok faz­la bas­kı kur­du­ğu bir ül­ke­de­yiz. açık­ça­sı o bas­kı­ya ne ka­dar, na­sıl da­ya­nır bi­le­mem.

    ‘juventus’un imajını yıkmak biraz zor’

    mir­ce­a lu­ces­cu, ga­la­ta­sa­ray’ın dev­ler li­gi ma­ce­ra­sı için umut­suz ko­nuş­tu: ju­ven­tus’un üs­tü­ne çık­ma­la­rı ve on­la­rın ima­jı­nı yık­ma­la­rı ge­re­ki­yor. bu da çok ko­lay gö­zük­mü­yor.

    *shakh­tar’la çok iyi bir iv­me ya­ka­la­dı­nız. bu se­zon da şam­pi­yon­lar li­gi’nde­si­niz. he­de­fi­niz ne­dir?

    *shak­tar’da he­def çok. ama te­mel he­def her se­ne da­ha yu­ka­rı çı­kar­mak. da­ha da say­gı du­yu­la­bi­le­cek bir ye­re çı­kar­mak.

    *ga­la­ta­sa­ray’ın şam­pi­yon­lar li­gi’nde­ki şan­sı­nı na­sıl gö­rü­yor­su­nuz?

    *ga­la­ta­sa­ray için her şey ola­bi­lir. 6 pu­an­lık 2 ma­çı var. ancakyine de bu so­ru­ya ce­vap ver­mek çok ko­lay de­ğil. hatta bi­raz zor ju­ven­tus’un üze­ri­ne çık­ma­la­rı on­la­rın ima­jı­nı yık­ma­la­rı ge­re­kiyor. açık­ça­sı bu da çok ko­lay gö­zük­mü­yor.

    *fe­ner­bah­çe bu se­zon av­ru­pa’da yok. yö­ne­ti­ci­le­rin ka­rış­tık­la­rı id­di­a edi­len şi­ke ola­yı için ne di­ye­cek­si­niz?

    *fe­ner­bah­çe’ye, oyun­cu­la­rı­na, se­yir­ci­le­ri­ne say­gım var. be­nim için 4 se­ne bo­yun­ca sı­ra dı­şı bir ra­kip ol­du­lar. unu­tul­maz der­bi­ler ya­şan­dı. bu yüz­den şi­ke ko­nu­suy­la il­gi­li her­han­gi bir yo­rum yap­mak is­te­mi­yo­rum.

    *hiç fe­ner­bah­çe’den de tek­lif al­dı­nız mı?

    bu­ soruya ce­vap ver­me­ye­ce­ğim. çün­kü geç­miş­le il­gi­li def­ter­le­ri aç­mak is­te­mi­yo­rum ar­tık.

    ‘galatasaray’dan ayrılmak zordu’

    *tür­ki­ye’nin 2 bü­yü­ğü­nü ça­lış­tır­dı­nız. be­şik­taş’ta mı, ga­la­ta­sa­ray’da mı da­ha gü­zel anı­la­rı­nız var?

    *iki­sin­de de ha­ri­ka anı­la­rım var. ayırt et­mi­yo­rum. iki ku­lü­bün se­yir­ci­siy­le, oyun­cu­la­rıy­la ve yö­ne­ti­ci­le­riy­le önem­li anı­la­rım, dost­luk­la­rım var. tür­ki­ye’de çok mut­lu­ydum. ar­kam­da unu­tul­maz hi­ka­ye­ler bı­rak­tım. ar­ka­daş­lık­la­rı­m ar­tık dost­luk se­vi­ye­si­ne gel­di. es­ki oyun­cu­la­rım benim ar­tık ar­ka­da­şlarım ol­du.

    *galatasaray’a uefa kupası’nı kazandığı sezonun ertesinde geldiniz. bunun bas­kısı oldu mu?

    *ben çok şans­lıy­dım. çok bü­yük bir za­fer­le baş­la­dım. ga­la­ta­sa­ray’la re­al mad­rid’e, del bos­qu­e’ye, fi­go da­hil o zamanın en büyük oyuncularına sahip bir ta­kı­ma kar­şı, süper kupa za­feriy­le baş­la­dım. do­la­yı­sıy­la daha baş­lan­gıç­ta say­gı du­yul­ma hak­kı el­de et­tim. son­ra bir de şam­pi­yon ol­dum o ba­na da­ha da bü­yük gü­ven ver­di. aslında her yer­de an­tre­nö­rün ge­le­ce­ği so­nuç­la­ra bağ­lı­dır.

    *peki ertesi sezonki ay­rı­lı­ğı­nız ha­yal kı­rık­lı­ğı ol­du mu?

    *ay­rıl­dı­ğım se­ne çok üz­gün­düm. çok zor bir se­zon son­ra­sın­da şam­pi­yon ol­muş bir eki­bi­miz var­dı. şam­pi­yon­lar li­gi’nde o ekip­le, zor şart­lar­da çey­rek fi­nal oy­na­dık. 12 oyun­cu­yu kay­bet­ti­ği­miz hal­de bu­nu yap­tık. el­de­ki kad­roy­la müm­kün olan­dan da­ha faz­la­sı­nı yap­tık. bu­na rağ­men yol­lar ay­rıl­dı. çok üzül­düm ta­bi­i, be­nim için ko­lay ol­ma­dı.

    ‘terim bence mutludur’

    *fatih terim’in galatasaray’dan ayrılışı hakkında yorum yapmak ister misiniz?

    bence iyi bir karar verdi. milli takım’da çalışması için uzun bir zaman verildi. mutlu olduğunu düşünüyorum. milli takım’da olmak, federasyon’un ona güveni, kendisini iyi hissettirmiş olmalı. 5 yıllık kontrat; bundan daha iyisi can sağlığı.

    *eski öğrenciniz sergen, gaziantepspor’da antrenörlüğe başladı. ona mesajınız var mı?

    sergen yalçın adına çok mutluyum. bence çok akıllı bir adam. şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki teknik direktör olarak çok iyi bir kariyere sahip olacağına sonsuz inancım var.

    ‘9 yılda 18 kupa’ savunması!

    *beşiktaş günlerinizden bahseder misiniz?

    galatasaray’dan sonra beşiktaş’a gittim. o dönemki başkanımız serdar bilgili’ye çok teşekkür ederim. bana sahip çıktılar. teklifte bulundular. 100. yılda şampiyonluklar yaşadık. çok büyük başarı elde ettik. unutulmazdı.

    *sonra ayrıldınız ama türkiye’ye “lucescu’nun savunma futbolu” diye bir tabir kaldı!

    savunma futbolu mu! bunu söyleyenler shakhtar donetsk’i biraz incelemeliler bence. 9 senede 18 tane kupa kazandım. 9 senede 7 kere şampiyon oldum. attığımız gollerin sayısı ortada. bu sadece savunarak olmaz.

    (bkz: mircea lucescu)

    kaynak: sabah gazetesi röportajı
App Store'dan indirin Google Play'den alın