4211
başkan hangi konuda başarılıdır;
spk nın kurallarının arkasından dolaşarak, küçük yatırımcıyı silindir gibi ezmesi mi,
başkanını şikayet etmiş kulübü ve başkanın evini aratmış bülent tulun mu,
gelirin %1 ini verdiği sinan kalpakçıoğlu ve ottoman fund ilişkisi mi,
sabah 3 yıl anlaştığı hocasını (fatih terim) akşama evine yönetici göndererek 1+1+1 ile çırak muamelesi yapması mı;
konuşmayacağım diyerek her gördüğü mikrofona konuşması mı;
borcun 500 trilyonu aşması ve bunun kısa vadeli olarak ( 1 yıl ) 208 trilyon olması mı;
stadın daha yolları ve çevre düzenlemesini yapması mı,
riva nın polat döneminde çıkarılan imarı nın üstüne daha taş koyamaması mı,
florya nın taşınamaması mı;
oktay mahmudi yi ve fatih terim i sudan sebeplerle yedikten sonra sıranın engin atamana gelmesi mi,
ben futboldan anlamam deyip çilek alacağım demesi mi,
tff yi topa tutup sonra başını kuma gömmesi mi;
geliri arttıran futbol takımının başarısının azalması ile gelirinde azalacağını hala anlayamaması mı,
yönetimde çat başbakana 24 saat ulaşabilen albayrak, futbol branşını a - z ye mükemmel yöneten dürüst, çıktığı zaman her yerden gol atabilen öztürk gibi güçlü simaları göndererek, kedi gibi uysal adamları, köpeğiyle yönetim kurulu toplantısına gelen sanatına aşık olduğumuz erçetini, getirerek mi;
terimin gittiği gün otobüsün önüne bir komutan edasıyla oturmuş tulun un maçın sonunda apar topar kaçması mı;
sözcü diye koyduğunuz adamın ülkenin en itici adamlarından biri olduğunu ve sittin sene taraftar ve halk ile yıldızının barışamayacağını anlayamaması mı,
ünal aysal yabancı gibi başladı yönetmeye ve her geçen gün türkleşerek devam etti, artık transformasyonunu tamamladı, yakında gider arkasında kocaman borç ve trilyonluk bağlayıcı anlaşmalarla.
galatasaray içindeki pislikler yüzünden uefa gibi bu şike dönemini de iyi kullanamamıştır;
başta ünal aysal ve terim olmak üzere bizi bu hale getiren her kim varsa ben hakkımı helal etmiyorum...
spk nın kurallarının arkasından dolaşarak, küçük yatırımcıyı silindir gibi ezmesi mi,
başkanını şikayet etmiş kulübü ve başkanın evini aratmış bülent tulun mu,
gelirin %1 ini verdiği sinan kalpakçıoğlu ve ottoman fund ilişkisi mi,
sabah 3 yıl anlaştığı hocasını (fatih terim) akşama evine yönetici göndererek 1+1+1 ile çırak muamelesi yapması mı;
konuşmayacağım diyerek her gördüğü mikrofona konuşması mı;
borcun 500 trilyonu aşması ve bunun kısa vadeli olarak ( 1 yıl ) 208 trilyon olması mı;
stadın daha yolları ve çevre düzenlemesini yapması mı,
riva nın polat döneminde çıkarılan imarı nın üstüne daha taş koyamaması mı,
florya nın taşınamaması mı;
oktay mahmudi yi ve fatih terim i sudan sebeplerle yedikten sonra sıranın engin atamana gelmesi mi,
ben futboldan anlamam deyip çilek alacağım demesi mi,
tff yi topa tutup sonra başını kuma gömmesi mi;
geliri arttıran futbol takımının başarısının azalması ile gelirinde azalacağını hala anlayamaması mı,
yönetimde çat başbakana 24 saat ulaşabilen albayrak, futbol branşını a - z ye mükemmel yöneten dürüst, çıktığı zaman her yerden gol atabilen öztürk gibi güçlü simaları göndererek, kedi gibi uysal adamları, köpeğiyle yönetim kurulu toplantısına gelen sanatına aşık olduğumuz erçetini, getirerek mi;
terimin gittiği gün otobüsün önüne bir komutan edasıyla oturmuş tulun un maçın sonunda apar topar kaçması mı;
sözcü diye koyduğunuz adamın ülkenin en itici adamlarından biri olduğunu ve sittin sene taraftar ve halk ile yıldızının barışamayacağını anlayamaması mı,
ünal aysal yabancı gibi başladı yönetmeye ve her geçen gün türkleşerek devam etti, artık transformasyonunu tamamladı, yakında gider arkasında kocaman borç ve trilyonluk bağlayıcı anlaşmalarla.
galatasaray içindeki pislikler yüzünden uefa gibi bu şike dönemini de iyi kullanamamıştır;
başta ünal aysal ve terim olmak üzere bizi bu hale getiren her kim varsa ben hakkımı helal etmiyorum...