resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 4123
    tarihin tanıklık ettiği tüm liderlerin iktidar olduktan belli bir süre sonra saçmalama ihtimali bulunmaktadır ve bu ihtimal hiç de azımsanacak türden değildir. en yakınımızdaki örneklerden recep tayyip erdoğan ve aziz yıldırım'ın içerisinde bulundukları yönetimlerin iktidarına geldiklerinde sahip oldukları karakter ve üslup ile şu anki durumları kıyas edildiğinde objektif gözler farkı kolayca anlayacaktır. mesele siyaset veya eleştiri değil, tamamen nesnel bir biçimde sadece bir liderin zaman içerisinde gerek ego, gerek iktidar hırsı, gerek de zafer sarhoşluğu yüzünden giderek kafayı yemesidir. hitler, mussolini ve kaddafi de buna uygun örneklerdir. pek az lider soğukkanlı ve akil tutumunu uzun yıllara yayabilir, en başta da dediğim gibi dünya tarihi bu tip nice lidere mezar olmuştur.

    ünal aysal ilk iki sene charlie'nin melekleri'ndeki charlie gibiydi, ya da acun'un şu boktan kutulu yarışmasındaki hamdi bey karakteri işte ne bileyim, arka planda duran ve pek gözükmeyen ana karakter. elbette durum bu kadar da abartılı değildi ama tasvir açısından söylüyorum. yönetim değişikliğini idari işleri kolaylaştırmak, bürokrtaik sıkıntıları aşmak için planlanmış bir değişiklik olarak yorumladım, fatih terim'i göndermesini ise ünal aysal'dan tamamen bağımsız bir şekilde doğru buldum çünkü ben ünal aysal hayranı falan değilim, bağımsız ve özgür düşünen bir birey olarak imparatorun takıma zarar verdiğini düşündüm ve başkanın hamlesini de buna paralel olunca elbette bir miktar destekledim. kimi taraftarlar ilk kez bu zamanda kendisini aziz yıldırım'a benzettiler. tek adam olmak istediğinden ve kendisine rakip olarak ortaya çıkan karakterleri yok etmek istediğinden dem vurdular. juventus maçı öncesinde soyunma odasına inip takıma bir moral konuşması yapmıştı ve bu davranışıyla bir kez daha aziz yıldırım'a benzetildi. bense tekrardan kendisine hak verdim çünkü takım çok büyük bir travma atlatmıştı ve ortalık adeta toz duman haldeydi. mancini yeni gelmiş, belki oyuncuları bile tam olarak tanımıyor, haliyle kulübün en üst düzey yöneticisi olan başkan duruma el atıp takım kendini toparlasın diye böyle bir konuşma yapmış olabilir diye düşündüm. felaket anı sonuçta acil durum planı devreye sokulmalı, insan telaş haliyle oyunculara ek moral vermek isteyebilir, bunu normal karşılarım.

    her neyse amk işte her neyse, bugüne gelelim! 5 kasım 2013 fc kopenhag galatasaray maçı öncesinde soyunma odasına inip yine bir konuşma yapmış. başkan sen iyi misin? şaşkın mısın? aklın yerinde mi? ilk kez, ama ilk kez şiddetli ünal aysal karşıtları ve kendisini aziz yıldırım'a benzetme meraklılarına çok ama çok hak verdim. mancini gelmiş, yerleşmiş, düzeni kurmuş artık, sen ki futboldan anlamadığını kendisi itiraf eden bir adamsın, koskoca adamların, profesyonel futbolcuların senin üç kuruşluk motivasyon konuşmasına artık ihtiyaçları yok. senin yerin orası değil. fatih terim olsa bunları yapabilir miydin? o zaman görüyorum ki fatih terim'i yollamanın altında içinde kalan bir takım hevesleri giderme arzusu ve maaşlı elemanların buna mani olmaması beklentisi yatıyor. bir de kameralı mameralı ha, canlı yayın, oturmuşuz başkan izliyoruz. dedikleri de o kadar komik, o kadar saçma sapan şeyler ki, juventus maçındaki de öyleydi ama iyi niyetinde ve takımın psikolojisi olumsuz etkilenmesin diye duruma müdahale etme isteğine verdim ama bu yaptığı saçmalık ve kesinlikle kabul etmiyorum.

    liderlerin yaptıkları bir büyük hata da egoya paralel gelişen çok konuşma ve çok görünme hastalığıdır. halk çok konuşanı ve çok görüneni sevmez, artık onun yüzünden nefret eder olur, doğru bir şey bile dese her dediği batar, lakin seçilmiş lider ve şakşakçı dalkavukları bundan pek memnundur çünkü idari matematik değil ego ver hırs konuşur. başkan bu yöndeki karizmasını ve sağduyusunu tamamen kaybetmiştir.

    yahu, farz-ı misal bir başbakan veya cumhurbaşkanı olarak cepheye giden ordunun karşısına geçip, generalleri de bir kenara koyup, "aman dikkatli olun, sağınıza solunuza bakın, siper alın, düşmanı da gördüğünüz yerde vurun e mi?" falan denir mi? şaka mı bu?

    - "konsantrasyon çok önemli, konstantre olun"

    + "peki efendim hemen, hmmmmpfffssss" :(

    böyle iş mi olur? destekçisi olduğum kurumsallaşma mantığına tamamen ters bir şey bu. sevgili ünal aysal, senden desteğimi yavaş yavaş çekiyor ve artık iyi niyetini ciddi ciddi sorguluyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın