3868
kendisi "false 10" yani "sahte 10" diye tabir ettiğimiz pozisyonda mükemmel oynamaktadır. saha içinde birçok verimli olduğu nokta ve pozisyon var ama bu noktada çok tehlikeli bir oyuncu. özellikle de kendisine göre sol tarafta ve ceza sahasının hemen dışındaysa acayip tehlikeli bir oyuncu oluyor. geçen sezon orduspor'a* attığı gol, real madrid maçı'nda* attığı gol, akşamki maçta* attığı gol ve bulduğu bazı pozisyonlarda da nerede konumlandığını net olarak görebiliriz. juventus maçı'nda da* oralarda etkili olabilirdi aslında ama biz çok fazla kapandığımız için ileride çoğalamadık. tüm juventus savunması da drogba ve sneijder'e yoğunlaşınca pozisyon bulması zor oldu haliyle.
false 10'u basitçe anlatmak gerekirse; kaleye yakın bir şekilde forvetin arkasında konumlanan ve hatta bazen kanatta konumlanabilen, sürekli koşular yaparak bir forvetmiş gibi ceza sahasına girip çıkarak orayı karıştıran, bir forvet kadar gol atabilen ve assist yapan 10 numara.
sneijder bize gelmeden önce mesela inter'deyken dünya'daki en iyi sahte 10 numaralarından biri olarak gösteriliyordu. bunu biz çok fazla denemedik. sneijder'i normal bir 10 numara gibi oynattık 4-3-1-2'de. bu da verimsiz gözükmesine neden oldu. evet fizik-kondisyon durumu da şimdikine nazaran kötüydü o aralar ama tam mevkiisinde de oynamamıştı. ve dediğim gibi geçen sezon ne kadar etkili olduğu pozisyon, maç varsa çoğunda sahte 10 numara olarak iş yaptı.
maçta* muhteşemdi. ilk başta kaleye yakın olarak, robin van persie nin solunda ve gerisinde başladı. 2-3 tane pozisyon buldu ilk yarıda bu noktada oynarken. birinde tam şutu çekecekken defans son anda müdahale etti, birinde persie'ye çarptı çektiği şut ki; gol olabilirdi kaleyi bulsa, diğerinde de gelişine vurdu kalenin yanından gitti; tehlikeli bir şuttu. daha sonra biraz daha geriye geldi, bir oyun kurucu gibi takımı yönetti. koşu yapan adamın önüne milimetrik paslar attı, oynun yönünü değiştirdi, top sakladı, araya top attı, lens'i müthiş kaçırdı araya birkaç kez, bu sırada da yine ara sıra ceza sahasına yaklaşmayı ihmal etmedi.
ikinci yarı başlarken kenarda iki hollandalı oyuncu görünce bir an için kızdım ve endişelendim, "inşallah sneijder'i almaz" dedim içimden çünkü cidden müthiş oynuyordu ve kendine güveninin gelmesi için devam etmesi gerekiyordu.
maç başından beri arkadaşıma "bizi üzmek için çıkmış sneijder, yazacak 1 tane." demiştim.
ikinci yarı başlar başlamaz yine sahte 10 pozisyonundaydı ve topu defanstan kurtarır kurtarmaz yazdı golünü. tertemiz de bir vuruş yaptı çünkü ayağı çok düzgün.
sonrasında tekrar geride konumlanmaya başladı çünkü hollanda da geride oynamaya başladı. robben'in attığı deparlar, birkaç ara pasına hareketlenen forvet koşusu dışında hollanda 2. yarı atak yapmadı adam akıllı.
sneijder maçın tamamında oynun içindeydi, nerdeyse hiç oyundan düşmedi. aldığı tüm topları doğru kullandı nerdeyse ve golünü de attı. hollanda adına robben ile maçın adamı muhtemelen.
şimdi gelelim sneijder'in false 10 olarak oynamasının yararlarına;
+ şimdiye kadar hep sneijder ve selçuk'un birbirlerinin oynunu bozduğundan yakınıldı. bazen haklı bazen de haksız bir yakarıştı bu. selçuk sol iç oynadığında çok doğruydu zira sneijder oralarda çok takılır oyun içinde. çakışıyorlardı mevkii olarak ve bu olumsuz etkiliyordu ikisini de. öte yandan bizim güzel bir selçuk-melo ikilimiz vardı zaten hali hazırda. ama kaleye yakın olduklarında daha verimli oluyorlardı. sneijder'in biraz daha ileride konumlanması demek melo-selçuk ikilisinin yeniden orta alandaki özgürlüklerine kavuşması demek. burada bir nokta var yalnız; melo ve selçuk ileri çıktığında ujfalusi ve semih orta yuvarlakta pozisyon alıyorlardı şimdiki tandem bunu başaramaz muhtemelen, kademeden anlayan lider bir stoper transferi yapmamız şart bu noktada. takımın boyunun kısa olması çok önemli.
+ sneijder ayağı düzgün ve oyun zekası çok yüksek bir oyuncu. top kendisine gelmeden rakibin ve kendisinin ne yapacağını düşünüyor. real maçı'nda attığı golde bunu çok net görebilirsiniz. bu adam kaleye yakın oynadığında her maç mutlaka gol pozisyonuna girer ve atar. bu da hem kendisi üzerindeki gereksiz baskıyı kaldırır. ortalıkta skor tabelasına bakıp yorum yapan ve bu yorumları kaale alınan çok adam var zira, maalesef. böylece kendisi de biz de rahatlarız.
+ drogba ile yakın oynaması demek, drogba'ya daha çok assist yapacağı anlamına geliyor.
+ sneijder, lens'i kaçırdığı gibi bruma'ya da çok güzel toplar atar ve bruma, lens'ten daha da hızlı bir oyuncu. bruma'yı bol bol sıfıra inerken görebiliriz. buradaki diğer nokta ise diğer kanadımızın hamit'in de yokluğunda zayıflamış olması. engin ligi idare eder ancak cl için bu noktaya da robben tarzı skorer bir kanat bulmamız gerekiyor ara transferde.
+ sneijder rakip stoperlerin dengesini rahatlıkla bozabilecek bir oyuncu. bunun tüm takımımıza faydası olur.
bahsettiğim şablon da ana hatları ile şöyle;
http://this11.com/boards/abFDEnEapc.jpg
sneijder'in yeri bende hep ayrı olmuştur. real'e gittiğinde de, inter'deyken de, bize gelirken de... 2010'da sırf onun yüzünden -hadi biraz da mou- inter'i daha sonra da wc2010'da hollanda'yı desteklemiştim. akşam maç* öncesi gördüm, "bu adam bizde lan!" diye içimden sevindim. eskiden "yok lan bize gelmez bu adam." diye içimden geçirirdim hep. düşünsene; hafta sonu parçalıyı giyecek...
sonra bir an için aklıma kagawa takası, takımdan ayrılma ihtimali geldi ve bir garip oldum, çok sinirlendim. maçta kötü oynasa da bunu derdim, "kagawa ile takas edilsin." diyenlere çok kötü laflar hazırladım.*
inşallah kariyerinin sonuna kadar parçalıyı giyer. doğru pozisyonda oynatırsak galatasaray efsanesi olacağından eminim.
false 10'u basitçe anlatmak gerekirse; kaleye yakın bir şekilde forvetin arkasında konumlanan ve hatta bazen kanatta konumlanabilen, sürekli koşular yaparak bir forvetmiş gibi ceza sahasına girip çıkarak orayı karıştıran, bir forvet kadar gol atabilen ve assist yapan 10 numara.
sneijder bize gelmeden önce mesela inter'deyken dünya'daki en iyi sahte 10 numaralarından biri olarak gösteriliyordu. bunu biz çok fazla denemedik. sneijder'i normal bir 10 numara gibi oynattık 4-3-1-2'de. bu da verimsiz gözükmesine neden oldu. evet fizik-kondisyon durumu da şimdikine nazaran kötüydü o aralar ama tam mevkiisinde de oynamamıştı. ve dediğim gibi geçen sezon ne kadar etkili olduğu pozisyon, maç varsa çoğunda sahte 10 numara olarak iş yaptı.
maçta* muhteşemdi. ilk başta kaleye yakın olarak, robin van persie nin solunda ve gerisinde başladı. 2-3 tane pozisyon buldu ilk yarıda bu noktada oynarken. birinde tam şutu çekecekken defans son anda müdahale etti, birinde persie'ye çarptı çektiği şut ki; gol olabilirdi kaleyi bulsa, diğerinde de gelişine vurdu kalenin yanından gitti; tehlikeli bir şuttu. daha sonra biraz daha geriye geldi, bir oyun kurucu gibi takımı yönetti. koşu yapan adamın önüne milimetrik paslar attı, oynun yönünü değiştirdi, top sakladı, araya top attı, lens'i müthiş kaçırdı araya birkaç kez, bu sırada da yine ara sıra ceza sahasına yaklaşmayı ihmal etmedi.
ikinci yarı başlarken kenarda iki hollandalı oyuncu görünce bir an için kızdım ve endişelendim, "inşallah sneijder'i almaz" dedim içimden çünkü cidden müthiş oynuyordu ve kendine güveninin gelmesi için devam etmesi gerekiyordu.
maç başından beri arkadaşıma "bizi üzmek için çıkmış sneijder, yazacak 1 tane." demiştim.
ikinci yarı başlar başlamaz yine sahte 10 pozisyonundaydı ve topu defanstan kurtarır kurtarmaz yazdı golünü. tertemiz de bir vuruş yaptı çünkü ayağı çok düzgün.
sonrasında tekrar geride konumlanmaya başladı çünkü hollanda da geride oynamaya başladı. robben'in attığı deparlar, birkaç ara pasına hareketlenen forvet koşusu dışında hollanda 2. yarı atak yapmadı adam akıllı.
sneijder maçın tamamında oynun içindeydi, nerdeyse hiç oyundan düşmedi. aldığı tüm topları doğru kullandı nerdeyse ve golünü de attı. hollanda adına robben ile maçın adamı muhtemelen.
şimdi gelelim sneijder'in false 10 olarak oynamasının yararlarına;
+ şimdiye kadar hep sneijder ve selçuk'un birbirlerinin oynunu bozduğundan yakınıldı. bazen haklı bazen de haksız bir yakarıştı bu. selçuk sol iç oynadığında çok doğruydu zira sneijder oralarda çok takılır oyun içinde. çakışıyorlardı mevkii olarak ve bu olumsuz etkiliyordu ikisini de. öte yandan bizim güzel bir selçuk-melo ikilimiz vardı zaten hali hazırda. ama kaleye yakın olduklarında daha verimli oluyorlardı. sneijder'in biraz daha ileride konumlanması demek melo-selçuk ikilisinin yeniden orta alandaki özgürlüklerine kavuşması demek. burada bir nokta var yalnız; melo ve selçuk ileri çıktığında ujfalusi ve semih orta yuvarlakta pozisyon alıyorlardı şimdiki tandem bunu başaramaz muhtemelen, kademeden anlayan lider bir stoper transferi yapmamız şart bu noktada. takımın boyunun kısa olması çok önemli.
+ sneijder ayağı düzgün ve oyun zekası çok yüksek bir oyuncu. top kendisine gelmeden rakibin ve kendisinin ne yapacağını düşünüyor. real maçı'nda attığı golde bunu çok net görebilirsiniz. bu adam kaleye yakın oynadığında her maç mutlaka gol pozisyonuna girer ve atar. bu da hem kendisi üzerindeki gereksiz baskıyı kaldırır. ortalıkta skor tabelasına bakıp yorum yapan ve bu yorumları kaale alınan çok adam var zira, maalesef. böylece kendisi de biz de rahatlarız.
+ drogba ile yakın oynaması demek, drogba'ya daha çok assist yapacağı anlamına geliyor.
+ sneijder, lens'i kaçırdığı gibi bruma'ya da çok güzel toplar atar ve bruma, lens'ten daha da hızlı bir oyuncu. bruma'yı bol bol sıfıra inerken görebiliriz. buradaki diğer nokta ise diğer kanadımızın hamit'in de yokluğunda zayıflamış olması. engin ligi idare eder ancak cl için bu noktaya da robben tarzı skorer bir kanat bulmamız gerekiyor ara transferde.
+ sneijder rakip stoperlerin dengesini rahatlıkla bozabilecek bir oyuncu. bunun tüm takımımıza faydası olur.
bahsettiğim şablon da ana hatları ile şöyle;
http://this11.com/boards/abFDEnEapc.jpg
sneijder'in yeri bende hep ayrı olmuştur. real'e gittiğinde de, inter'deyken de, bize gelirken de... 2010'da sırf onun yüzünden -hadi biraz da mou- inter'i daha sonra da wc2010'da hollanda'yı desteklemiştim. akşam maç* öncesi gördüm, "bu adam bizde lan!" diye içimden sevindim. eskiden "yok lan bize gelmez bu adam." diye içimden geçirirdim hep. düşünsene; hafta sonu parçalıyı giyecek...
sonra bir an için aklıma kagawa takası, takımdan ayrılma ihtimali geldi ve bir garip oldum, çok sinirlendim. maçta kötü oynasa da bunu derdim, "kagawa ile takas edilsin." diyenlere çok kötü laflar hazırladım.*
inşallah kariyerinin sonuna kadar parçalıyı giyer. doğru pozisyonda oynatırsak galatasaray efsanesi olacağından eminim.
