ünal aysal

başkan olduğu günden bu yana profesyonelliğine inanmak istediğim başkanımız. ama imparator'un gönderiliş şekli ve ardından çıkan haberlerde gördük ki (bu kadar eş içerikli haber dumanının çıktığı ateş de doğrudur) profesyonelliği bir kenara bırakıp hocamızı göndermek için adeta çukurunu kazmış ve her türlü "saray" entrikasını oynamış. roberto mancini'yle fatih terim kovulmadan önce anlaşıldığı ve terim'in hocalığı sürecinde de ünal aysal ve bülent tulun'un hocaya her türlü zorluğu çıkarmak için çabaladığı, örneğin sneijder transferini hocaya danışmadan yaptığı haberlerinin doğruluğu ama kesin olmayışı, 3 temmuz şike sürecindeki gazete haberlerinin doğru olup, tff kurulları tarafından maddi gerçeğe dönüştürülmemesiyle aynıdır. hocamızın da kişisel egosu sebebiyle bazı hataları elbet olabilir, bu yazıdaki amacım dokunulmaz bir fatih terim putu yaratmak değildir.

ancak biz eleştirirken galatasaray başkanlık makamına ne kadar saygı duyuyorsak, ünal aysal'ın da o makama saygı duyarak, kendi "elemanı"nı böyle arkadan vuran eylemlerle ayağını kaydırarak kovmayı amaçlamamalıydı. burada en temel hata şekil ve üsluptur ve bu ayıp galatasaray'a ve galatasaray başkanına yakışmamaktadır. bu yüzden imparator fatih terim sempatizanı olan veya olmayan her galatasaray taraftarı ünal aysal'ın bu samimiyetsiz tavrına tepki koymalıdır.

kendi adıma ben ünal aysal'a olan güvenimi kaybettim, umarım 2014'te olağan genel kurul yapılması tüzüğe uygundur ve yönetim değişir.