• 7
    fatih terim ile yollar ayrıldıktan sonra hepimiz karmaşık duygulara kapıldık. kimimiz başkan'a kızdık, kimimiz fatih hoca'ya sitem ettik. yöneticileri eleştirenler de oldu, onları savunan da. tüpçüye, federasyon'a küfür ettik, içimiz içimizi yedi ama hiç birimizin aklı ermedi bu olanlara.

    ben hala aptal gibiyim, olayı hala idrak edemedim, hala kabullenemedim. nasıl böyle oldu, neden bunları yaşadık, kim suçlu, kime kızayım bilmiyorum. her yerde samimiyetsiz açıklamalar, yalan haberler...

    diğer yanda da futbolcular var. bir anda belki de abileri, babaları kadar sevdikleri hocaları uçup gitti ellerinden. kendimi semih kaya'nın yerine koyuyorum, ağlayasım geliyor. muslera'yı düşünüyorum, "ulan bari tafi gitmese" diye dua ediyorum. üzüldüğüm çok nokta var. ama kızamıyorum kimseye.

    neyse ajitasyon yapmayalım. olan oldu, bu olanları düzeltmek için her şeyi yapardım ama düzelmeyeceği için üzülmekten başka yapacak bir şey yok.

    olaylardan sonra sanki tüpçüden bahsediyormuş gibi kendi başkanına küfredenler, "boykot yapalım maça gitmeyelim" diyenler oldu. kusura bakmayın ama öyle diyenlerin amına koyayım. tamam fatih terim'in yeri ayrıdır, hagi'nin, bülent'in, hepsinin yeri ayrıdır ama hiç kimse galatasaray'ın önüne geçemez, metin oktay, ali sami yen dahil kimse galatasaray'dan büyük değildir. bu akşam rize maçı var, her zamankinden daha çok takımımızın yanında olmalıyız, juventus maçı öncesi daha güçlü desteklemeliyiz. maç boyunca "imparator" diye bağırmak yerine daha yürekten bağırmalıyız "galatasaray" diye.

    ve keşke şöyle bir şey yapılsa:
    maç boyunca fatih terim'i ima eden en ufak bir tezahürat, tepki olmasa, sadece büyük bir pankartta şöyle yazsa;
    "aslolan galatasaray'dır.
    fatih terim"
App Store'dan indirin Google Play'den alın