1
24 eylül 2013'te galatasaray yönetiminin fatih terim'in işine son vermesinden sonra meydana gelen hadisedir. galatasaray taraftarının büyük bir kısmında gözlemleyebildiğimiz tuhaflıklardır. akıl almaz hakaretler, mantıksız değerlendirmeler, rayından çıkmış yorumlar, bitmek bilmeyen çelişkiler...
- ilk olarak başkana yönelik hakaretlerden başlayayım. ünal aysal,fatih terim'in işine durup dururken mi son verdi? biz ne zaman yakın geçmişi bu denli kolay unutur olduk? inanılacak gibi değil gerçekten. fatih terim'in yıldırım demirören'le masaya oturması, çıkan dedikodular ve bu bir aylık süreçte galatasaray futbol takımının nasıl başaşağı gittiğini göreniniz yok mu? sorularım çok net: milli takımın teklifini kabul edip galatasaray'ı ateşe atan kim? yönetimin sözleşme uzatma kararına cevap vermeyen kim? "birileri" diye başkana laf sokan kim? yönetimle irtibat haline geçme lüzumu duymayan kim? bütün bunların sonucunda yönetimin ne yapmasını bekliyordunuz? (peşinen söyleyeyim, değişik konularda -ağırlıkla şike sürecindeki pasifliğimiz yüzünden- ünal aysal'ı ve yönetimi eleştirdiğim için az ofsayt yemedim sözlükte. ama allahaşkına şu olayda başkan daha ne kadar sabredebilirdi?)
- galatasaray taraftarı ne zamandan beri demirören denen şikecilerin en büyük koruyucusunun laflarına inanmaya başladı? daha da korkuncu, bu adamın söylediklerine inanıp galatasaray başkanına küfreder oldu? olacak iş değil ya! "demirören açıklamış gördünüz mü, vay adi ünal aysal" diyenler vardı. "ünal aysal demirören'den bile ayar yedi ehehe"gibi yorumlar da... ünal aysal, demirören gibi bir herifin "kader arkadaşı" olmadı diye suçlu sanırım. aklım almıyor yahu!
- türk spor basınının galatasaray nefreti ortadayken, basının her yazıp çizdiğine inanmak neyin nesidir? eboue'yi provokatör, drogba ve sneijder'i ihanetle suçlayanlara tepki vermemek -hadi tepkiyi geçtim- basının iddiaları üzerinden futbolcularımızı suçlu ilan etmek bu kadar kolay olmamalı. yazıktır, ayıptır...
- "iki gün sonra rize, beş gün sonra juventus maçımız var ama takımın başında teknik direktör yok, bu mu kurumsallaşma!!" eleştirilerine geleyim. eğer fatih terim ayrıldıktan hemen sonra yeni teknik direktörümüz açıklansaydı yönetimin ne hainliği kalırdı, ne namusu, ne şerefi. (gerçi yine kalmadı ya!) takımın başına yeni teknik direktör getirmenin bakkaldan ekmek almak kadar kolay olmadığı çok açık değil mi? 17 eylül 2013 galatasaray real madrid maçında takımın başında fatih terim vardı ve maçı mı kazandık? ya da en başa döneyim, tff-terim işbirliği ve sonrasında yaşananlar olmasa yeni hoca arar mıydık? aramazdık...
fatih terim'in işine son verildiğini duyduğumda çok üzüldüm, doğrusuyla hatasıyla bir galatasaray efsanesidir çünkü. ama yönetimin de rahatsızlığını anlıyorum ve hak veriyorum da. (ayrıca yönetimin basından bazı isimlerle olan ilişkisini acilen gözden geçirmesi gerektiğini de düşünüyorum)
aslolan galatasaraysa, bu sezon da galatasaray'ın şampiyon olması için tek yumruk olmalı galatasaray taraftarı. şikecilerin ve onların destekçilerinin inadına.
- ilk olarak başkana yönelik hakaretlerden başlayayım. ünal aysal,fatih terim'in işine durup dururken mi son verdi? biz ne zaman yakın geçmişi bu denli kolay unutur olduk? inanılacak gibi değil gerçekten. fatih terim'in yıldırım demirören'le masaya oturması, çıkan dedikodular ve bu bir aylık süreçte galatasaray futbol takımının nasıl başaşağı gittiğini göreniniz yok mu? sorularım çok net: milli takımın teklifini kabul edip galatasaray'ı ateşe atan kim? yönetimin sözleşme uzatma kararına cevap vermeyen kim? "birileri" diye başkana laf sokan kim? yönetimle irtibat haline geçme lüzumu duymayan kim? bütün bunların sonucunda yönetimin ne yapmasını bekliyordunuz? (peşinen söyleyeyim, değişik konularda -ağırlıkla şike sürecindeki pasifliğimiz yüzünden- ünal aysal'ı ve yönetimi eleştirdiğim için az ofsayt yemedim sözlükte. ama allahaşkına şu olayda başkan daha ne kadar sabredebilirdi?)
- galatasaray taraftarı ne zamandan beri demirören denen şikecilerin en büyük koruyucusunun laflarına inanmaya başladı? daha da korkuncu, bu adamın söylediklerine inanıp galatasaray başkanına küfreder oldu? olacak iş değil ya! "demirören açıklamış gördünüz mü, vay adi ünal aysal" diyenler vardı. "ünal aysal demirören'den bile ayar yedi ehehe"gibi yorumlar da... ünal aysal, demirören gibi bir herifin "kader arkadaşı" olmadı diye suçlu sanırım. aklım almıyor yahu!
- türk spor basınının galatasaray nefreti ortadayken, basının her yazıp çizdiğine inanmak neyin nesidir? eboue'yi provokatör, drogba ve sneijder'i ihanetle suçlayanlara tepki vermemek -hadi tepkiyi geçtim- basının iddiaları üzerinden futbolcularımızı suçlu ilan etmek bu kadar kolay olmamalı. yazıktır, ayıptır...
- "iki gün sonra rize, beş gün sonra juventus maçımız var ama takımın başında teknik direktör yok, bu mu kurumsallaşma!!" eleştirilerine geleyim. eğer fatih terim ayrıldıktan hemen sonra yeni teknik direktörümüz açıklansaydı yönetimin ne hainliği kalırdı, ne namusu, ne şerefi. (gerçi yine kalmadı ya!) takımın başına yeni teknik direktör getirmenin bakkaldan ekmek almak kadar kolay olmadığı çok açık değil mi? 17 eylül 2013 galatasaray real madrid maçında takımın başında fatih terim vardı ve maçı mı kazandık? ya da en başa döneyim, tff-terim işbirliği ve sonrasında yaşananlar olmasa yeni hoca arar mıydık? aramazdık...
fatih terim'in işine son verildiğini duyduğumda çok üzüldüm, doğrusuyla hatasıyla bir galatasaray efsanesidir çünkü. ama yönetimin de rahatsızlığını anlıyorum ve hak veriyorum da. (ayrıca yönetimin basından bazı isimlerle olan ilişkisini acilen gözden geçirmesi gerektiğini de düşünüyorum)
aslolan galatasaraysa, bu sezon da galatasaray'ın şampiyon olması için tek yumruk olmalı galatasaray taraftarı. şikecilerin ve onların destekçilerinin inadına.