185
bir tutam aziz yıldırım transfer mentalitesi, bir tutam yıldırım demirören beceriksizliği, az biraz fenerbahçe kitabına uydurmacılığı ve epeyce bir kayserili kurnazlığı sonucu uzun yıllar hatırlanacak bir transfer hikayesinde başrol oynayan futbolcu. sınavlardan dolayı çok takip edemedim ama göründüğü kadarıyla önümüzdeki sezonu da kayserispor'da geçirecektir.
tee en başından yapılan bazı ihmal ve yanlışlıklar sonucu trajikomik bazı olaylar yaşanmış ve yaşanmaktadır. federasyonda kayıtlı bir menajeri olmamasına rağmen 4-5 farklı kişinin kendini bu ünvanla tanıtıp kulüplerle görüştüğü söyleniyor. federasyonun bu konuda yıllardır yaptığı yanlış ve eksik uygulamalar da türk geleneğine uygun olarak bu olay neticesinde sorgulanmaya başlanacaktır.
lakin 4-5 milyon gibi rakamlarla ifade edilen paraların döndüğü bir olayda bu tarz bir kayserili kurnazlığının yaşanmamasını beklemek de fazlasıyla abes olur kanımca. transferi konusunda yaşananları, birebir tanık olmadığım için bilemiyorum tabi ama takip edebildiğim açıklamalardan çıkardığım senaryo şöyledir.
beşiktaş yönetimi mehmet topuz'u transfer etmeye niyetlenmiştir. malum "satmıyoruz" sloganını göz önünde bulundurarak önce mehmet topuz'u ikna ederlerse işlerinin kolaylaşacağını düşünmüşlerdir. bu durumu haber alan "satmayan" kulüp kayserispor da işi çıkmaza sokup mehmet'i elinde tutmayı, tutamazsa da transferinden sağlam bir para kaldırmayı düşünerek fenerbahçe'ye haber salmıştır. fenerbahçe ile yapılan görüşme sonucu malum miktar ve bir oyuncu karşılığında anlaşma sağlanmıştır. böylece işleri türk usulü halletmeye çalışan beşiktaş argo tabirle tufaya düşmüştür. zira appiah ve ortega gibi futbolcularla mahkemelik olan ve duruşmalara gide-gele işin prosedürünü iyice öğrenen fenerbahçe ve bu tip konulardaki kurnazlığı herkesçe malum olan kayserililer işi kitabına uygun olarak yürütmüş, olası bir dava yolunu tamamen kapatmışlardır.
son gelinen durumda yapılan açıklamalar ve oluşan ortam, pek hoş bir benzetme olmayacak ama; müjde ar, kemal sunal, şener şen, ilyas salman ve adile naşit'in rol aldığı "kibar feyzo" filmini andırmaktadır. kulüple anlaşıp bonservis hakkını alma hadisesi zaten teorik olarak başlık parasının bir alt modelidir gözümde. mehmet topuz da yaptığı "ben beşiktaşlıyım. fenerbahçe'de forma giymek istemiyorum" tarzı açıklamalar da filmde "anayız, bacıyız, mal olmaya karşıyız" diye slogan atıp yürüyen, duvarlara " hem töresi, hem ağası. kahrola başlık parası" gibi yazılar yazan köy halkına benzemiştir. yalnız mevcut durumda yıldırım demirören'in "on bin peşin on bin senet" repliği de işe yaramayacak gibi durmaktadır.
tee en başından yapılan bazı ihmal ve yanlışlıklar sonucu trajikomik bazı olaylar yaşanmış ve yaşanmaktadır. federasyonda kayıtlı bir menajeri olmamasına rağmen 4-5 farklı kişinin kendini bu ünvanla tanıtıp kulüplerle görüştüğü söyleniyor. federasyonun bu konuda yıllardır yaptığı yanlış ve eksik uygulamalar da türk geleneğine uygun olarak bu olay neticesinde sorgulanmaya başlanacaktır.
lakin 4-5 milyon gibi rakamlarla ifade edilen paraların döndüğü bir olayda bu tarz bir kayserili kurnazlığının yaşanmamasını beklemek de fazlasıyla abes olur kanımca. transferi konusunda yaşananları, birebir tanık olmadığım için bilemiyorum tabi ama takip edebildiğim açıklamalardan çıkardığım senaryo şöyledir.
beşiktaş yönetimi mehmet topuz'u transfer etmeye niyetlenmiştir. malum "satmıyoruz" sloganını göz önünde bulundurarak önce mehmet topuz'u ikna ederlerse işlerinin kolaylaşacağını düşünmüşlerdir. bu durumu haber alan "satmayan" kulüp kayserispor da işi çıkmaza sokup mehmet'i elinde tutmayı, tutamazsa da transferinden sağlam bir para kaldırmayı düşünerek fenerbahçe'ye haber salmıştır. fenerbahçe ile yapılan görüşme sonucu malum miktar ve bir oyuncu karşılığında anlaşma sağlanmıştır. böylece işleri türk usulü halletmeye çalışan beşiktaş argo tabirle tufaya düşmüştür. zira appiah ve ortega gibi futbolcularla mahkemelik olan ve duruşmalara gide-gele işin prosedürünü iyice öğrenen fenerbahçe ve bu tip konulardaki kurnazlığı herkesçe malum olan kayserililer işi kitabına uygun olarak yürütmüş, olası bir dava yolunu tamamen kapatmışlardır.
son gelinen durumda yapılan açıklamalar ve oluşan ortam, pek hoş bir benzetme olmayacak ama; müjde ar, kemal sunal, şener şen, ilyas salman ve adile naşit'in rol aldığı "kibar feyzo" filmini andırmaktadır. kulüple anlaşıp bonservis hakkını alma hadisesi zaten teorik olarak başlık parasının bir alt modelidir gözümde. mehmet topuz da yaptığı "ben beşiktaşlıyım. fenerbahçe'de forma giymek istemiyorum" tarzı açıklamalar da filmde "anayız, bacıyız, mal olmaya karşıyız" diye slogan atıp yürüyen, duvarlara " hem töresi, hem ağası. kahrola başlık parası" gibi yazılar yazan köy halkına benzemiştir. yalnız mevcut durumda yıldırım demirören'in "on bin peşin on bin senet" repliği de işe yaramayacak gibi durmaktadır.