668
imparator sonrası (2009) başa gelen hiddink ve oğuz ile çökme mevsimine girdikten sonra, kurtarıcı gözüyle baktığımız, ( hatta bir dönem bize gelse ya la, diye dilendiğimiz) abdullah avcı'nın saçma sapan oyuncu seçimleri, gerek ırkçılığı ve gerekse söylemleri ile neredeyse kendi takımı dışında tüm ülke tarafından nefret edilen, her ayağına top geldiğinde milli maçta dahi delicesine * küfredilen bir oyuncuyu ısrarla kaptan yapması ile iyice gözümüzden düşmüştü malumunuz. selçuk mevzusuna hiç girmiyorum dahi.
açıkçası bu hissiyatı en son ersun yanal ile yaşamıştım 2004 zamanı, özellikle hakan'a karşı aldığı tavır sebebi ile türk değil, galatasaraylı'yım diyorduk. o aidiyet hissiyatını yok etmişti. imparator geldi toparladı, yeniden tek yürek kıvamına geldik.
abdullah avcı'nın sıçıp sıvaması sonrasında daha 6-7 ay öncesine kadar sövdükleri, önünü kesmek için elinden geleni ardlarında bırakmadıkları imparator'a yöneldiler kurtarıcı olaraktan. siyasi baskıyı da es geçmiyoruz tabi.
şimdi ise federasyon yöneticisi çıkıp en açık ifade ile konuşmak gerekirse, densiz densiz konuşma cür'etini gösterebiliyor siyasilerden de aldığı gaz ile. takım, uçmuş gidiyor derken, aradaki makası belkide uzun yıllar kapaması mümkün olmayacak şekilde açacak iken, öncesinde yabancı mevzusu, sonrasında hocaya iş atma şekli ile açık bir şekilde baltalanıyor, normalde böyle ihtimalleri paranoyak hezeyanlar olarak geçiştiririm ama olimpiyatlarda dahi yüzümüze vurulan match fixing mevzusunda tüm dünyaya rezil olmayı malum kulübün yakasını kurtarmaya yeğleyen bir federasyon'a sahibiz.
bir çok galatasaraylı gibi bizim de zorumuza giden imparator'un tüpçü'nün yönetimi altında göreve gelmesi oldu aslında. lan biz ruh hastasımıyız milli takımın başarısızlığını isteyelim. en büyük acılarımızı biz bu milli takım sayesinde gömmedik mi arkadaş. zamanında en büyük birleştirici unsurdu(ağrı kesici) lan. çocukken kazandığımız bir macaristan maçını hatırlarım misalen, hakan'ın iki tane tertemiz yazdığı, ya da yine euro96 elemelerinde isviçre'ye uzaktan yasladığı. iki üç gün hiç bir şey üzemiyordu anasını satayım. siz getirdiniz bizi bu hale o çocukları. * , işin içinden çıkamayacağınızı anladığınızda ise, beyefendinin adres göstermesi ile gerekeni (!) yapıverdiniz.
bu sebeptendir ki, ersun yanallı dönemde dahi bu takımın başarısızlığını istemedim, desteklemesem dahi maç günleri içim pır pır ediyordu, ama şimdi romanya içimizde gezdirsin, sol yatırsın, dibimize dibimize itelesin, suya götürsün getirmesin istiyorum. istiyorum ki bir an önce düşsünler imparator'un yakasından, tahmin ediyorum ki öyle böyle baskı yemiyor şu an, kraldan çok kralcı olan malum yancı taife ise,( gerek siyasi gerek federasyon) beyefendiden aldıkları gaz ile asıp kesmeye başlamışlar dahi. benim için aslolan galatasaray arkadaş, türk futbolu zerre s.kimde değil bu saatten sonra, beter olalım afedersin...
açıkçası bu hissiyatı en son ersun yanal ile yaşamıştım 2004 zamanı, özellikle hakan'a karşı aldığı tavır sebebi ile türk değil, galatasaraylı'yım diyorduk. o aidiyet hissiyatını yok etmişti. imparator geldi toparladı, yeniden tek yürek kıvamına geldik.
abdullah avcı'nın sıçıp sıvaması sonrasında daha 6-7 ay öncesine kadar sövdükleri, önünü kesmek için elinden geleni ardlarında bırakmadıkları imparator'a yöneldiler kurtarıcı olaraktan. siyasi baskıyı da es geçmiyoruz tabi.
şimdi ise federasyon yöneticisi çıkıp en açık ifade ile konuşmak gerekirse, densiz densiz konuşma cür'etini gösterebiliyor siyasilerden de aldığı gaz ile. takım, uçmuş gidiyor derken, aradaki makası belkide uzun yıllar kapaması mümkün olmayacak şekilde açacak iken, öncesinde yabancı mevzusu, sonrasında hocaya iş atma şekli ile açık bir şekilde baltalanıyor, normalde böyle ihtimalleri paranoyak hezeyanlar olarak geçiştiririm ama olimpiyatlarda dahi yüzümüze vurulan match fixing mevzusunda tüm dünyaya rezil olmayı malum kulübün yakasını kurtarmaya yeğleyen bir federasyon'a sahibiz.
bir çok galatasaraylı gibi bizim de zorumuza giden imparator'un tüpçü'nün yönetimi altında göreve gelmesi oldu aslında. lan biz ruh hastasımıyız milli takımın başarısızlığını isteyelim. en büyük acılarımızı biz bu milli takım sayesinde gömmedik mi arkadaş. zamanında en büyük birleştirici unsurdu(ağrı kesici) lan. çocukken kazandığımız bir macaristan maçını hatırlarım misalen, hakan'ın iki tane tertemiz yazdığı, ya da yine euro96 elemelerinde isviçre'ye uzaktan yasladığı. iki üç gün hiç bir şey üzemiyordu anasını satayım. siz getirdiniz bizi bu hale o çocukları. * , işin içinden çıkamayacağınızı anladığınızda ise, beyefendinin adres göstermesi ile gerekeni (!) yapıverdiniz.
bu sebeptendir ki, ersun yanallı dönemde dahi bu takımın başarısızlığını istemedim, desteklemesem dahi maç günleri içim pır pır ediyordu, ama şimdi romanya içimizde gezdirsin, sol yatırsın, dibimize dibimize itelesin, suya götürsün getirmesin istiyorum. istiyorum ki bir an önce düşsünler imparator'un yakasından, tahmin ediyorum ki öyle böyle baskı yemiyor şu an, kraldan çok kralcı olan malum yancı taife ise,( gerek siyasi gerek federasyon) beyefendiden aldıkları gaz ile asıp kesmeye başlamışlar dahi. benim için aslolan galatasaray arkadaş, türk futbolu zerre s.kimde değil bu saatten sonra, beter olalım afedersin...