6929
güzel platform. içeriği fena değil.
yalnız bazen ipin ucu kaçınca güzel olan şeylere de gölge düşüyor.
evet sen bu laftan siyaset olayını anladın. hayır konu siyaset değil. eğer "eyvah yine mi siyaset içerikli yazı :(" diyen varsa mehmet akif'den geliyor:
korkma!
öhömm. neyse devam edelim.
ne demiştik. ipin ucu kaçınca. peki hangi ip? tabiki de sevginin ipi.
sevdanın ipi.
hani bir erkek bir kızı sevince, bir süre sonra sapıtır da ortamda adı geçen her erkek ismini kendine potansiyel tehdit olarak algılar ya. o misal işte. tam değil ama onun gibi düşün.
halbuki olaya dışardan tarafsız gözlerle bakan birisi için ne kadar saçmadır değil mi?
senin tahmin edemeyeceğin kadar.
takım tutma işinde de olay aşırıya kaçınca boku çıkıyor arada. galatasaraylıysan olaya fenerbahçe adı geçti mi sağ tarafındaki görünmez şeytanın, solundaki iyilik meleğine batırıveriyor mızrağını.
misal rakibin avrupa maçına çıkıyor.
benden daha ön planda olmasın diye onun mağlubiyetini istiyorsun. rakip benle, başarı kazanınca dalga geçmesin diye başarısız olsun istiyorsun.
haklı mısın? belki.
saçma mı? yüzde yüz.
aynısı karşı taraf için de geçerli.
biz kazanalım da onlara karşı ortaya koyabileceğimiz bir argümanımız olsun.
bu mu yani? bu mu hedef?
e ama avrupa'da da böyle?
bize ne? mantığımız avrupa saatine göre mi tik taklıyor?
nedir yani bu rekabetin ipinin ucunun kaçmış hali?
geçmişte beşiktaşlı birisini, galatasaraylı biri öldürdü diye,
o kini, daha o gün doğmamış birisinden çıkarmanın amacı nedir?
sırf gücü aptallıktan beri gelen birisine, rakibe düşmanız diye onun aptallıktan beri gelen gücünün arkasına sığınmak nedir? bu adamları reis olarak adlandırıp onlara iman etmenin amacı nedir?
beşiktaş semti beşiktaş taraftarına ait diye, kadıköy semti fenerbahçe taraftarına ait diye buralarda galatasaray formasıyla dolaşmanın dayakla sonuçlanması nedir? düşman gelip işgal mi etmeyi amaçlıyor orayı? beyoğlu?
bu tarz saçma düşmanlıkların, eylemlerin hep birilerinin cebine para olarak döndüğünü niye fark etmiyor kimse? galatasarayla fenerbahçe arasında bu tarz aptalca olayların doğurduğu düşmanlık, aziz yıldırım denen mafyayı fenerbahçe'nin başına mahkum etmedi mi? bak. galatasaraylı birisinin de aziz yıldırım denen mafyanın türk futboluna musallat olmasında katkısı varmış değil mi?
artık o kadar dol(dur)muşuz ki kendimizi, sokakta yanyana yürüyüp bir şeyler yapan galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş formalı insanlara bile tahammülümüz yok.
eboue'ye saldıranları, denize dökülen galatasaraylıları ne çabuk unuttun diyor.
haydi o zaman kuşluk vakti atina'yı fethediyoruz beyler.
babam son yıllarda futbol izlemeyi bırakıp galatasaray'ın basketbol maçlarını takip etmeye başlamıştı. niye böyle yapıyorsun deyince orası daha centilmence geçiyor diye cevap vermişti. şimdi bizim holiganlar basketbola da el atınca eyvah dedi adamcağız.
insan sıkılıyor artık.
dün oynanan arsenal galatasaray maçında drogba gol attıktan sonra arsenal taraftarı gülüp alkış tutuyor.
bizde olsa drogba veya sow veya fernandes kafasına şişe yer. sokakta millet onun hırsıyla birbirine girer.
volkan gider sabri'nin boğazını sıkar. taraftarı ona helal olsun işte gerçek fenerbahçeli der alkış tutar.
gözüne inen perde yüzünden olayın esas amacının taraftara ve kulübe yalakalık olsun da kontratımı uzatayım olduğunun farkına varmaz. başka olaylara da zemin hazırlar.
sabri o anda gider volkan'ın ensesini sıkar iz bırakır. bizimkiler de bak işte ne kadar cesur görüyor musunuz deyip volkan'ın ensesinin fotoğrafını sağa sola paylaşır. esas amacın ne olduğunun farkına varmaz.
olan sana bana ona olur. sokakta sinirden birbirimizi yeriz.
peki nereye kadar?
1) ya biz safların gözü açılacak. bu olaylara prim vermeyeceğiz.
2) ya da bu olaylardan cebini dolduranlar insafa gelecek. bu tarz hareketlerden vazgeçecekler.
hangisinin daha mümkün olduğu aşikar. zaten o yüzden bu başlığa yazıldı.
yalnız bazen ipin ucu kaçınca güzel olan şeylere de gölge düşüyor.
evet sen bu laftan siyaset olayını anladın. hayır konu siyaset değil. eğer "eyvah yine mi siyaset içerikli yazı :(" diyen varsa mehmet akif'den geliyor:
korkma!
öhömm. neyse devam edelim.
ne demiştik. ipin ucu kaçınca. peki hangi ip? tabiki de sevginin ipi.
sevdanın ipi.
hani bir erkek bir kızı sevince, bir süre sonra sapıtır da ortamda adı geçen her erkek ismini kendine potansiyel tehdit olarak algılar ya. o misal işte. tam değil ama onun gibi düşün.
halbuki olaya dışardan tarafsız gözlerle bakan birisi için ne kadar saçmadır değil mi?
senin tahmin edemeyeceğin kadar.
takım tutma işinde de olay aşırıya kaçınca boku çıkıyor arada. galatasaraylıysan olaya fenerbahçe adı geçti mi sağ tarafındaki görünmez şeytanın, solundaki iyilik meleğine batırıveriyor mızrağını.
misal rakibin avrupa maçına çıkıyor.
benden daha ön planda olmasın diye onun mağlubiyetini istiyorsun. rakip benle, başarı kazanınca dalga geçmesin diye başarısız olsun istiyorsun.
haklı mısın? belki.
saçma mı? yüzde yüz.
aynısı karşı taraf için de geçerli.
biz kazanalım da onlara karşı ortaya koyabileceğimiz bir argümanımız olsun.
bu mu yani? bu mu hedef?
e ama avrupa'da da böyle?
bize ne? mantığımız avrupa saatine göre mi tik taklıyor?
nedir yani bu rekabetin ipinin ucunun kaçmış hali?
geçmişte beşiktaşlı birisini, galatasaraylı biri öldürdü diye,
o kini, daha o gün doğmamış birisinden çıkarmanın amacı nedir?
sırf gücü aptallıktan beri gelen birisine, rakibe düşmanız diye onun aptallıktan beri gelen gücünün arkasına sığınmak nedir? bu adamları reis olarak adlandırıp onlara iman etmenin amacı nedir?
beşiktaş semti beşiktaş taraftarına ait diye, kadıköy semti fenerbahçe taraftarına ait diye buralarda galatasaray formasıyla dolaşmanın dayakla sonuçlanması nedir? düşman gelip işgal mi etmeyi amaçlıyor orayı? beyoğlu?
bu tarz saçma düşmanlıkların, eylemlerin hep birilerinin cebine para olarak döndüğünü niye fark etmiyor kimse? galatasarayla fenerbahçe arasında bu tarz aptalca olayların doğurduğu düşmanlık, aziz yıldırım denen mafyayı fenerbahçe'nin başına mahkum etmedi mi? bak. galatasaraylı birisinin de aziz yıldırım denen mafyanın türk futboluna musallat olmasında katkısı varmış değil mi?
artık o kadar dol(dur)muşuz ki kendimizi, sokakta yanyana yürüyüp bir şeyler yapan galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş formalı insanlara bile tahammülümüz yok.
eboue'ye saldıranları, denize dökülen galatasaraylıları ne çabuk unuttun diyor.
haydi o zaman kuşluk vakti atina'yı fethediyoruz beyler.
babam son yıllarda futbol izlemeyi bırakıp galatasaray'ın basketbol maçlarını takip etmeye başlamıştı. niye böyle yapıyorsun deyince orası daha centilmence geçiyor diye cevap vermişti. şimdi bizim holiganlar basketbola da el atınca eyvah dedi adamcağız.
insan sıkılıyor artık.
dün oynanan arsenal galatasaray maçında drogba gol attıktan sonra arsenal taraftarı gülüp alkış tutuyor.
bizde olsa drogba veya sow veya fernandes kafasına şişe yer. sokakta millet onun hırsıyla birbirine girer.
volkan gider sabri'nin boğazını sıkar. taraftarı ona helal olsun işte gerçek fenerbahçeli der alkış tutar.
gözüne inen perde yüzünden olayın esas amacının taraftara ve kulübe yalakalık olsun da kontratımı uzatayım olduğunun farkına varmaz. başka olaylara da zemin hazırlar.
sabri o anda gider volkan'ın ensesini sıkar iz bırakır. bizimkiler de bak işte ne kadar cesur görüyor musunuz deyip volkan'ın ensesinin fotoğrafını sağa sola paylaşır. esas amacın ne olduğunun farkına varmaz.
olan sana bana ona olur. sokakta sinirden birbirimizi yeriz.
peki nereye kadar?
1) ya biz safların gözü açılacak. bu olaylara prim vermeyeceğiz.
2) ya da bu olaylardan cebini dolduranlar insafa gelecek. bu tarz hareketlerden vazgeçecekler.
hangisinin daha mümkün olduğu aşikar. zaten o yüzden bu başlığa yazıldı.
